Giriş
(4)

senaryo sorusu

Sandman
aklıma iki hikaye takıldı birincisi yeni evli bir çiftin hayatları kadının sosyopat kız kardeşi tarafından tehlikeye düşüyor. 2. genç ve toy bir gazeteci kılık değiştirerek uluslar arası fuhuş çetesinin peşine düşüyor
aklıma iki hikaye takıldı birincisi yeni evli bir çiftin hayatları kadının sosyopat kız kardeşi tarafından tehlikeye düşüyor. 2. genç ve toy bir gazeteci kılık değiştirerek uluslar arası fuhuş çetesinin peşine düşüyor
0
Sandman
(04.01.14)
soru nedir ?
0
lepetitprince
(04.01.14)
soru bu senaryolar ilgi çeker mi
0
🌸Sandman
(04.01.14)
hangisini yazmak, detaylandırmak diye soruyorsan ikincisi derim ben.

edit. ilgi çeker bi bilmem işleyişe bağlı ama üstünde kafa yorup detaylandırmak ikinci konuda daha zevkli olucaktır.

ama muhtemelen evlilik cinsellik entrika koktuğundan ilk senaryo fikri daha cok tutma ihtimali var.
0
nwnd
(04.01.14)
ikincisi daha iyi gibi duruyor. ama aynı zamanda yazması daha zor görünüyor. altından kalkabilirsen ikinciyi yaz
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(04.01.14)
(18)

ben niye iş bulamıyorum lan?

pomaklar
selam romalı kardeşlerim;konu çok bayat bi konu ama bi akıl fikir yürütürüz beraber diye yardımınıza ihtiyacım peydah oldu. maliye mezunu bi adamım, askerliğimi falan da yaptım, 1.5 sene bi şirkette muhasebe bölümünde çalıştım ama aşırı mobbingden ötürü istifa etmek zorunda kaldım. şimdi böyle kariy
selam romalı kardeşlerim;

konu çok bayat bi konu ama bi akıl fikir yürütürüz beraber diye yardımınıza ihtiyacım peydah oldu. maliye mezunu bi adamım, askerliğimi falan da yaptım, 1.5 sene bi şirkette muhasebe bölümünde çalıştım ama aşırı mobbingden ötürü istifa etmek zorunda kaldım. şimdi böyle kariyer.net falan ilanlara başvuruyoruz ama sıfır sonuç. öyle tanıdık, çevre falan bu tarz imkanlarım da yok denecek kadar az hatta yok. oturup kpss'ye yardırsam koca 1 sene ailem bana bakamaz, baksa da hoş olmaz. banka sınavları falan girdik, giriyoruz ama bi torpilin yoksa da o cırt. önceki işimi kariyer.net'den kendim bulmuştum ama dediğim gibi olağanüstü bi mobbing olduğundan bırakmak durumunda kaldım. ne yapsak ne etsek nasıl olur? bi fikir eyleyin.

saygılar sevgiler.
0
pomaklar
(09.07.13)
geçende de biri sormuştu aynı soruyu sen miydin o?
tekrar açıklıyorum;
1.kariyer.net tek değildir. secrectcv si var yenibir iş.com 'u var. bunlara da bak.
2.cv'in güncel olsun.(ne zaman güncellediğin görünüyor orada)
3.başvuru yaptığın ilanla ilgili kilit kelimeler olsun cv'nde ya da önyazında
4.MUTLAKA ÖN YAZI EKLE
5.başvuru yaptığın alanda istihdam sıkıntısı varsa inat etme, başka dallara da bak. esnek ol biraz. iş hayatı siyah ve beyazdan ibaret değil. ben muhasebeciyim. sadece muhasebe yaparım deme. belki başka bir kapı hem kariyer hem ücret açısından sana daha faydalı olacak.
6. iş tecrübelerin(1,5 sene kötü değil, gayet iyi. başka varsa diyorum) çok aşırı kısa olmasın. oradan oraya atlamış izlenimi uyandırmasın.
7.kendine güven.
8.mülakata takım elbise ve temiz şık ayakkabılarla git, ikna edici ol. yamukluk yapma, dürüst ol. ama aynı zamanda sempatik ol.
9. cv'de hobilere kitap okumak, sinemaya gitmek yazma.
0
jimjim
(09.07.13)
yok o ben değildim :)

1)aynen hepsinden başvuruyorum zaten, tamamen örnek olarak kariyer.net yazdım.
2)güncel evet.
3)buna dikkat ederim!
4)ön yazı mutlaka ekliyorum zaten.
5)olabilir evet.
6)yok zaten 3 sene olalı mezun olalı. askerlik vs. ancak o kadar tecrübem var :)
7) güvenim tam.
8) aynı şekilde gidiyorum zaten.
9)bu ayrıntıya da dikkat ederim.

bi de 9-10 saatlik mesai sürelerine 1500 lira istemek çok mu arkadaş? herkes 1200 falan isteseydin dedi vs. 15-16 saat çalışırken 2000 lira alıyordum. istediğim ücret çok mu uçuk?
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
jimjimin yazdıklarına ek olarak: cv fotoğrafın da düzgün olsun. kariyer nete evin salonunda, barda, ormanda çekilmiş fotoğraflarını koyan bir sürü insan var. hatta o hobiler kısmına maç izlemek yazmıyorlar mı?
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(09.07.13)
biliyorum; çalıştığım yerde muhasebedeb ik'ya kadar birçok departmanda görev aldım. o tipleri hiç değerlendirmeye bile almıyorduk. balkonda çay içerken falan fotoğrafı olan adamlar gördü bu gözler :)
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
niye iş bulamıyorsun lan o zaman! :)
şaka şaka..
ne kadar oldu başvurulara başlayalı? adamlar gerçekten acayip geç dönüyorlar. çok acil bir açık yoksa (yani aniden işten çıkarma/istifa falan yaşanmadıysa) bayağı esnek davranabiliyorlar. acele etme sabırla bekle.

bir de ücret için soruyorum hangi şehir?
0
jimjim
(09.07.13)
1-memleket nere hemşerim? hangi şehirdesin! yani şartların ne kadar elverişli!!
2-yeni bir görüşme olasılığı ortaya çıkarsa sakın bu "mobbing" lafını etme
eğer işten niye ayrıldınız diye sorarlarsa!
Çünkü her işyerinde az da olsa bir "mobbing" var, bu kaçınılmaz.
çok istisnadır olmayan iş yeri.
ama senin iş tecrüben sonuç olarak 1,5 yıl, çok değil, yani senin mobbing diyebildiğin olaya bir başkası gülüp geçebilir. bu sadece genelleme, yanlış anlama bu kısmı. yani direkt tecrübeyle orantılı bu haller, üstesinden gelme, yani işin piçliğini öğrenme. bu da zaten tecrübe adı üstünde.
3- ama yeni bir işe geçiş için yeterli olur 1,5 yıl. bu adamların ne istediğine de bağlı haliyle.
4-sen kendini doğru anlatacaksın ve ifade edeceksin. net olacaksın.
5-@jimjim hepsini yazmış zaten.
0
gece lampulu
(09.07.13)
15 gün falan oldu aşağı yukarı.

istanbul/avrupa yakası.

hani çok uçuk bi para istediğimi düşünmüyorum, sonradan bankaların sınavlarına falan baktım hatta bi bankanın sınavına girdim adamlar başlangıç için 900 lira ile başlatıyorlarmış. şaka gibi. bu durumda da çok uçuk oluyor tabi 1500 lira. ama bilemedim. nedir ki bunun optimum miktarı?
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
başvuruyla iş bulmak zor hacı, çevre edinmeye bak, bilhassa şöyle mali müşavir falan tanıdığın tanıdığı bile olsa git bir görüş, firmalara güvenilir bir adam var bildiğim falan desin, anca öyle bu işler maalesef.
0
tiny penny
(09.07.13)
Istanbul/Avrupa'da senin iş bulabilmen lazım arkadaş.
Sabırlı ol, umudunu asla kaybetme.
1500-2250 ye iş bulursun.
Seni görüşmeye çağıran mutlaka olacak, o durumda firma hk.da da bilgi toplamayı ihmal etme. işe alakanı göster yani.
Bence iş bulursun, rahat ol. dediğin rakamın da üstüne bulursun.
Selamlar, bol şanslar kardeşim.
0
gece lampulu
(09.07.13)
asla uçuk değil.
1500-2000 demen lazım. gerçekten beklentin de böyle olmalı.
tamam koşulların farkındayım. marsta yaşamıyorum ben de ama demelisin ki ben bu parayla ev kiramı vericem, kendimi geçindiricem bir de cebimde bir kar kalacak. nasıl olacak?
daha aşağısına gerek yok.
0
jimjim
(09.07.13)
@gece lampulu

istanbul/avrupa.

fakat başvurduğum adamlar soruyor neden ayrıldın diye? ben istifa ettim diyorum, neden diyor? doğal olarak kimseyi suçlamamak için doğrusu neyse onu söylüyorum. yani sorunlu bi tip değilim aksine sabırlı biriyim zira 1.5 sene bile dayanılmazdı ya neyse :)

sigara içmeyen birine izmarit toplatmak sanırım sadece askerde oluyor ya da ben öyle biliyorum. aile şirketlerinden siz siz olun uzak durun :)
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
pomaklar kardeşim,
biliyorum teşekkürler. ben 17 seneyi devirdim, hep özel sektör ve bir kısmı aile şirketi hatta.
sonuç olarak bir yerlerden başlayacaksın.
şirketlerin o soruya cevap istemesi kadar doğal bir şey yok. ona uygun bie ortaya cevap vermen lazım her seferinde. ki şunu diyeyim şu an çalıştığım yer benim 4. şirketim. ben de çok sabırlı bir adamım ama işi öğrenene kadar belli sıkıntılar oluyor mutlaka. zaten 10+ yıl (10-15 yıl arası) çalışmış adam en az 3 şirket değiştirmiştir, ki aksi ancak çok kurumsallaşmış yerlerde olur.
o iş değiştirme kısmı senin için geçerli değil zaten şimdilik, çünkü işin başlangıç kısmındasın. 15 seneni devirdiğin zaman dediğim önüne gelecek. en az 3 veya 4 şirket. bu kuralı işverenler zaten biliyor, bakma sen soru sorduklarına. bol şans sana. selamalr.
0
gece lampulu
(09.07.13)
ay ne alaka? kendimi geliştiremeyeceğimi düşündüm de.
ilerleme olanağı yoktu de.
başka açıklamama mı yok.
mobbing olayında kimse çalışanın yanında olmaz, iş verenin yanında durur. kim bilir ne b.k yedi de buna gıcık oldular der. şüpheyle yaklaşır yani. bence de başka şey söyle.
0
jimjim
(09.07.13)
hepsi mantıklı ama hobilerine neden kitap okumak yazmasın ya. hobisi oysa ne yapsın bu insan abi. kötü bir şey mi lan kitap okumak:D
bungee jumping, travelling, camping, discovering new places and friends falan yaz bari:D
0
strangerinhere
(09.07.13)
ben bu mobbming olayını hala anlayamıyorum. tam olarak ne yapınca mobbing oluyor mesela? bazen yanımda çalışanlara yanlış hareketlerinde ısrar ettiklerinde tavır aldığım oluyor, sonra sağdan soldan duyuyorum bana baskı uyguluyor, hakaret ediyor vs. diye. öyle oluyor ki elli defa söylediğim şeyi yine de iş düzenine göre değil de, kendi bildiği gibi yapmaya inatlaşanlar var arkadaş!
0
derz dolgusu
(09.07.13)
hayır mobbing denilen olay sizin söylediğiniz şekilde en azından bana olmadı. şöyle ki;

bi operasyon düşünün toplam personel sayısı 100. bunların %80'i sigara içiyor ve öyle sığırlar ki yere atıyorlar izmaritleri. tabi patron bunu görünce direkt herkesi mıntıkaya sokuyor. bu sigara içenlerin çoğu sahada olduğu için bunu sen yapıyorsun. bu bir.

işler az düşük olduğunda satış az biraz kötüye gittiğinde normal yine işini yapan adamlara; memur gibisiniz, yatıyorsunuz(min 12 saat çalışma süresine rağmen), aldığınız paranın hakkını verin gibi abuk sabuk ithamlarda bulunuluyor. bu iki.

kahve bildiğimiz kahve herkes içer di mi? bunu içince 'ooo kahve içecek kadar vaktiniz var demek' gibi yine yatıyorsunuz minvalinde bir laf sokmalar ve kahve içmeyi yasaklamalar. hatta gizli saklı alınan kahveleri gizli saklı içmek. bu üç.

personelin odasına kamera koyup, farklı bi işle uğraşırken kameradan takip edip '37 dakikadır neredesin sen' diye hesap sormak mobbingdir. şu işi yapıyordum desen de tamam masanda ol denilmesidir mobbing. bu da dört.

bunun gibi zibilyon tane şey sayabilirim. yani ufak tefek şeylere zaten kimsenin bi şey dediği yok. ama aile şirketlerinde tek patron olduğu için kendini komutan çalışanlarını da asker sanan zihniyetlerde genelde oluyor bu.
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
ee biz hep öyle çalışıyoruz :) ve aynen anlattığın şeyleri yaşıyoruz. iş hayatına hoş geldin. böyle böyle bunun Türkiye şartlarında normal olduğunu anlarsın zamanla. hatta bu sebeplerden iş bıraktığında rahat batmış bile derler. bence yaşadığının çoğunu tecrübesizlikten yaşadın.
0
derz dolgusu
(09.07.13)
beterin beteri mutlaka vardır inanırım ama günde 15-16 saat hem de bu şartlarda haftada 90-100 saat arası çalışılmaz. en azından ben çalışmam. sizi bilemem :)
0
🌸pomaklar
(09.07.13)
(13)

Endüstri vs Bilgisayar mühendisliği

MouseP
Endüstri mi bilgisayar mı? (odtü itü bilkent vs) Ne yazayım. Diş 5 yılmış lan oha. Sonlara diş ekleyecektim vazgeçtim.mf3 9k- mf4 6k
Endüstri mi bilgisayar mı? (odtü itü bilkent vs)
Ne yazayım. Diş 5 yılmış lan oha. Sonlara diş ekleyecektim vazgeçtim.
mf3 9k- mf4 6k
0
MouseP
(09.07.13)
@divit ciddiyim ben. Aşçılık eheheh çok komik aşçılık ehehehe
0
🌸MouseP
(09.07.13)
şimdi divit demek istemiş ki, endüstri, bilgisayar ve dişçiliğin alakası nedir? ben de katılıyorum. biraz daha düşün istiyorsan. o piti pitilik bir durum değil bu. ilgine yönelmen gerek.
0
it's just a cigarette
(09.07.13)
@it's just a cigarette dişçilik plan b oluyor. istediğim okullar tutmazsa açıkta kalmak, bi daha hazırlanmak istemiyorum. Bilgisayar ve endüstri arasında kararsızım ikisi de ilgimi çekiyor. Burada daha saçma, gugıllık sorular soruluyor, benim soruma gelince mi böyle oluyor, yok arkadaş bunların derdi ağaç değil.
0
🌸MouseP
(09.07.13)
hacı sen bu kadar idealsizsen endüstri yaz, jenerik bölüm. 4 sene içinde kararını da verirsin, ordan yol alırsın.
0
carnicero
(09.07.13)
hayır, eğer soruda açık varsa böyle oluyor genelde. bunu ben de yapıyorum, herkes yapıyor. neyse olay bu değil. açıkta kalmama olayı önemli biliyorum, ancak üçüncü sınıfta okulunu bırakan arkadaşlarım var. şu an sana girmek zor görünüyor olabilir, ancak önemli olan doğru yerde olmak. yoksa bi şekilde saçma da olsa bi yerlerde okuyabiliyorsun. ilk tercihlerin sıralamanın çok üstünde olmasın. sözlükte de şöyle bir şey varmış, ne olduğuna dair en ufak bi fikrim yok. ancak şu an gördüm, o yüzden.

meslek.insparkus.com

edit: bi de istediğin bölümün ders programlarını incele kesinlikle.
0
it's just a cigarette
(09.07.13)
endüstri yazma , çünkü endüstri yönetici işi , sen daha tercihinde bile salata yapmışsın biraz . endüstriden uzak dur bence .
0
reznov
(09.07.13)
sevgili mouse buradaki tüm olumsuz öneriler haklı.
kendin ve beklentilerin hakkında bilgi sahibi değiliz ki nasıl cevap verelim?

ha ben olsam bilgisayar yazarım .
0
ayn-i cemin bülbülü
(09.07.13)
Bilkent endüstrinin kadrosu son iki yılda sağlam dağıldı, ama yine de ders programının içeriği açısından ve şirketlerin gözünde ODTÜ'den iyidir. İTÜ'yü bilmiyorum.

Bilgisayar mühendisliğini becerirsen endüstri mühendislerinden kat be kat fazla kazanırsın. Beceremezsen bilgisayar mühendisliğinden başka alanlara yönelmen gerekebilir. Endüstri mühendisliğinde öyle bir durum pek yok, derslere kafan basmıyorsa ama ağzın iyi laf yaparsa yine iş bulursun, hatta derslere kafası basan ama ağzı iyi laf yapmayanlardan daha iyi işler. Mesela ben bilgisayar mühendisliğine kafası basan ama endüstri mühendisliği okumuş biri olarak kafama sıçıyorum şu aralar.

Bir de Bilkent Endüstri için şöyle bir şey var: www.ie.bilkent.edu.tr
0
kingdom of rust
(09.07.13)
kararsizlari endustriye alalim. odtu ceng icinde kaybolur gidersiniz mazallah. endustri'de aref gibi adamlar da var fena yer degildir odtu endustri.
0
idearch
(09.07.13)
yazılım zordur belki ama daha çok kazandırabilir. hep işverene mi çalışacaksın, bilgisayar mühendisliği bireysel çalışmaya da izin verir. endüstri mühendisinin birincil görev alanı fabrikadır. ama herkes kendini çok uluslu bir şirketin ceosu olacak gibi hayal eder. bence yapabiliyorsanız bilgisayar, elektronik, inşaat mühendislikleri daha iyi. ama en güzeli tıp, dişçilik... sağlık sektörü hiç bitmez.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(09.07.13)
bilgisayar ile hiçbir ilgin alakan (browser açıp kapamak dışında) yoksa, özel bir önem vermiyorsan bilişim teknolojilerine ne işin bilgisayar mühendisliğinde ?

endüstri benim okulumda (izmir ekonomi) resmen ihracat fazlası patates gibi, çok var. eğitimleri güzel ona diyecek bir şey yok.
0
nudistadam
(09.07.13)
Dişi kişiysen Endüstri , er kişiysen bilgisayar :) azcık tecrübeli birisi olarak söylüyorum :)
0
josefen
(09.07.13)
Er kişisiyim.
Bilgisayara ilgim var, browser açıp kapamaktan fazlasını yapabiliyorum çok şükür, neye göre çıkarım yaptığınızı merak ettim.
Buraya uzun uzun kendimden bahsetmeme gerek görmedim, sadece "Bence şu, çünkü böyle böyle" gibi cevaplar arıyordum. Fakat bu kadar olumsuz cevabı haklı bulmuyorum.
İdealsiz olduğumu, tercihlerimi salata yaptığımı düşünenlere ne diyim bilemedim. Sağolun cevaplar için.
0
🌸MouseP
(09.07.13)
(6)

Elbise - Renk..

mutekebbir
Merhabalar, özellikle kadın arkadaşlara soruyorum ama zevkli erkekler de yanıt verebilir..Arkadaşımın düğünü için bu elbiseyi diktirmeyi düşünüyorum fakat düğünlerde gelin haricinde birinin beyaz kıyafet giymesinden hoşlanmıyorum bu sebeple birbirine uyumlu, bu elbisede hoş görünebilecek iki renge i
Merhabalar, özellikle kadın arkadaşlara soruyorum ama zevkli erkekler de yanıt verebilir..

Arkadaşımın düğünü için bu elbiseyi diktirmeyi düşünüyorum fakat düğünlerde gelin haricinde birinin beyaz kıyafet giymesinden hoşlanmıyorum bu sebeple birbirine uyumlu, bu elbisede hoş görünebilecek iki renge ihtiyacım var.. Üst renk ve alt renk diyerek belirtirseniz memnun olurum..

Şimdiden teşekkürler..
0
mutekebbir
(29.06.13)
üst krem, alt yavruağzı (veya mercan rengi) olabilir veya
üst siyah alt saks mavisi
0
innerbliss
(29.06.13)
ten rengin saç rengin önemli bir kriter
0
tuborg yesili
(29.06.13)
@tuborg yeşili kumralım, saçlarım koyu kahverengi ama açık kahverengiye döndürmeyi düşünüyorum o zamana kadar..
0
🌸mutekebbir
(29.06.13)
o zaman innerbliss +1
0
tuborg yesili
(29.06.13)
üst beyaz, yeşil veya lila
alt turkuaz
0
sirena
(29.06.13)
üst turuncu alt mor. yaz düğünü değil mi açık renkli olsun.
ama çok ağır bir model sanki ya

bence şöyle birşey yaptırabilirsen daha iyi olur:
www.birdunyabilgi.org

aynı sitede 22 ve 23 nolu abiyelerin de renkleri iyi. bence rengi hafiften ağır, kumaşı hafif olursa hem asil gösterir hem de modern. tabi iyi bir terzi lazım hepsinden önce:)
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(30.06.13)
(7)

sadakat soruları

bir kavanoz recel bunlarda gecer
Şimdi öncelikle baştan anlaşalım bu sorulara 2 yıldan az beraberlik yaşamış olanlar cevap vermesinler. Nedenini söylememe bile gerek yok.Soru 1: İlişkiniz devam ederken başka bir kadın veya erkekten etkilendiniz mi? Etkilenip bunu karşı tarafa belli etmeme durumundan bahsediyoruz bu soruda. Yani faa
Şimdi öncelikle baştan anlaşalım bu sorulara 2 yıldan az beraberlik yaşamış olanlar cevap vermesinler. Nedenini söylememe bile gerek yok.

Soru 1: İlişkiniz devam ederken başka bir kadın veya erkekten etkilendiniz mi? Etkilenip bunu karşı tarafa belli etmeme durumundan bahsediyoruz bu soruda. Yani faaliyete geçmiş bir ilişki yok.
Sonra bu durumdan nasıl çıktınız?

Soru 2: İlişkiniz devam ederken başka bir kadın veya erkek ile yakalanmadan bir ilişki yaşadınız mı?

Soru 3: Etraf kadınlara canım, bebeğim, aşkım şeklinde hitap eden erkek doldu. Bu erkekler çirkin buldukları kızlara da samimi iseler bebeğim diyorlar mı yoksa bu da içgüdüsel bir şey mi? Yani fırsatı olsa bir ilişki yaşayabileceği nitelikteki kızlara mı bu laflar daha kolay çıkıyor. Sizce de kadın erkek ilişkileri sadakatı zorlayacak kadar yakınlaştı mı?

İsteyen istediği soruyu cevaplayabilir. Hepsi hakkında fikir sahibi olmamak normal.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(04.11.12)
1-) pek etkilendiğim söylenemez lakin bir karşı cinsle sevişme aşamasına gelmiştik. biraz alkol, biraz karşı tarafın cesaretlendirmesi, biraz da benim duvarı gerekli yerde koyamayan tavrım yüzünden. sanırım bunun nedeni içgüdüsel bir cinsellik arzusu olabilir. biraz uzun ilişki yaşayınca, o zamanlarki halim gibi yirmilerin başında genç bir kafadaysanız, içgüdüsel olarka bağlılık korkusu sarmaya başlayabiliyor hele ki başka kadınlar ya da işte karşı cinsler sizi ilgi gösterip ısrarla cesaretlendiriyorlarsa sadakatsizlik için :) klasik bir denizde daha çok balık var endişesi gibi ama bu çok çocuksu ve genç yaşlarda oluyor diye düşünüyorum. yirmilerin başlarında.

2-) Benim ilişkim yokken fakat karşı tarafın bir ilişkisi varken bu tür bir birlikteliğim oldu. Cinsellik dahil. Ve yakalanmadık. Ulan şimdi bakıyorum ne pis adammışım amk.

3-) Ben hiç görmedim bu tür erkekleri. Sanırım şansı olduğunu düşündüğü kadınlarla samimiyet kurma çabası psikolojik olarak bu.
0
teletabi
(04.11.12)
1. hayır amk öyle malca bi sadakatim var ki her erkek gardaşım oluyo. hani böyle "aa hoş çocukmuş" dediğimi de "ıcıbaa ayşeye mi ayarlasam fatmaya mı" diye düşündüm.

2. 1.den gerekli cevap çıkıyo sanırım

3. bence hitap konusunda bu birazda yetiştiğin ortama bağlı. mesela benim annem bir sevgi yumağı olduğu için ağzından güzel hitapsız cümle çıkmaz. ben de öyle oldum işte. ama dizginlemeye çalışıyorum hoş durmuyo yeni tanıştığın birine de "ama beybiliboy"la başlayan cümleler kurmak. ki aynı durum eski erkek arkadaşım için de geçerliydi yani onun da hitapları yumuşaktı.

evet kız-erkek ilişkileri çok yakınlaştı gerçekten sınırlar genişledi ama sevgilinin art niyetli davranmayacağından ve içtenliğinden eminsen ha ahmete samimi davranmış ha ayşeye bence bir şey fark etmiyo. daha ziyade bu duyguyu oluşturacak güveni yaratmak ve bir şeylerden emin kılmak zor.
0
golgem var iyi ki golgem var
(04.11.12)
1) etkilendim, ama o etki çok güçlü olsaydı zaten ayrılırdım, geçti gitti.
2) hayır
3) fırsat bulsalar atlayacaklarına hafiften yazıyolar bence bebeğim vs diye.
ben şunu anladım, erkekler arkadaşlık ederken aslında çok da arkadaşça bakmıyor. sevgiliden ayrılındığında anında meriç oluyolar, bize de bişey düşer mi ayağındalar.
özellikle uzak mesafe ilişkilerinde etrafta çakal çok oluyo, sevgililerin tavrı önemli. ben mesela çok sevmem zaten herkesle sarmaş dolaş olmayı, alkol alınan yerlerde özellikle kaçıyorum ten temasından çünkü alkolün etkisiyle o eller bele gidiyo, sarılınmaya çalışılıyo vs. ha böyle şeyleri isteyenler için kolay evet ama tek eşliyseniz sınır çizmek lazım.
0
meriadoc
(04.11.12)
1 için yazayım hayır. bu biraz ilgili kişiye kanalize olmakla da ilgili. o kadar o, o, o, ki yani sadece o. bu nasıl bir görüntü kirliliği oldu ya. neyse yani diğer herkes yakışıklı efendi akıllı aptal yavşak vs diye o'na anlattığım dedikodu malzemesi oldu. bir yer yaptıysan partnere zihinde o yeri tıkabasa onunla doldurduysan başkası sızmıyor. ama eksilirse eksiltirsen başkalarından etkilenmen olası diye düşünüyorum.
0
yassa leyn
(04.11.12)
1- Etkilendiğim oldu. İlişkiye başlamak için fazlaca emek verdiğimden, boktan bir sebepten üzülmek istemedim. Belli etmedim, etkilendiğim insanları uzaklaştırdım.
2- Bir kez yaşadım, var olan ilişkim belirsiz sayılabilicek bir durumdaydı. Biraz da güven tazelemek, dışarıda başka kadınların da olduğunu hatırlamak için yaşadım.
3- Tamamen arkadaşsa farklı hitaplarla sesleniyorum. Aşkım, bebeğim diye hiç hitap etmedim; ama bir kız vardı. Ne arkadaş olmayı seçebiliyordum, ne de sevgili olmayı. Tatlım diyordum, bunu özellikle diyordum. Çünkü ben böyle hitap ettikçe karşımdaki kızın aklında hep bir soru işaretiydim, kendine "acaba gevenle olur mu" diye sorduruyordum.
Bunun dışında doğru insanlar olduğu sürece kadın erkek ilişkilerinin fazlaca yakınlaştığını düşünmüyorum. Game of thrones izlemeye birlikte başladığım çok yakın bir kız arkadaşıma "hayatımın ayı" diye sesleniyordum, kaldı ki bu sevgiliye söylemek için bile fazla romantik bir hitap şekli. Ve bu kız benim gözümde cinsiyetsiz gibi bir şey.
0
geven kafa
(04.11.12)
sorun zaten başladığınız cümlede; "2 yıldan az beraberlik yaşamış olanlar cevap vermesinler"

ilişkinin kalitesini süresiylemi ölçüyorsunuz?
0
daglien
(04.11.12)
hayır. adam 1 aylık ilişkisini referans gösterip, insan birine aşıkken diğerini sevemez yazıp olayı dağıtmasın istedim. ilişkinin birinci ayında, 6. ayında, 1. yılında, 2. yılında, 10. yılında vs. farklı sorunlar vardır.
0
🌸bir kavanoz recel bunlarda gecer
(05.11.12)
(4)

Karaoke yapmaca

siradisi00
Bir grup arkadaş evde karaoke yapmak isteriz. Ne gerekir?Gerekirse satın alcaz. Elde ses sistemi var, projeksiyon var, projeksiyon perdesi var, birçok dizüstü bilgisayar da var. Yazılım ya da donanım olarak nelerimiz olmalı? Yol gösterecek arkadaşlar olursa sevinirim.
Bir grup arkadaş evde karaoke yapmak isteriz.
Ne gerekir?

Gerekirse satın alcaz. Elde ses sistemi var, projeksiyon var, projeksiyon perdesi var, birçok dizüstü bilgisayar da var. Yazılım ya da donanım olarak nelerimiz olmalı? Yol gösterecek arkadaşlar olursa sevinirim.
0
siradisi00
(19.09.12)
- jack girişi olan bir adet dvd player
- jack girişli mikrofon
- karoake dvd'si

(ses sistemini dvd player'a , mikrofonu da dvd player'ın jack girişine bağlayacaksınız)

hande yener'den geliyor : sana kırmızı çoook yakışıyoooor
0
brkylmz
(19.09.12)
(git:www.karokeparty.com) dizüstüyü projeksiyona ses sistemini bilgisayara siteyi açın çok güzel şarkılar var ama ingilizce
0
volkanaydin152
(19.09.12)
o işi pahalı yapan dvdler. piyasada genelde çok eski şarkıların derlendiği dvdler oluyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(20.09.12)
bilgisayar yazılımı ile olmuyor mu ya, yutubda bi ton şarkı var.
0
🌸siradisi00
(21.09.12)
(3)

sizce garip değil mi?

jadsbda
http://haber.gazetevatan.com/thyde-kurani-kerim-donemi/427314/1/Haber bu haberde her şey tamam da, diğer kitaplar için +1 diyorum ama nutukla kuranı aynı cümlede geçirmek garip değil mi sizce de?
haber.gazetevatan.com bu haberde her şey tamam da, diğer kitaplar için +1 diyorum ama nutukla kuranı aynı cümlede geçirmek garip değil mi sizce de?
0
jadsbda
(22.03.12)
‘’İncil ve Tevrat da olacak mı?’’ +1. ancak nutuk garip olmuş.
0
asilsiz suclama
(22.03.12)
Gürkan, ‘’Diğer dinler için de, böyle bir uygulama yapılacak mıdır ? Nutuk başta olmak üzere, ulusal tarihimizin önemli yayınları da uygulamaya dahil edilecek midir?’’ sorularını yöneltti.

haberde bu şekilde özet geçilmiş gibi geldi. yani hepsi ardışık yöneltilen sorular olmayabilir. soru önergesini görmeden "kuran var da nutuk niye yok?" anlamı çıkarılmamalı bence.

ha o amaçla sorduysa da şaşırmam o ayrı. böyle cins cins işlerle uğraşıp, kendisi dışında herkesi "atatürk düşmanı" olarak etiketleyen kafa çok.
0
jangara
(22.03.12)
O uygulama 2011 yılında başlatıldı. Fakat yanlış hatırlamıyorsam sesli kitap değil de müzik uygulamaları içinde geçiyor. Zaten okuyup anlayamıyorsun sadece dinliyorsun. Arapça bilen bir müslüman açmadıysa propaganda yapmış olmuyorsun. THY yıllardır sufi müzik uygulaması sunuyor zaten. Yani ilahi albümleri de var. Burada şöyle bir durum var. Mesela Singapur Havayolları ile uçarsanız THY'de olmayan Kore-Japon-Hint şarkıcıların albümleri ayrı ayrı başlıklar altında veriliyor. Neden? Müşterileri ekseri o bölgeden. Gidip de Yunan müziği vermiyor. Havayolları bölgesel düşünebilirler. Sadece kendi ülkesinin ve de bulunduğu coğrafyanın ihtiyaçlarını karşılayacak özel bölümler yapabilirler. İncil ve Tevratta olacak mı diye bakarsan sonu olmaz. Budizm, Hinduizm vs. bitmez dini kitaplar. Sonra bunları hangi dilde yükleyeceksin? Burada mesele bardağa dolu mu boş mu bakmak istediğinle ilgili. Sonuçta müslüman oranı yüksek bir coğrafyada hizmet veriyorsan diğer dinlere olmasa da islam dinine mensup insanlara hizmet etmek adına böyle bir cd koyulduysa bunda art niyet aramak kimseye birşey kazandırmaz.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(22.03.12)
(6)

Feci şekilde yurt dışına gitme isteği var

neden 40 karakter ki
var mı şöyle şuraya git, şöyle git. hesaplıdır bilmemnedir diyecek?arkadaşlar polonya diyor ama ben sıcak bakmıyorum, ciddi ciddi tavsiyeye ihtiyacım var. avusturya istiyodum ancak ordaki arkadaşım benim gidebilceim tarihlerde tr de olucak.özet: gidecek yer arıyom.
var mı şöyle şuraya git, şöyle git. hesaplıdır bilmemnedir diyecek?

arkadaşlar polonya diyor ama ben sıcak bakmıyorum, ciddi ciddi tavsiyeye ihtiyacım var. avusturya istiyodum ancak ordaki arkadaşım benim gidebilceim tarihlerde tr de olucak.

özet: gidecek yer arıyom.
0
neden 40 karakter ki
(10.11.11)
polonya +1
20 tl'ye şehir merkezlerindeki meydanlarda çok temiz hosteller bulabilirsin. gittiğine hiçbir şekilde pişman olmazsın. olursan da gel beni döv, o kadar garanti veriyorum. detaylı bilgi vs için mesaj atabilirsin.
0
letheavendangered
(10.11.11)
suriye'ye git derdim ama karışık şimdi oralar.
gürcistan'a gidebilirisn. yönünüzü biraz doğuya çevirin
0
yagmursuyunacorba
(10.11.11)
pasaportun vardır umarım. yoksa pasaport ve vize hepsi birden başlangıçta masraflı olur. selanik'e otobüsle bile gidebilirsin. yunanistan yakın ve hesaplı. tunus vizesiz. bir de avrupada her türlü yerde kalabilirsin. hostel filan sorun olmaz. ama sen tavsiye isterken, pasaportun vizen var mı, bunlar dışında ne kadar zamanın ne kadar bütçen var belirtmemişsin ki yardımcı olabilelim.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(10.11.11)
hırvatistan... başlangıç için idealdir...
0
les
(10.11.11)
Vize diye kasmazsın, Rusyaya git. Hem özellikle St. Petersburg cennet gibidir. Şehir müze şehir zaten, baştan aşağı görülecek yer var. Geniş yollar rahat insanlar falan da cabası. Gittim ordan biliyorum ;)

Şu an için tek eksisi soğuk olması. Ama umrunda değilse hiç durma :)
0
jesterdvine
(10.11.11)
polonya güzeldir. hem para birimi de euro falan olmadığında hesaplıya gelir. varşova'da bir kaç gün kalır oradan krakow'a geçersin. lodz'da güzeldir. kısaca polonya iyidir.
0
65 derece
(10.11.11)
(11)

3 soru, türban, formula 1, ygs

baldur
1- formula 1 organizasyonunda neden başarısız olduk? tanıtım mı kötüydü, bilet fiyatları mı çoktu, pist mi çok boktan bir yerdeydi?2- aga bu üniversiteye türban giriş olayı mecliste o kadar tartışıldı, anayasa mahkemesine gidildi, sonra rektörlerin emriyle türbanın serbest bırakıldığını falan gördük
1- formula 1 organizasyonunda neden başarısız olduk? tanıtım mı kötüydü, bilet fiyatları mı çoktu, pist mi çok boktan bir yerdeydi?

2- aga bu üniversiteye türban giriş olayı mecliste o kadar tartışıldı, anayasa mahkemesine gidildi, sonra rektörlerin emriyle türbanın serbest bırakıldığını falan gördük, e madem böyle, bu kadar uzun süre niye yasal dayanak aradılar? madem bu kadar uygulanması kolay bir şeydi?

3-
a)ygs sizce iptal edilir mi?
b-)ygs sizce iptal edilmeli mi?neden?

istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz, sorularda şifre yoktur(tamam kötüydü:))
0
baldur
(22.04.11)
1-beklenen ilgiyi görmedi,tutmadı yani bir nevi.
2-
3-bence iptal edilmeli ki ben açıklamalardan tatmin olmadım
0
Aslan Yürekli
(22.04.11)
1-formula 1 pisti bence yanlış yerdeydi, kurtköy istanbul dışı valla, cebimde para olsa bile gitmeye üşenirim ve tabii ki biletler fiyatları fazlasıyla pahalıydı, biz formula seven, bağımlısı bir millet değiliz o kadar para verelim.
2-bu konunun içinden çıkılmaz.
3-iptal edilmez, ama edilmeli. şahsen bi' kopya olduğuna inanmıyorum ama bi' algoritma var ve bu sınavın güvenirliliğini sarstı. yani başbakandan cumhurbaşkanından önce tatmin olması gereken öğrenciler için iptal edilmeli. ama kpss'den sonra bi' de seçim arifesi akape böyle bi' şeye izin vermez gibi duruyor. lakin etmemesi de ayrı bir kayıp olacak, çünkü çok kişide bu sınav bi' soru işareti olarak kalacak ve bu negatif yansıyacak oylara. sakal bıyık olayı. aslıda iptal edip bunu seçimde kullanadabilirdi "biz yolsuzluklara düzenbazlıklara izin vermiyoruz, peşindeyiz" tarzı laflarla, ama inandırıcı olmazdı tabii.
0
balkabagi krali sakir
(22.04.11)
1-f1'de basarisizlik soz konusu degil.f1 istanbul'u terk ediyor haberini okudun sanirim.o haberde Ruslarin F1 komitesi midfir nedir oraya bizden daha cok para verdigini ve bu yuzden Istanbul yerine Moskova'nin takvime dahil olabilecegini yaziyordu. Haziran'da F1 toplantisinda karar cikar.

2-Rektorlerin atamasini cumhurbaskanin'i yapitigi icin, cogu universitede yandas rektorler atandi. bundan dolayi sana bu kadar kolay gelmis olabilir. Kamusal alanda turban hala yasak ve bunun degismesi icin yasal duzenleme gerekli. Ayrica universiteler de kamusal alandir.

3-a)bilmiyorum. malum secim var.
b)2 ucu b.klu degnek. iptal edilsin: ama bir cok aday sinava iyi hazirlanip iyi konsantere olup girdi ve basarili oldular. bu adaylar 2nci bir sinavda ilk sinavdaki basariyi saglayabilir mi? Calisakan adam yapar diyorsun ama o caliskan adam sen bu satirlari okur iken odasinda osym'ye yok'e sisteme kufrederek uykusuz geceler geciriyor olabilir.

iptal edilmesin: ortada guzel bi duzmece var ve bundan yararlananlar var..
0
1917
(22.04.11)
1. f1 biletleri pahalıydı ve uzaktı. başka sebep yok. biletler maç bileti kadar olsaydı uzak olmasına rağmen sağlam teşviklerle orayı doldururdu.
0
lorenzen
(22.04.11)
1)bizdeki f1 biletleri dünyadakilere nazaran en ucuzlardan olmasına rağmen kimse gitmedi istanbulda. çünkü türkler formula 1 gibi bir sporu bilmez ve siklemez. türkler futbol sever. boks sever. güreş sever. dünyada da pistin şehirden uzak yerlerde yapılmış bir çok örneği var. bizde formula 1'i yetişkin insanlar oturup izlemeyi ciddi bir iş olarak görmezler. ayrıca yurtdışından da gelen fazla insan olmadı çünkü sıkıcı bir pistimiz var. türkiyede yapılan yarışlar nerdeyse tamamı tatsız tutsuz sıkıcı geçti. pistin dizaynı da hatalıdır geçişe yeterince müsait değil. uzun düzlükler ve ardından yavaş dönülen virajlar yok.

2)türban sorunu kemalist diktatörlerin dayattığı ve saçma bir laiklik anlayışıyla savunulmaya çalışılmış faşizan bir yasaktır. türbanla, kipayla, haçla ingilterede amerikada okuyabilirsin ama türkiyede okuyamazsın. çünkü biz tüm dünyadan daha laik ve çağdaşız. bu yasayı getiren mega, ultra zeki arkadaşlara sorulması daha yerindedir. onuncu yıl marşını söylerken gözlerinden yaşlar da süzülür.

3) ygs iptal edilir.
0
durdenist
(23.04.11)
@1917 son 2-3 yılın formula 1 izleyici ortalamalarına bakarsan diğer ülkeler yarışlarını full seyirciye yaparken, türkiye'de 30-40 bin kişiye yapıldı ortalama. sırf o haberi duyduğum için değil yani.
0
🌸baldur
(23.04.11)
1- zaten insanların çok ilgisinin olmadığı bir spor dalı üstüne biletler de pahalı ve pist uzak olunca insanlar gitmek istemedi bence.

3-a) 2 ay sonra lys var, ygs tekrar yapılacak sonuçları açıklanacak hoop 3-4 hafta sonra lys. bence edilmez.
b) bence edilmemeli. çünkü iptal edilse de bir şey değişmeyecek. bunu yapan adam başka bir yol bulur yine yapar şifresini, soru çalmasını. hala ösym'ye güvenen kaldı mı ki?
0
guro1907
(23.04.11)
3- a) edilmez. etmezler. ayıp yaptıkları.

b) kesinlikle iptal edilmeli. alenen bu kadar "hata" neyin nesi oluyor allah aşkına? üzülüyorum sınava girenler adına.
0
sen git ben geliyorum
(23.04.11)
1.) bilet fiyatları ve Türk insanının bu spora karşı pek ilgili olmayışı.

2.) sorunu biz çözeceğiz diyenlerin seçimlerde sürekli bunu kullanmak istemesi nedeniyle bu sorun bu kadar uzadı, UZATILDI.

3.) sınav iptal edilmez, zaten seçim zamanına denk geldi bir de sayın büyüklerimiz ikna olmuşken iptal uzak bir ihtimal.
Ayrıca önemli olan sınavın iptali değil sorumluların CEZALANDIRILMASI.
0
livaneli kadir
(23.04.11)
2- yök genelge ile üniversiteye girilip girilmeyeceğine dair kararın rektörlerin uhdesinde olduğunu ilan etti diye biliyorum. önceden ise rektörler bir şekilde bu kararı alamıyorlardı.
0
yildirimba
(23.04.11)
3-b) ygs bence iptal edilmemeli. çünkü ikinci kez aynı strasi yaşayacaklar. çok zor olur. tekrar stres yükü.

biz girerken hep doğuda soruları hocalar çözüyor gibi birşeyler duyardık. yani biz de öss'ye güvenmezdik. ama işte tükiye şartlarında herşey hep böyle oluyor. öss sadece biri. malesef insan dediğin herşeyi yapıyor olabilir.
bu şifre olayını binlerce kişiye çaktırmadan duyurmak çok zor bir ihtimal. şifre birilerine duyurulduysa kesin ortaya çıkacaktır.şifre ile uğraşmaktansa direk soruları vermek daha kolay. şifre gerçekten aptalca bir düşüncenin ürünü olabilir. 1.700.000 kitapçık basmak cidden çok çılgın bir proje. illaki şıklarda saçma yığılmalar olacaktı. yani bir algoritmaya mutlaka ihtiyaç olur. fakat algoritma saçma, 2 milyon küsür kitapçık basmaya yeltenmek saçma, bu kadar öğrenci büyük bir ciddiyetle sınava hazırlanırken sınavı hazırlayanların aynı ciddiyetle olayı ele almamış olması saçma ama dediğim gibi belki de öyle olmasını dilediğim için şifrenin dağıtılmış olması ihtimali çok düşük. öss, kpss kadar kapalı bir kutu değil. herkes arkadaşının puanını az çok tahmin eder, bilir. yılları alan bir sınav bu. ben öss'ye hazırlanırken dersanedeki ilk 40-50 kişinin puanını sınav öncesinde takip ediyordum. sınav sonrası gelen puan dersane puanına + / -5 yakındı.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.04.11)
(26)

kedi beslemek

japonbalikcisi
arkadaşlar ilk defa kedi besleyecek birine neler önerirsiniz? biraz titizce bir şey. beslesin midir? ankara kedisi besleyecek. gerçekten de sağır mı oluyor ankara kedilerinin çoğu? mesela salyalarından iğrenebilir mi? hadi minikken baldan tatlı da büyüdükçe kokabiliyor kediler. ne bilim uyurken yata
arkadaşlar ilk defa kedi besleyecek birine neler önerirsiniz? biraz titizce bir şey. beslesin midir? ankara kedisi besleyecek. gerçekten de sağır mı oluyor ankara kedilerinin çoğu? mesela salyalarından iğrenebilir mi? hadi minikken baldan tatlı da büyüdükçe kokabiliyor kediler. ne bilim uyurken yatağa girer falan tırsar insan önceleri herhalde? sonra şehir dışına çıkarken otobüslere almıyorlar da. evde de tek başına bırakılmaz hayvancağız. var mıdır onlar için seyehat ayrıcalıkları falan?
0
japonbalikcisi
(18.04.11)
bu kadar tereddutun varsa olmaz panpa. salya, koku falan diyosun ama o kedinin gerektiginde bokunu temizlemen gerekecek.
0
nawres
(18.04.11)
kediler mutfakları sever. titizsen çok zor iş. çok tüy dökerler bir de. salyasından tiksiniyorsan hele hiç olmaz çünkü evdeki her şeyle oynayacak yani dişleriyle ısıracak ve salyasını doğal olarak geçirmiş olacak. bence onları sokakta sevmeye devam etmen de fayda var.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(18.04.11)
birincisi kedi beslemek sokaktakilere mama vermek demektir. evine bir kedi alırsan bir kedi sahibi olursun. o artık aileden birisi olur. 10-15 sene sizinle beraber yaşayacak bir aile bireyi.

sokakta yaşayan bir kediyi bile eve alsan eve alıştıktan bir süre sonra tekrar sokağa götürsen o orda yaşayamaz. yani vicdan sahibi bir insansan sokağa geri atmayacaksın, çünkü onu öldürürsün.

kediler eğitilemez, biblo değildir. minimum da olsa halılara, koltuklara zarar verebilirler. tüy dökebilirler. kediler ev hayvanıdır. alıştıkları şeyleri yapmak, yemek isterler.

bu gerçekler çerçevesinde iyice emin olmadan evine kedi alma. kedisi olan arkadaşlarında bol zaman geçir. onlarla konuş. uzaktan sevmesi ile onlarla 24 saat beraber olmak çok farklıdır.

ancak işin şu tarafı var ki sana verecekleri karşılıksız sevgiyi hiç bir yerde bulamazsın. kedi hayatına girdikten sonra artık hayatın asla eskisi gibi olmayacak.

gelelim sorularına. aslında kediler yavruyken çok da baldan tatlı değillerdir. 1-1,5 yaşına kadar hiperaktif olurlar. seni çileden çıkartırlar. bu süre sonunda miskinleşirler.

salyaları akmaz. köpeklerin salyaları akar.

kedinin bir sağlık karnesi olacak. aşılarını yaptırıp oraya kaydettireceksin. ev kedileri sağlıklı olur. hastalıkları olmaz. sana da hastalık geçirmezler. parazitleri insanlara geçmez.

kediler kokmaz. sadece erkek kediler kızgınlığa girdiklerinde içgüdüsel olarak evin değişik yerlerine çişlerini yaparlar. bu da normal çiş değildir, keskin kokulu bir şeydir. kokan budur. eğer erkek kedinizi kısırlaştırırsanız evinizde koku olmaz.

kedi tek başına evde kalabilir.birkaç günlük mamasını, suyunu, tuvaletine bolca kumunu koyarsınız 3-4 gün tek başına kalabilir. 3-4 günde bir arkadaşını uğrayıp mamasını suyunu yenilerse daha fazla kalabilir. bu arada kedinin gidip dağıtmasını istemediğiniz yerlerin kapısını kapatırsınız.

kediler küçüklükten alıştıkları düzeni isterler evlerinde. bu yüzden eğer onunla beraber yatmak istemiyorsanız küçüklükten odanızın dışında uyumaya alıştırın. kedilerin huyları çok değişiktir. kimisi yatağa gelip bir köşede kıvrılır, kimisi sırtınıza çıkar, kimisi gelir yastığınıza kafasını koyar. ancak dışarda uyumaya alışmışsa gece yanınızda uyumasını isteseniz bile o dışarı çıkmak ister. (benimkiler genelde öyle yapıyor.)
0
mea maxima culpa
(18.04.11)
mea maxima culpa, bir hayvansever olduğunuz herhalinizden belli. lütfen beni yanlış anlamayın, ben asla bir kediyi alıp sonra sıkılıp sokağa atamam. sizin deneyimlerinizi okumak benim için çok iyi olur. cevabınız için teşekkür ederim.

ama kedilerin koktuğuna bizzat şahidim ama tabi yeterince banyo yaptırılmadığı için olabilir. bir kediyle 24 saati aynı evde geçirmedim ama kedi sevmek için saatlerce arkadaşlarıma gittim.
peki, mesela benim açımdan eğitilene, onun açısından alışana kadar deyim, yeni aldığım bir koltuğu tırmalar mı? üzerine işer mi? uyandığında sabah gelip benim yatağa girer mi? ilk zamanlar tırsabilirm o yüzden soruyorum.

ama eminim alışınca aileden biri gibi olacak..

ayrıca kedilerin seyehati için ayrıcalıklar falan var mı?
0
🌸japonbalikcisi
(18.04.11)
kediler yıkanmaz. köpekler yıkanır.

kediler kendileri yalanırlar. ne kadar yalandıklarını görseniz şaşarsınız. normalde dinlenme anında yalanırlar. aha şimdi solumda bir tanesi elinin tersini yalayıp orayı suratına sürüp suratını temizliyor.

benim bildiğim bir tek iran kedisi gibi kediler uzun tüylerini yalayıp temizleyemedikleri için yıkanırlar ve ara ara da tüyleri traş edilir. onun dışındaki kedilerin bu kadar yalanma ile kokmasına imkan yok. tükürüklerinde de dezenfektan bir madde vardır. temiz olurlar yani. pis değillerdir.

kedi eğitilemez. köpekler eğitilebilir. bu kedilerin aptal olduğundan değil. epey bir karekter sahibi, kendi başına buyruk olduklarındandır.

ancak kedi eğitilemez diye tepenize çıkartmanıza gerek yok. yanlış bir şey yaptığında ona sertçe hayır gibi bağırmak, burnunun ucuna bir fiske atmak gibi ufak uyarılar, kötü durumlarda kapalı balkon ve tuvalet gibi yerde bir süre kapatılarak, yanınıza geri geldiğinde yaltaklanmalarına aldırmayarak kötü bir şey yaptığını anlatabilirsiniz.

kediler köpekler gibi tuvalet eğitimine ihtiyaç duymazlar. içgüdüsel olarak tuvaletlerini bulup yaparlar. eğer kedinin kötü huyu yoksa evin hiç bir yerine tuvalet yapmaz. tuvalet kabı kapalı kalsa bile uzun süre tuvaletini tutabilir. yani bu konuda terbiyelidirler.

ancak insanlar nasıl çeşitli karakter ve kişiliklere sahipse kediler de öyledir. gıcık ve kötü huylu kediler olabilir. kimisi kucağa gelir, kimisi gelmez. kimisi size veya başkasına sinir olup çişini bir yere yapabilir.

sonuçta bunlar hayvan.

koltukların olduğu yerlere fazla sokmayın kedileri. misal benim salonumun kapısı her zaman kapalı. tırnaklarını onlara özel tırnak makası ile kesersiniz. vereceği zarar minimuma iner. ona alacağınız tırmalama tahtasını beğenip beğenmeyeceği onun paşa gönlüne kalmıştır. :) paralarınız boşa da gidebilir yani.

son olarak kedi küçükken yavaş yavaş birbirinize alışacaksınız. o da ilk geldiğinde sizden çekinecek. yatağa yanınıza çıkarsa ensesinden tutup indirin rahatsız olduğunuzda.

korkmayın bunlar kaplan değil. insan yemiyor.

yavru iken tırnaklarını geri çekmeyi bilmediklerinden tırnakları ile elbiselerinizi ve cildinizi çizebilirler. ancak büyünüce kesinlikle size tırnak çıkartmazlar. ancak oyun oynarken biraz çıkarırlar. o da şakadan, oyun için.
0
mea maxima culpa
(18.04.11)
ah keşke burda da olsa bi tane şimdi. siz böyle anlatınca özendim :)
"burnunun ucuna bir fiske atmak gibi ufak uyarılar" demişsiniz inanın ben bunu bile yapamam.. yazdıklarınızın baya faydası oldu. teşekkür ederim :))
0
🌸japonbalikcisi
(18.04.11)
inşallah sizin de tez zamanda olur. benim iki kedim var. birisi şu an bacaklarımın üstüne yattı. bacaklarım ağrıyordu iyi geldi valla. ikincisi hemen sağımda uyuyor.

valla ceza neyim vermezseniz tepenize çıkarlar. kimin yüzünü yumuşak bulurlarsa ona yalakalık yapıp istediklerini yaptırır bunlar. çok politiktirler :)
0
mea maxima culpa
(18.04.11)
:))ah ne tatlıdırlar eminim.. bir tane de burda olsaydı şimdi keşke ama yakın bir zamanda alıcam artık..
0
🌸japonbalikcisi
(18.04.11)
valla kedi eve girene kadar (ben almadim o geldi) ben de "gece yataga sicrarsa korkarim", "ogk tiskinirim" diyordum ama sevince bunlarin hicbiri olmuyor.
obsesif kompulsif bi kuzenim var, temizlik hastasi olanlardan. bi kedi aldi eve, hayvan gunes acinca yemek masasinin ustune yatip gunesleniyor, benim kuzen "yatsin tosunum" diyor.

seven nelere katlanmaz? :))

ayrica kedi temizse (evde olunca temiz olacak haliyle) kokmaz. salyasi da akmaz, ama seni yalayabilir. uzun tuyluyse her gun taraman gerekir ki tuyleri dugum olmasin.
0
no avalon
(18.04.11)
kediler de tıpkı insanlar gibi farklı farklı karakterlere sahip oluyor. yani evinize alacağınız bebeğin karakteri biraz kısmete kalmış. örneğin arkadaşımın kedileri tezgahtan bir güzel yemek çalarken, benimki yemek burnunun dibinde bile olsa ikram edilene kadar bekler (saftirik). eve aldıktan sonra yavaş yavaş hangi oyuncakları seviyor, hangi mamadan hoşlanıyor, nerede uyumak istiyor belli etmeye başlayacak. karşılıklı birbirinizi tanıyacaksınız yani.

kediler kesinlikle kokmaz. kedimin tüyleri orta uzunlukta, 1.5 senedir tek bir kere bile yıkamadım. kucağıma alıp kokluyorum ve koku 0, tamamen nötr. salyası falan da akmaz. her fırsatta zımpara diliyle yanaklarımı yalıyor. henüz ölmedim.
0
quasiromantic
(18.04.11)
ankara kedileri çekilmez. sağır olurlar genelde. sağır oldukları için hırçın da olabilirler.

bence alacaksan petshoptan al scotish fold veya chincilla al. yıkama falan derdi olmaz. kediler terlemezler ve yalanırlar. bir yeri kirlendiyse bezle silersiniz sadece.

bebeklikten alıp besleyince insan herşeyine alışıyor. uzaktan çirkin gözüken şeyler bile umrunuzda olmuyor. tüy problemi için kaliteli taraklar var dökülecek olan tüyleri topluyor. bir de ilerde mutlaka kısırlaştırın. sağa sola işer kudurur.
0
durdenist
(18.04.11)
:)) yahu okudukça gaza geliyorum, teşekkür ederim arkadaşlar..

chincilla'nın sanırım tüy problemi olur. tüy problemi çok fazla olmayak bir kedi benim için daha iyi olacak nitekim sürekli hapşurabilirm :)

hangi kedi cinslerini önerirsiniz başka??
0
🌸japonbalikcisi
(18.04.11)
kahverengi beyaz scotish fold'lara bayıldımmm :) acaba onların çok tüy problemleri olur mu?
0
🌸japonbalikcisi
(18.04.11)
cins kedi önerin diyenlere sopa ile girişmek istiyorum :( aile üyesi için para verilir mi? rengine tüyüne bakılır mı :(

önerim sokak kedisi. binlerce yuva arayan yavru var. siteler var bunlar için. hatta burda cinsler bile bulunabiliyor. örnek: minikpati
0
mea maxima culpa
(18.04.11)
@japonbalıkçısının benimle ilgili fikirleri denişmiştir sanırım.

www.minikpati.com bunun gibi kaç tane site, kaç tane facebook grubu var.
0
mea maxima culpa
(18.04.11)
ben de bu "kediye para verilmez ve cinsi tercih edilmez" düşüncesine karşıyım biraz. ayrıca bu size de özel bir hayvan. yani sokak kedileriyle bir chincilla nın karakteri veya siyam kedisinin karakteri bir olmuyor. sokak kedileriyle aynı evde çok bulundum ama ısınamadım ben mesela. ha bir hayvansever olarak elbette sokaktaki hayvanalrı çok seviyorum. elimde bir yiyecek varsa bazen kendim yemeden onlara yediriyorum. fakat sonuçta sadece "hayvan olsun çamurdan olsun" mantığıyla almam ben besleyeceğim hayvanı. sizin içinizin kaynayacağı bir canlı olmalı. nasıl ki kedi mi alayım köpek mi alayım diye düşünülüyorsa hangi cins kedi alayım diye de düşünülebilmeli.

tüy problemi oluyor ama dediğim gibi bebeklikten itibaren yanınızda büyüyünce kendi çocuğunuz gibi oluyor tüyü müyü çok umursamıyorsunuz en azından benim açımdan böyleydi. ama alerjiniz falan varsa kısa tüylüleri tercih etmekte fayda var. evet scotish fold mantıklı bir seçim olur bu açıdan. veya biraz asil kediler olan siyamları da tercih edebilirsiniz. ama scotish favorimdir. :) uzun tüylü düşünürseniz himalayanlara da bakabilirsiniz.
0
durdenist
(19.04.11)
sokak kedileriyle yaşayan düşük zekada ve düşük kalitede bir insan olarak cehaletimden soruyorum: acaba sokak kedisi ile cins kedinin karakteri-kişiliği-zekası arasında ne farklar var.

lütfen basit yazın. zira kedilerim gibi düşük zekalı bir insanım. zor anlıyorum.
0
mea maxima culpa
(19.04.11)
mea maxima culpa; size karşı fikrim değişmez tam bir hayvansever olduğunuz belli. ama bana sokak kedileri daha yırtıcı geldi o yüzden cins kedi beslemek istedim ama tabi onları da alıp bebeklikten yetiştirince ya da büyükse bile size alışınca sorun olmayacağına da eminim.
durdenis; size de katılıyorum. isteyen istediği hayvanı seçip beslemekte özgürdür. ne de olsa onu sevip besleyecek biziz. bir bahçem olsaydı dışarda sokak kedilerini de beslemek isterdim çünkü onlar sokakta daha rahat yaşayabilir herhalde diye düşnyrm. ayrıca scotish fold fikrini bana önerdiğinz için teşekkürler ;) pek tatlı şeyler onlar da.

mea maxima culpa; kesinlikle sokak kedilerine karşı bir cephe almış değiliz herkes sever onları. ama bakacak olan kişi sonradan pişman olursa o kötü. isteyen istediğini beslesin dimi. ama sizi yürekten takdir ediyorum. ben de belki ilerde ikinciyi düşündüğümde böyle bir fırsat çıkarsa karşıma alırım bi tane neden olmasın :)
0
🌸japonbalikcisi
(19.04.11)
bir de unutmadan evde beslemek için cinsiyet farkeder mi?? ben sakin bir kedi istyrm mesela :) hangisi daha azgın olur erkekler mi dişiler mi?
yoksa sormam mı hata ;)

bir de, emin olmak için soruyrm, dşi kediler regl oluyor mu? erkek olacak değil ya benimki de soru :)
0
🌸japonbalikcisi
(19.04.11)
sanki biz evde kaplan neyim besliyoruz gibi bakıyorsunuz olaya. hiç anlamadım. kedilerim gayet munis, sokulgan, hiç bir kötü huyu olmayan kediler. siz neyi neyle karşılaştırıyorsunuz onu anlamadım? daha zekiler derken? bunlar eşyaları bir araya toplayıp makine mi yapıyor? matematik problemi mi çözüyor?

bunu ciddi olarak araştırıcam ben :(

@japonbalıkçısı piyasada satılan 1-2 tane kitap var kedilerle ilgili. onları alın isterseniz, çünkü kedilerle ilgili çok yanlış bilgileriniz var. tekrar düzeltiyorum. kediler adet görmez. onu yapan köpeklerdir.

genel olarak dişi kediler daha sakindir diye bilinir ama bu yine kediden kediye değişebilir. benim erkek kedim çok yumoş mesela kucağımdan inmez, yapışık kardeş gibiyiz.
0
mea maxima culpa
(19.04.11)
cins kediler daha zeki falan diye bi şey demedik. sizin alınganlığınız sanırım o. size düşük zekalı düşük kaliteli falan da demedik neden bu kadar kompleks yaptınız anlamadım ama neyse.

yani cinsler arasındaki huy farklarını anlamak için bilge bir kişilik olmaya da gerek yok. hayvanlarla ilgili bir siteye girin siyam kedisinin karakter özelliklerini, iran kedisinin klarakter özelliklerini görürsünüz. bütün cinslerin bulursunuz. atıyorum köpeklerde bir pittbulla bir goldenı bir tutamazsınız. kedilerde de bu böylerdir. köpekler kadar çok uçurum olmasa bile karakter özellikleri cinslere göre bariz dğeişiklik gösterir. siz sokak kedileriyle mutluysanız hiçbir problem yok ne güzel hatta.

@japonbalikcisi scotish foldlar çok tatlıdır, arada sırada petshoplara biraz bakın orada kucağına alınca, yakından görünce daha net karar verirsin.
0
durdenist
(19.04.11)
@durdenist zekaları ile ilgili olmadığı olayını anladım.

aynı anne babadan bile doğan kedilerin huyları inanılmaz derecede farklı iken kedi cinslerinin kendilerine özel karakter ve huyları olayına fazla inanamıyorum. belki fiziksel farklılıklar olabilir.

araştırdım biraz bu olayı ama bulamadım. ciddi referansınız varsa okumak isterim.

ancak hayatında sadece 1 kedi görmüş, onun huylarını da çok asil huylu hayvan diye anlatan insanların fikirlerini değil de dönem dönem değişik cinslerden kedilerle birarada olmuş insanların fikirlerini merak ediyorum. çünkü benim dediğim gibi çok farklı olabiliyor karakterleri.

(örnek vereyim: birkaç sene önce apartmanımın önünde evden atılmış bir van kedisi buldum. eve aldım. kedimle feci şekilde anlaşamadıkları için evde 1 ay kadar tuttuktan sonra yuvalandırmak zorunda kaldım. internette ilanım üzerinde bir sürü arayan oldu. cins kedilerle ilgili herkesin çok komik düşünceleri vardı. neymiş efendim asil kedi kendisine mama verince size teşekkür etmeden mamaya elini sürmezmiş filan. :)
0
mea maxima culpa
(19.04.11)
parayla yavru almak seçimi yapılıyorsa ben tercihimi bengal kedilerinden yana koyarım. ki kendim de bir gün çılgın bir proje geliştirip alabilirim.

bence almışken biraz paranıza kıyın. özel bir kedi alın.
0
mea maxima culpa
(19.04.11)
@ mea maxima culpa

mesela www.evcilkediler.com bu sitede her ırkın hem fiziksel hem ruhsal yapısını karakterini huylarını falan ayrı ayrı yazmışlar. dediğim gibi köpeklerinki kadar farklı fiziksel ve ruhsal yapı farklılıkları oluşmuyor cinsler arasında ama kısmen fark ediyor.
0
durdenist
(19.04.11)
zaman ayırıp ayrıntılı bir şekilde incelemek lazım sanırım ama genel olarak baktım.

tekir kedi bölümünde yazanları kopyalıyorum:
"Tekir Kedi, melez bir ırktır. Diğer kedi ırkları gibi saf bir ırk değildir, yine de ortak özellikleri bir başlık altında toplanabilecek kadar benzer görünüş ve kişilik özellikleri sergileyebilir. Bu yüzden ve evimizdeki birçok kedinin bu ırk başlığı altında toplanabileceği mantığına dayanarak Tekir Kedi'yi kedi ırkları listemize aldık.

Adını postunun deseninden alan bu çok yaygın melez kedi cinsinin, Van Kedisi veya Siyam Kedisi'nde olduğu gibi, karakter özelliklerini açık seçik bir şekilde ortaya koyup tarif etmek olanağı yoktur. Hemen hepsi tüm evcil kedilerin genel karekterini ve yapısını taşıyabilirler."

Yani bütün kedilerin özelliklerini gösterebilirler diyor. O yüzden sokak kedisi şöyledir, böyledir diye kestirip atmayın diyorum ben. Bunlar melez bir ırk.

Bengal kedisi başlığından da şunu kopyalıyorum:

"Yürüyüşü, atılan objeleri sahibine geri getirmesi ve suyla oynaması tamamen Bengal'e özgüdür"

Benim dişi kedim böyle yapıyor. Attığım objeleri geri getiriyor. Keyfi yerindeyse tabii. Ayrıca eve geldiğimde beni kapıda karşılayıp arka ayakları üzerinde yükselip bana öpücük veriyor. Bunların hiç birini öğretmedim ben ona. Kendisi yapıyor.

Bence çok durmayın cins kedilerin özellikleri üzerinde. Mutlaka kucağınıza alın, cana yakın mı, kucağınıza geliyor mu bakın, bulunduğu yerde gözleyin. Oyuncu mu yoksa tembel mi?

Benim tek bildiğim İran kedilerinin miskin, biraz düşük zekalı ve kaprisli oldukları. Ayrıca kulak ve burunlarında olmak üzere bazı sağlık problemleri de oluyor.
0
mea maxima culpa
(19.04.11)
mea maxima culpa; zaten bu duyuruyu açma sebebim kedilerle ilgili yanlış bilgilerim olduğunu düşünmem ve bizzat kedi sahiplerinden doğrusu öğrenmeye çalışmamdır. nitekim türkiye'de şehir hayatında kaç kişi kedilerle o kadar içli dışlı olsun ve bu konuda bilgi sahibi olsun ki, ben de değilim. ama bu konuya heves ettim ve hatta hevesten ziyade cidden çok istiyorum.



"Benim tek bildiğim İran kedilerinin miskin, biraz düşük zekalı ve kaprisli oldukları. Ayrıca kulak ve burunlarında olmak üzere bazı sağlık problemleri de oluyor. " demişsizin. işte tam da bizim söylediğimz bu. durdenist de bunu demek istiyor sanırım.kesin bu böyle dedediğim özellik yok ama nitekim cinsler birbirinden farklı.. bazı genel özellikleri taşıyorlar işte. bu yüzden ben de bana en uygun olan arkadaşı arıyorum. insanoğlu her önüne gelenle sıkı fıkı arkadaşlık yapamaz, evine de alamaz herhalde.

bengay kedisi öneriniz için teşekkür ederim. neden olmasın. bir petshpa gittiğimde onlara da bakarım.

durdenist; scotish foldlar gerçekten çok tatlı. baykuşa mı benziyorlar sanki ne :)


kedi aldığım zaman buradan çeşitli sorularla sizi rahatsız etmeye devam edicem..
0
🌸japonbalikcisi
(20.04.11)
(8)

ACİL! Pasaport yenileme ve Italya vizesi

kurukafa
Bazi legal problemlerden dolayi son ana kalmak durumunda kaldi.Su an 17 Nisan Pazar gecesindeyiz. Benim 26 Nisan Sali gunu Italya'ya ucmam gerekiyor. Biletim kalacak yerim hazir. Bu sure icerisinde suresi gecmis (eski tip) pasaportumu yenilemem ve Italya vizesi almam gerekiyor. Vizede sorun cikmadig
Bazi legal problemlerden dolayi son ana kalmak durumunda kaldi.

Su an 17 Nisan Pazar gecesindeyiz. Benim 26 Nisan Sali gunu Italya'ya ucmam gerekiyor. Biletim kalacak yerim hazir. Bu sure icerisinde suresi gecmis (eski tip) pasaportumu yenilemem ve Italya vizesi almam gerekiyor. Vizede sorun cikmadigi surece oluru vardir degil mi?

Bu pasaportu yenilemek istesem ne kadar suruyor? Ne yapmam gerekiyor? Eskiden sabahin korunde emniyetin kapisina dayaniyorduk, simdi randevu mu aliniyormus neymis? Bilen biri lutfen aydinlatabilir mi? Yarin sabah bos yere emniyetin kapisina gitmeyeyim.

Pasaport yenilemeye gidince ille yeni cipli pasaportlardan mi veriyorlar? Bunun icin ne kadar bekletiyorlar? Randevu ne zamana alabilirim, islemler basladiktan sonra cikmasi ne kadar surer?

Italya vizesi randevu icin ilk aramam gereken yer neresi? Vakte cok sıkısık oldugumdan cevabi arastirarak bulmasi olasi sorulari bilen birilerine sormak istedim. Afbuyrunuz, tesekkurler.
0
kurukafa
(17.04.11)
6 iş günü var. bana çok zor gibi geliyor. zaten şimdi randevu alıp pazartesi sabahı pasaporta başvursanız gelmesi 3 gün sürüyor, yani çarşamba perşembe ancak pasaportunuz elinize ulaşacak, italya vizesi için de idata ofisine gitmeniz gerekiyor (www.idata.com.tr), randevuya gerek yokmuş. vize başvurusu için bilgiler burada: www.idata.com.tr

uçuş tarihinden en az 15 gün önce başvurun diyorlar.

bu arada pasaport ile ilgili küçük bir tavsiye, eğer para sorun olmayacaksa almışken 10 senelik pasaport alın, artık yeni çipli pasaportlarda uzatma olmuyor, her defasında yeni defter parası vermeniz lazım.
0
very pigmented melanosome
(17.04.11)
artık randevuyla gidebiliyorsun sadece..
vize içinde harbiyede idata var oraya direk başvuruyorsun.
sonuç olarak o iş zor yonca. bir ihtimal geçerli bir nedenin varsa emniyette işini halledebilirsin. ama bu sefer de konsolosluk engeli var.
0
alcapon
(17.04.11)
o is imkansiz.
0
fundamental
(17.04.11)
fundamental, tam olarak nerelerden patlayacagini da soyleyebilir misin? Pasaportun elime gectigi gun vize basvurusunu yaptim diyelim (pasaporta da yarin yani pazartesi basvurdum), Italya cok gec basvurdugum icin vize mi vermez ornegin? Bu arada ucagim Sali gunu 18:00 de.
0
🌸kurukafa
(17.04.11)
pasaporta başvurduktan 3veya 4 iş günü içerisinde ancak sana ulaşıyor (iyi ihtimal). vizeyi de en iyi ihtimalle 1 haftada alabilirsin. yarın sabah ilk iş gidip pasaportu yeniletsen, eline en iyi ihtimalle çarşamba veya perşembe ulaşacak. aynı gün gidip vizeye başvursan, salıya kadar çıkması imkansıza yakın. belki çok küçük bir ihtimal, o da gerçekten şanslıysan konsoloslukta aciliyetini, biletlerini vesair gösterirsen salıya onların yetiştirebilme ihtimali var ama %0,01 gibi gibi..
0
in vino veritas
(17.04.11)
pasaportu kalabalık olmayan bir yerden bir-iki günde halledersen vizeyi de birkaç güne alabilme ihtimalin var. aracı kuruma ve konsolosluğa derdini anlat bence.
0
african rain
(18.04.11)
italya vizesine 11'inde başvurdum. sonucu ayın 21 inde alıcam. yakın zamanlarında sistemlerinde bir sorun yaşanmış o yüzden bu ara ortalama 15 gün veriyorlar. benim daha önceden schengen vizelerim olduğu için mülakata filan çağrılmayacağım. ayrıca benim uçuşumda 26 nisanda.
randevu sistemi yok. hemen başvurabiliyorsun. pasaportu hemen almanın tek yolu ankaraya gitmek. bulunduğun ilin emniyet genel merkezine acil pasaport başvurusu yapıyorsun ve bu çipli pasaportların üretildiği ankaraya gidiyorsun. orada başvurundan 3-4 saat sonraya hazırlamış oluyorlar pasaportunu. hala başarabilir misin bilmiyorum. zira bu vize işi biraz zaman alabilir. senin en kısa sürede ankaraya gitmen lazım gibi duruyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(18.04.11)
@kurukafa

vize basvurunun sonucu 10 gunde falan cikar. pasaport yeniletmen de 2 3 gununu alir. bu nedenle senin en az 12 gune ihtiyacin var.

avrupa birligi ulkelerinin vizesini almak biraz uzunca bir zaman istiyor.
0
fundamental
(18.04.11)
(5)

yeşil pasaport

filmhicbitmesin
yeşil pasaport çıkrtıcam.. bütün belgelerim tam diyelim ama yine de annemle beraber mi gitmem gerekiyor gerçekten de? ya farklı şehirlerde yaşıyor isek? 18 yaşımı geçeli de yıllar oluyor..
yeşil pasaport çıkrtıcam.. bütün belgelerim tam diyelim ama yine de annemle beraber mi gitmem gerekiyor gerçekten de? ya farklı şehirlerde yaşıyor isek? 18 yaşımı geçeli de yıllar oluyor..
0
filmhicbitmesin
(17.11.10)
anne ya da babanın -kimin üzerinden alıyorsan- imzası lazım olacak.
0
wampex
(17.11.10)
ben tek basima gitmistim görevli bi kağıt imzalattı bana üstünde ne yazdıgını tam hatirlamiorum ama ailesinden izinle fln tarzı bisiler vardi onu imzalatti ve tek basima aldi basvurumu
0
berginyonbaenre
(17.11.10)
peki yeşil pasaporttan harç alınmadığı doğru mu sadece cüzdan bedeli alınıyomuş.. doğru mu bunlar?
0
🌸filmhicbitmesin
(18.11.10)
sadece cüzdan bedeli alınıyor. uzatma ücretsiz.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(18.11.10)
peki ya ilk defa alıcaksam? ilk defa alanlara ait bi harç ak bok da var mı? çok cahilim kusura bakmayın.. internet sitesinden de anlamıyorum..
0
🌸filmhicbitmesin
(18.11.10)
(10)

Bayan Parfümü

colt18
Eşime tanışma yıldönümümüz için bayan parfümü hediye etmeyi düşünüyorum. Yalnız haklarında en ufak bir bilgim yok. Fiyat sınırlaması 100 ml si 300 TL ye kadar. Gerçekten güzel koktuğunu düşündüğünüz parfümler hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. Bi el atın be ablalar.
Eşime tanışma yıldönümümüz için bayan parfümü hediye etmeyi düşünüyorum. Yalnız haklarında en ufak bir bilgim yok. Fiyat sınırlaması 100 ml si 300 TL ye kadar. Gerçekten güzel koktuğunu düşündüğünüz parfümler hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. Bi el atın be ablalar.
0
colt18
(05.11.10)
Benim hanım ve baldız, Armani Code'a bayılıyorlar. Hafif ve güzel bir kokusu var.
0
44
(05.11.10)
parfüm dünyası derya deniz. kabaca sınıflandırırsak çiçek kokuları var, şipre var, fresh kokular var meyve kokuları var, odunsu kokular,misk var... var da var. öncelikle eşinizin hangi tür kokulardan hoşlandığını belirleyin.bu site de size yardımcı olur, sağ taraftaki etiketlerden istediğiniz kokuyla ilgili yazıyı okuyabilirsiniz. beni bu güne kadar hiç yanıltmadı.

kokudefteri.blogspot.com

benim ruh halim değişken olduğu için birden fazla parfüm kullanmayı tercih ediyorum.

kokteyl, akşam yemeği gibi durumlar için carolina herrera 212 sexy favorim.
gündüzleri daha hafif şeyler kuulanıyorum; sürekli değişiyor. son zamanlarda Morgan - Love Love De Toi Glamstar EDT Sprey ( Sınırlı Üretim ) ve Benefit - Something About Sofia EDT Sprey kullanıyorum.

bu arada parfüm alımı için tr.strawberry.com sitesini tercih edin derim. bir kaç gün bekleyecek vaktiniz varsa tabii... oldukça uygun fiyatlara satıyorlar çünkü. o fiyata birden fazla parfüm alabilirsiniz.
0
balik kraker
(05.11.10)
davidoff coolwater, givenchy irresistable
0
ogm
(05.11.10)
versace versense müthiş kalıcı bir koku. isterseniz önce bir tester olarak deneyin ve kalıcılığı görün. ve çok fresh bir koku.
escada magnetism de çok çekici bir koku. kalıcılığını test edin ama. ne olursa olsun bu parfüm işi biraz zaman istiyor. her koku her tende kalmıyor filan. ama en güzeli tavsiye edilen kokuları sıkacaksınız 20 dakika sonra kalıcılığına ve kokunun güzelliğine emin olursanız alacaksınız.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(05.11.10)
Arkadaşlar eklemeyi unuttum eşim esmer tenli. Daha çok vanilya şeker tarzı kokular yakışıyormuş. Bu kıstasları göz önüne alarak biraz daha spesifik seçeneklere yönelebilir miyiz rica etsem.
0
🌸colt18
(05.11.10)
DKNY - Apple
Clinique - Happy

bunlar bi bayanda vazgeçemediğim kokulardır ve çok da güzellerdir. tavsiye ederim.
0
safepassage
(05.11.10)
yves rocher'a bakmanı tavsiye ederim..

www.yvesrocher.com.tr
0
enfazlakirkkarakterolabilir
(05.11.10)
escada magnetism üst notaları fesleğen, yaprak, frezya, frenküzümü, erik, orta notaları yasemin, vadi zambağı, süsen, saman, badem çiçeği, alt notaları amber, misk, kaşmir vanilyası ve sandal ağacından oluşur.
yani şeker vanilya. yalnız kalıcılığını bir test edin yine de. emin olun kalıcılığından öyle alın. parfümlerde kalıcılık ciddi bir sıkıntı. kaç şişe parfüme boşa para vermişlikten sonra dp'ye döndüm ben.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(06.11.10)
kayranin kedisi
(06.11.10)
davidoff echo
0
saphire333
(06.11.10)
(8)

göbeği eritmek isin yürüyüs

morte
simdi efendiler spora baslayalı yaklasık bi bucuk ay kadar oldu.haftada 3 gün gidiyorum.yarım saat kosu 10 dakka bisiklet ama tabigi göbekte gözle gorulen bi değişiklik yok tamam yedime içtime cok dikkat etmiyorum ama yaptıgım spora ektsata olarak günde (her gün) bi saat yürüsem göbegin erime süreci
simdi efendiler spora baslayalı yaklasık bi bucuk ay kadar oldu.haftada 3 gün gidiyorum.yarım saat kosu 10 dakka bisiklet ama tabigi göbekte gözle gorulen bi değişiklik yok tamam yedime içtime cok dikkat etmiyorum ama yaptıgım spora ektsata olarak günde (her gün) bi saat yürüsem göbegin erime sürecini hizlandırır mıyım?yapmalı mıyım yoksa ztn ghaftada 3 gün gidiorm spora daha 2 ay olmamıs biraz daha düzenlü spora devam edeyim göbek ztn kendiliginden erir mi

not: lüften yedigine dikkat et vs vs demeyin cunku basaramıyorum
0
morte
(05.11.10)
deme demissin ama butun is mutfakta bitiyor maalesef duzenli beslenmek zorundasin spor ancak onun yaninda ise yarar tek basina istedigin kadar spor yap yedigine dikkat etmezsen o yaglar her zaman kalir.
0
rburak
(05.11.10)
hoca, istersen koşmayı 1 saate çıkar, yemeği bırakmadıktan sonra eritemezsin.hevesini kırmak istemem; ama zaten göbek eritmek çok zor iş. günde yarım saat karın, mide egzersizleri eklemelisin.
0
madagaskar
(05.11.10)
hocam yine yemek ye ama mesela ekmegi azalt, kendine belli bir olcu koy. 5 kasik pirinc ye anasini satayim sanki ne olacak? ve duzen cok onemli, sabah, ogle, aksam ogunlerini kacirma ve aralarda elma falan ufak tefek atistir. yuruyusune, sporuna devam et. 13,5 kilo verdim ve yemek yemeyi cok seven biriyim.
0
dengesiz pamuk
(05.11.10)
@madagaskar mide ve karın hareketleri var ztn
@ dengesiz pamuk kilo almak istiorm ama yağsiz:) ve malesef elimdem abur cuburda düsmüyor cukulata goftet ıvır zıvır bunların yanında hamur işi flnda var offffffff..
0
🌸morte
(05.11.10)
günde 5 saat yürüsen koşsan o göbek erimez, mekik çekiceksin yoksa kalır o göbek orda.
0
ceo
(05.11.10)
not: yogurdu bol tuketmelisin.
0
dafne83
(05.11.10)
göbek eriteceksen mideyi küçültmek şart. yoksa imkansız olmaz o iş. hızlı yemek yeme. o en zoru ama başarırsan emin ol hayat boyu kurtulursun. zaten kadınların hızlı yemek yiyen erkekler hakkında pek iyi düşünmediklerini biliyorsundur. neyse, diyelim ki yemek yemeyi çok seviyorsun. ne yap ne et o yemeği böl. yavaş yavaş çorba iç. çorbayı ekmeksiz ye ama. sonra bi sofradan kalk gezin. yavaş yavaş diğer tabağı ye sofradan kalk, yine epey gezin. yemeği unutacaksın zaten. bunu 3 hafta yapabilirsen, yavaş yemeyi alışkanlık haline getirebilirsin ve miden küçülmüş olur. sık ve az ye uyarılarının temeli mideyi küçültmeye yönelik. mide bir kere küçülürse göbek hızla gidecektir. spora bile gerek kalmayacak o kadar. sporla kilo vermek çok zor. bir saat yürüyorsun yaktığın kalori bir tabak ekmeksiz kuru fasulye kadar. düşün artık. en iyisi o ekstra bir tabak kuru fasulyeye hiç girmemeyi öğrenmek.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(05.11.10)
mekik çekmek şart. kola-bira-cips-çerez vs. abur cubur yememelisin en azından.
0
nopnog
(05.11.10)
(7)

Hamilelik, kürtaj hakkında bir kaç soru...

anonifare
Hayatımın yarısı olan insanın hamile olma ihtimali var. En fazla 4 en az 2 haftalık olabilir.Durum kesin değil ama, eğer pozitif ise bir şeyleri yanlış yapmışız diyeceğim, kendimi kötü hissediyorum oldukça. Onun hali benden beter... Şu zaman diliminde çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz ikimiz de. Her
Hayatımın yarısı olan insanın hamile olma ihtimali var. En fazla 4 en az 2 haftalık olabilir.
Durum kesin değil ama, eğer pozitif ise bir şeyleri yanlış yapmışız diyeceğim, kendimi kötü hissediyorum oldukça. Onun hali benden beter... Şu zaman diliminde çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz ikimiz de. Her neyse...

Bazı sorularım var. Hiç başıma gelmedi böyle bir durum.

* Predictor tarzı gebelik testleri hamileliğin kaçıncı haftasından sonra işe yarar? Yanılma payı ne civardadır? Birden fazla test yapmamız gerekirse ne aralıkla yapalım? (Eğer şüphe verici bir durum olursa hastane yoluna bakacağız)

* Kürtaj için Türkiye'de yasal limit ne kadardır? Kaç haftalık olabiliyor gebelik en fazla?

* Operasyonun riski kaçıncı haftadan sonra artıyor?

* Operasyon sonrası nasıl olur? Çok acılı sancılı mı? Tüm imkanları seferber ettiğimizi düşünün lütfen, bir kasaba gitmeyeceğiz.

Bunun gibi sorularım var işte (hepsine ek olarak bu durumun ikimizin arasında kalması gerekiyor ve şu an birlikte yaşamıyoruz), aklıma gelmeyenler de vardır yardımcı olabilecek ne var ise yazınız lütfen. Buraya yazmasanız da özel mesaj ile ulaşın. En önemli sorum:

Bu kişi benim için çok değerli. Böyle bir operasyon yaptırmak durumunda kalırsak, istanbul için doktor tavsiyesi rica ediyorum. Bu tavsiyeyi rica ederken belirteyim, para hiç mühim değil varımı yoğumu ortaya koyarım. Operasyonu sağlıklı bir ortamda ne yaptığını bilerek yapan tecrübeli (meslektaşlarıyla "kazı kazan hehehe" şakalasması yapmayacağı düşünülebilecek, insan sağlığına değer veren) birini arıyorum. Bana özel mesajla bu konuda tavsiyeniz varsa (özellikle tecrübelere dayanırsa iyi olur) yazarsanız çok sevinirim.

Sağlığını en öne koyan biri bu operasyon için nereye kimlere gitmeli?

Biraz dağınık oldu ama her türlü tavsiyenize ihtiyacımız var.
0
anonifare
(31.10.10)
abi nolur öncelikle bu işi kafanızda bu kadar büyütüp kendinizi yıpratmayın, çok sık rastlanılan bir şey. istatistikleri görsen şaşarsın. insanlar nasıl drama çeviriyor bunu anlamak mümkün değil. pozitif ol, kıza da yansıt bunu.

şimdi gidiyosun nöbetçi bir eczaneye 5 liraya bir test alıyorsun. çift çizgiyi görürsen, yarına özel bir hastaneye gidiyorsun sevgilinle beraber. kaç haftalık olduğunu öğrenip ona göre randevu alıyorsunuz. şıp diye çekiyor alıyor onlar, ne olduğunu bile anlamıyor kız. ücret 500-1000 lira arası. geçmiş olsun
0
oscar wilderness
(31.10.10)
opersyon sonrasında 1-2 gün sizde kalsa çok iyi olur bence. hem herhangi bir komplikasyon oluşursa hemen hastaneye götürebilme imkanınız olur hem de psikolojik olarak desteğe ihtiyaç duyar. böyle bir anda yalnız bırakmayın.

devlet hastanelerindeki doktorlar çok kaba olabiliyor, o yüzden özele gitmeyi tercih edin.

ben böyle bir şey yaşamadım ama annem ve arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla; arkadaşım operasyon sonrasında hiçbir rahatsızlık yaşamadı ve kanaması olmadı, aynı gün misafir ağırladı eve gidip. anneminse yaklaşık bir ay boyunca regl gibi kanaması oldu. operasyon esnasında anestezinin etkisinde olacağı için bir şey hissetmeyecek. umarım hamile değildir.
0
kayranin kedisi
(31.10.10)
birincisi bu kadar panik olmayın. dünyanın sonu değil. çok fazla insanın başına geliyor. biraz sakinleşin kendinizi yiyip bitirmeyin. anladığım kadarıyla daha emin bile değilsiniz hamilelik olup olmadığından.


- yasal limit 10 haftaya kadar.
2-4 hafta arası bir büyüklükte olduğunu tahmin ettiğinizi söylemişsiniz, yalnız doktorlar hamileliğin başlangıcını son adet tarihinin ilk günü olarak kabul eder ve ona göre bir büyüklük teşhisi koyarlar. yani kadının son adet tarihi 5 hafta önceyse bebek 5 haftalık kabul edilir. bebeğin rahme düştüğü tarih net olarak belirlenemez.

- bu kadar şüpheleniyorsanız predictor tarzı testler yerine bi laboratuvara gidip beta hcg desti yaptırmanız önerilir. özel bir sağlık kuruluşunda testin ücreti 20 tl bile değil. predictor ile aynı fiyat. ama çok daha güvenilir ve hamileliği ilk günlerinden itibaren ortaya çıkarır.

-www.istanbul.net.tr aile planlaması merkezlerinde kürtaj yapılıyor
özel kuruluşlarda da ve muayenehanelerde de tabii.
doktor ismi için ise bişey söyleyemicem.

-operasyon sonrası aşırı büyük bi sıkıntı olmaz. ilk gün biraz yatarak dinlenmek gerekebilir ama kürtaj olduktan 2 saat sonra koşa zıplaya hayatına devam eden insanlar bi ton. genel anestezi ya da lokal anesteziyle yapılabilir. buna doktorunuzla karar verirsiniz öyle bi durum olursa.
0
cisterna
(31.10.10)
sakin kafayla hemen test yapın. bu tarz durumların büyük bir kısmı negatif olarak sonuçlanır. ki sizin de böyle olacaktır.

ancak bir de pozitif olacağı zaman ne yapacağınızı düşünün. bir cana kıydığınızı belirtip çok sağlam bir kafayla kürtajın ne olduğunu düşünün. çocukları seven bir yapıda bir insansanız yıllar sonda kucağında bir bebekle neşe içinde dolaştığın rüyalar görebilirsiniz. bir erkek bu rüyaları görüyorsa kadın nasıl psikolojik durumları yaşar tahmin edin. ancak bunun yanında fiziki durumunuz da önemli. kendinizi baba olarak ve sevdiğin kadını bir anne olarak göremiyorsan ayrıca bir aileye maddi anlamda reislik yapabilecek durumda değilseniz kürtajı düşünün.
kürtaj olan insanların bir daha gebe kalamama, bilimum kadın hastalıkları yaşama gibi riskleri vardır. bu yüzde kesinlikle kesinlikle işinin ehli bir hekimden yardım alın. isim yapmış özel bir hastanede yapmanızı öneririm. sevgilinin yaşı 18 den yüksek ise hiçbir problem yaşamazsınız.
son olarak kadınlar bu dönemde oldukça hassas olurlar. sürekli yanında olmaya çalış, ona olan sevgini sözlü olarak ifade sürekli ifade et. kendini de fazla salma. ne kadar güçlü olursan kadının da o kadar güven duyacaktır sana.

ama benim tahminim test negatif çıkacak, bu kadar üzmeyin kendinizi :)
0
titiz
(01.11.10)
stresten gecikmiş olabilir, öncelikle rahatlayın. evde kullanılan testlerin hata verme olasılığı gayet yüksek, en temizi hemen bir kan testi yaptırın ilk olarak.
0
tekosin
(01.11.10)
kürtaj yaptıran kadınların çoğunun hayatları bu çok büyük pişmanlıklarıyla savaşmakla geçiyor. erkekler için de çok kolay olacağını sanmıyorum ki duyduğum birkaç örnek de var. inşallah kız arkadaşın hamile değildir ama öyleyse bile çok çok iyi düşünün. kürtaj çok daha büyük sıkıntıların başlangıcı da olabilir.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(01.11.10)
istenmeyen, planlanmamış bi çocuk sahibi olmak kürtajdan çok daha büyük sıkıntı doğurur çoğu zaman.
0
cisterna
(01.11.10)
(7)

gümrük vergisi problemi

sezercik yavrum benim
şimdi bi arkadaş ayakkabı alıyo italia'dan... gümrük vergisi ödememek için ne yapması lazım? etiketini sök, kutusunu at gibi öneriler almış başkalarından. ne yapsın ne etsin de bu parayı ödemesin? seni seviyorum.
şimdi bi arkadaş ayakkabı alıyo italia'dan... gümrük vergisi ödememek için ne yapması lazım? etiketini sök, kutusunu at gibi öneriler almış başkalarından. ne yapsın ne etsin de bu parayı ödemesin? seni seviyorum.
0
sezercik yavrum benim
(19.10.10)
100 doların altındaysa zaten gümrük vergisi ödenmiyor diye biliyorum, 150 dolar da olabilir. ve bu miktar yılbaşına yaklaşırkan yükseliyor diye duydum.
0
ceo
(19.10.10)
200 dolarmış ayakkabı...
0
🌸sezercik yavrum benim
(19.10.10)
Etiketini söksün, kutusunu atsın geçer. Hiç gerek yok, ayakkabıyı etiketi ve kutusuyla beraber valizine koysun, yine geçer. İsterse sırt çantasına atsın, yine geçer.
Hatta tax free faturası düzenletsin aldığı yerden. etiketini sökmeden havaalanında gümrük şubesine gitsin, vergi geri iadesi istesin, en az %10'unu verirler. 20 dolar cebine kalır.
eit: ipod için 27 euro vergi iadesi almıştım. arkadaşlar cep telefonlarından harici harddisklerine kadar hepsinden vergi iadesi aldılar. yurda zengin döndük.
0
empty man
(19.10.10)
kim farkedecek o ayakkabıyı ya. el bagajı olarak soksun uçağa italyadan. ki zaten italya'da karışan yok. türkiye de de valizinde olmadığı için farkedilmez. koysun eskii bir poşete çantaya geçsin. ne bileyim ayakkabı için vergi olmaz ki ya. kameralar alıyoruz, cep telefonları alıyoruz geliyoruz, hiç vergi ödenmiyor ki onlara. birden fazla alırsan belki sorun olur.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(19.10.10)
kargoyla yollayacaklarmış ayakkabıyı, arkadaşım türkiye'de yani :) eksik bilgiler için özür diliyorum. bu hata tamamen bana aittir. ben bir ciguli'yim.
0
🌸sezercik yavrum benim
(19.10.10)
200 dolarsa gelir o zaman. gümrük vergisi 150 euro üstü ürünlere tabiidir.
Çok riske atmak istemiyorsa fiyat etiketini söksün, içine paypalcıların çıkardığı gibi sahte bir kağıt koysun, fiyatı da 40 dolar yazsın, yutarlar. yutmazlarsa ben buradayım :)
fatura ya da fiyat etiketi hiç yoksa ürünün TR'deki fiyatı üzerinden vergi keserler. Çakma bir paypal çıktısı koysun işte.

editasyon: paypalcı değil ebaycı. ama fatura da paypaldan çıkıyor. kabul edilebilir. (bkz: tdk)
0
empty man
(19.10.10)
sirket degil kisi adiyla yollayabilirse aldigi yer ve hediye diye isaretlesinler tutari dusuk yazip. zaten tatillere yakin gelenler fazla takilmiyor..bayram, yeniyil vs.
0
2pac
(19.10.10)
(23)

Dinsel Kimlik

doroty
Peşin not: Örümcek beyinliler kesinlikle yazmasın cevap istemiyorum onlardan. Benim dinsel kimliğim yok. Peygamberlere inanmıyorum, kitaplara da inanmıyorum. Hatta zaman zaman cennet ve cehennemin olduğuna bile inanmıyorum. Allah'a da inanmama yolundayım nerdeyse. Ama bazen içimi garip bişey kaplıyo
Peşin not: Örümcek beyinliler kesinlikle yazmasın cevap istemiyorum onlardan.

Benim dinsel kimliğim yok. Peygamberlere inanmıyorum, kitaplara da inanmıyorum. Hatta zaman zaman cennet ve cehennemin olduğuna bile inanmıyorum. Allah'a da inanmama yolundayım nerdeyse. Ama bazen içimi garip bişey kaplıyo sanki varmış gibi. Ne tamamen inkar edebiliyorum ne tamamen "var" diye biliyorum. Hem peygamberler için, hem Allah(?) için. Kapalılığa falan kesinlikle karşıyım. Görünce tüylerim diken diken oluyo. Hele bi de eldiven takanlar var. Oruç falan da saçmalık bana göre. Açlığı böyle mi anlıcaz amaç ne? Namaz neden var? Hatta dua neden var ki? Anlam veremiyorum. Benimki inançsızlık mı yoksa İslamiyeti kabul mü edemiyorum. Ama inançlı insanlara saygım var. Kimsenin inancına da bişey diyemem. Yine de çok garip geliyo. Sizce ben deist miyim, ateist miyim? Neyim ben yahu? Mümkünse hakaret etmeden. Yol buldurmaya çalışmadan vs vs.
0
doroty
(23.08.10)
deism gibi.
0
cruor
(23.08.10)
deist gibi duruyorsun ama tam deist olamamışsın. kafan karışık sadece netleştirmen gerek bu tür olguları. burada netleştirmen çok zor birşey ama. biri gelir vardıra ikna eder diğeri gelir olur mu hiç öyle şey der daha da kafan karışır.
0
jameskeenan
(23.08.10)
niye kendini kategorize etme ihtiyacı duyuyosun ki, yardır gitsin :)
0
svarte dauen
(23.08.10)
(git: 167906)
0
wampex
(23.08.10)
böyle deist olmaz, deistler yaratıcı tanrıya kesin olarak inanırlar.

agnostisizm ile de yakından ilgisi yok, hatta hiç, zerre kadar alakası yok.

james keenan'ın dediği gibi, ateizme yakınsayan kafası karışık insan diyorum...
0
esenboga
(23.08.10)
arkadasım oncelıkle senı cok ıyı anlıyorum .. zamanında bende senın gıbı ıkılemler yasamıs bırıyım ama ben hıc bı zaman ınanmamazlık etmedım hıcbırıne sadece olması gerektıgınden fazla sorguluyodum .. cocuklugumdan berı buyudugum cewrede hıc bı zaman oncelık dııldı dın .. cok fazla sorguluodum bılgı sahıbı olmadan fıkır sahıbı olan ınsanlar yuzunden ıyıce ıcınden cıkmaz hale gelıyodu ınandırıcılık kısmı .. kendı kendıme sawas werıyodum we bu sawasın tam ortasındayken belkı ınandırıcı gelmeyebılr ama tam 21 gece arka arkaya aynı ruyayı gordum .. hergece aynıydı ve bıseyler duyuyordum sureklı .. en sonunda bı sabah kalktıgımda kelımesı kelımesıne aklımda uyandım we nedır bu dıye arastrdıgımda daha once duymadıgım (bılıncaltı degıl yanı ) bı ayet oldugunu ogrendıgımde sawasım orda bıttı :) sımdı kesınlıkle ınanıyorum we daha guzel ıcınde bı huzur oluyo ınsanın anlmsızca .. umarım sende bırgun yolunu secmıs olrsun we o yol bnm yolum gıbı olur .. :)
0
tla's ocean
(23.08.10)
0
wampex
(23.08.10)
@wampex +1

gece gece güldüm lan...
0
esenboga
(23.08.10)
deizm'e bir adımdasın ama seni boşluğa çeken bi sebep var. yani tam inandım derken birşeyler okuyup ya da etrafındaki insanlardan birşeyler duyarak aaa tabiki tanrı, peygamber, kitap yok diyesin geliyor.

yaklaşık 1 yıl önce bende de aynısı olmaya başlamıştı. günde 5 vakit namaz kılıyodum, oruç tutuyordum ancak neden kıldığımı, inancımın sebebini bilmeden Allah'a kızıyodum (hani bunlara ne gerek var diye). yani müslümanlıktan bihaber olarak yaşayarak müslümanım diyerek ortada geziniyodum. malum sözlükte de ateizm ve evrim teorisi başlıklarında yazılanları okudukça ister istemez senin gibi arada kalıyordum.

bu durum benim için dayanılmaz hale gelince türkçe tefsirli (açıklamalı- yani bakara suresinin adının neden bakara olduğunu açıklayan kurandan)kur-an'ı kerim aldım. başladım okumaya ve okudukça kafamdaki sorular %90 oranında netleşmeye başladı. daha sonra etrafımda duyduğum, kendim cevaplıyamadığım eskiden de olduğu gibi beni inançsızlığa sürükleyen %10 luk kısımdaki soruları alo fetva hattına ve evimin yakınındaki camide görev yapan imam efendiye soruyorum. şu ana kadar cevaplıyamadığımız sorular yok, çünkü imam efendi bilmediği zaman o da hocalarına danışıyor.

eğer istersen kuran'ı kerimi türkçe oku, yani ben tavsiye ederim. karar senin şimdiden hayırlısı olsun.
0
0dy
(23.08.10)
dediğin deizm.
sende deist olmuşsun.
din iman toz duman be hafız ne uğraşıyon uyu uyu biraz unutursun, olmadı seyfi doğanay dinle bir de büyük aç bak sonra ne allah kalıyo ne peygamber,
bir kadeh atarsın peygamber olursun biraz daha içmeye devam edince nirvana denen ebeamısını ters açıdan gören pozisyona geldin mi orda dur.
takılma dostum böyle tırıvırı işlere. yaşamak güzel.
0
seyduna6687
(23.08.10)
İnanmadığının bi sebebi vardır.Hayatında kötü bişey mi yaşadın ondan sonra inancını kaybetmişsindir.Hani bazı insanlar önce inanır sonra da hayattan kazık yiyince allaha inançlarını kaybederler ya seninki de öle bişey mi yoksa
0
eda_06
(23.08.10)
zamanla hem fikirleriniz netleşip oturur. o zaman anlarsınız deist misiniz, ateist mi, agnostik mi yoksa bir din mensubu mu olduğunuzu.
0
thunder thunder thunder thundercats
(23.08.10)
yönlendirmek gibi olmasın ama inanan biri olarak dinin çok ciddi bir konu olduğunu düşünüyorum. bu noktada, yani benim inancıma göre bir ahiret hayatımız olacağı için senin de din konusunu gerçekten ciddiye almandan fayda görüyorum.

karar vermeden önce ciddi bilim adamlarının din kitaplarından faydalanmalısın. senin kafanı karıştıran şeyler temelde cehaletle ilgili şeyler. dinin felsefi bir boyutu da var ama insanlara bu boyutu ağır geliyor. malum sıcak ülke insanları azıcık kolaycı olurlar. genelde herkes basitçe "10 kez şu tesbihi çekersen cennete gidersin" tarzı şeyler duymak istiyor. kimse dinin özüyle ilgilenmiyor, okuyup araştırmıyor. bu da müslümanım diyen ama cahilce konuşan insanların sayısını çoğaltıyor ve kafası zaten karışık olanları dinden soğutuyor.

dini konuları ben de çocukluğumdan beri hep merak etmiş, senin sorduğun soruları defalarca insanlara sormuştum. hiç düzgün cevaplar da alamıyordum. cevapların kafamda netleşmesi 10 yıldan fazla zaman aldı. ama ben her soruma yavaş yavaş, vakit buldukça cevap bulmaya çalıştım. bir de mevlana'yı çok iyi anlamış birinden dinlediğim bir kaç detayı uzun zamanda kafamda sindirerek sorularımı netleştirmeye başardım.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.08.10)
Zamanında inancını tam anlamıyla yitirmiş, ve bu konu üzerine de çok giderek saçmasapan şeyler yapmış bir insan olarak söylüyorum, yürümekte olduğun yol pek iç açıcı bir yol değil. Ben zamanında felsefe, edebiyat ve sosyoloji üçlemesine çok fazla takıldığım sıralarda, inancımda çok büyük depremler oldu ve sonunda tam anlamıyla bir inkar haline geçtim. Bu tam 2 sene boyunca hiç değişmedi. Ezan okunurken hocaya küfrederdik, craddle of filth parçalarını full ses açardık, bulabildiğimiz her türlü insanla dalga geçerdik, tezlerini çürütmeye çalışırdık inanç konusunda. herşeyin rasyonel gerçekliğe dayandığını düşünür, ve bunca adaletsizliğin, bu denli yüce bir yaratıcının eseri olamayacağına, bunların toplumları kontrol altında tutmak için kurulmuş düzenler olduğuna inanırdık. Bunun yanında daha birçok konu ve alt başlık var ama burada açıklamak uzun sürer. Ama şimdi anlatacağım şeye dikkat et; öyle 22 gün rüyamda ayet okundu gibi birşey değil.

2008 yılının yaz ayında Work&Travel programıyla amerikaya gittim. Hesapta çalışıp kazanıp gezip tozacaktık. Ve orada o kadar çok olayla karşılaştım ki bana birşeylerin gerçekten kontrol edildiğini planlandığını hissettirdi. Orada çektiğimiz birçok zorluk gerçekten ilahi adaletle bize geri iade edildi, hayatımızı tekrar sorgulamamız, "şükretmemiz" sağlandı. Amerikan bankası(!) "yanlışlıkla(!) 400$ yatırdı hesabıma, ve asla geri ödemedik o parayı hesabı da kapattım gelirken. Amerika'da 3.günümde kaldığım yerin kapısında bulup karnını doyurduğum çocuk "şans" bu ki yaz boyunca orada olacakmış ve her darda kaldığımda (sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya bile geldik) tereddütsüz bana borç verdi,yardım etti. Pedicab işi yapıyordum, çalışabildiğim son gün, öğlene kadar 40$ para kazanmıştım, gerçekten imkansız bir şekilde kaybettim o parayı, ve tekrar kazanmak için tüm gün çalıştım. O çalıştığım gece, - normalde sahilde bir yol üzerinde gidip geliyorduk bu aletlerle insanları taşıyorduk- sahilin hiç görmediğim iki ucuna da müşteri götürdüm, sonunu ilk defa o gece gördüm o yolun, ve o gece çok yüklenmekten bacağımı sakatlamışım, 4 gün bekledim,çinlilere masaj yaptırdım, elimden geleni yaptım, hiçbir şekilde bacağımdaki o kasıklık geçmiyordu ve türkiyeye dönmek zorunda kaldım. O işe girmek için çıktığım önceki işimle alakalı rapor edilmişim sponsor şirketime, sakatlandıktan 6 gün sonra ülkeden çıkmam gerektiği mailini aldım aynı gün, ve nihayetinde terkettim.

Nihayetinde burada aklıma gelmeyen ve anlatamadığım birçok daha olay ile, sanırım Allah bana geri dönüş yolunu açtı. Çünkü kafamda türkiyeye dönmemin "istendiği" ve bunun "sağlandığı" düşünceleri yerleşmiş olarak geri gelmiştim. Burda da olaylar cereyanını sürdürünce araştırmalarıma daha farklı bir yön verip, din insanlarıyla - ama yobaz olanlarla değil - konuştum, araştırdım. ama ilk kural şu : KOŞULSUZ İNANMALISIN. sonrası gelecektir inşallah.

Bunları anlattıktan sonra bir ateist olmanın veya dinleri ve Allahı kabul etmemenin sonuçlarını yazayım sana;

1- Hiçbirşeye güvenemiyorsun, tam olarak avunacak, teselli olacak bir destek bulamıyorsun.
2- Bu bir ateist ve cool çocuk olma özentiliği olsa bile, zamanla gerçeğe dönüşebiliyor ve gerçekten de ateist bilim adamları kadar çok bildiğini düşünüyorsun - en yakın arkadaşımdan biliyorum.
3- Ortak birşey bulamıyorsun insanlarla, çünkü müslüman bir ülkede yaşıyorsun.
4- Dinin sana getirdiği kısıtlamalardan muaf sanıyorsun kendini, daha sapkın, kuralsız ve tehlikeli bir hayat benimsiyorsun.
5- Dinin yıkıldığı beyninde, geri kalan çoğu ahlak sistemi ve yargı zincirleri kırılıyor ve salak gibi ortada kalıyorsun.
6- sonuç olarak BİR BOKA inanasın gelmiyor artık. PİÇ GİBİ kalıyorsun. O yüzden o kadar smart ass olmaya gerek yok.

Gelelim sorularına:

1- Evet açlığı oruçla anlayacaksın. Sürekli aklına eseni tıkındığın bir süreçte, sokaktaki insanın ne hissettiğini, yaşadığını asla anlamayacaksın. Çünkü inanmayan insan sadece kendinden mesuldur. Halbuki dinin temelinde - BU KÖTÜ BİRŞEY midir sana soruyorum - sosyal paylaşım ve yardımlaşma bulunur, oruç da buna birebir uygundur. Tutamayanlar fidye verirler - maddi yardım.

2- Namaz neden var? Çünkü temiz ve zinde olman önemli, namaz kılan insanlara bak, hepsi çok dinç insanlardır ve yüzleri apaktır. Sonra, namaz kılmak sana şimdi korkutucu görünse de rahatlatıcı bir dini ibadettir ve Allah'a kulluğunu sunduğun, nimetlerine şükrettiğin bir teşekkür biçimi ve sorumluluk ifasıdır.

3- Dua neden var sorusu çok saçma.

SENİ İMAJLAR YILDIRMIŞ, IDEOLOJILER ve BAZI BAŞKA ŞEYLER.
Ama şundan eminim, biz ne dersek diyelim, sen bize inanmazsın. Eğer sana nasip edilmemişse, ya da zamanı gelmemişse.Sen hiç görmeyeceksin.

"Ve biz onların önlerinde bir sed ve arkalarında bir sed meydana getirdik, öylece onları sarıverdik. Artık onlar göremezler."
0
Gkcn
(23.08.10)
merhaba. ben de zamanında senin gibi kafa karışıklıklarına sahiptim. çölde deve güder bir yandan da walkman'imden cradle of filth dinlerdim. sonra bi gün hira dağında ateist arkadaşlarımla trekking yapıp cool görünmeye çalışırken bana bi vahiy indi. kafamı karıştıran soruları da alo imam hattına sordum, çözdüm.

şimdi peygamberim. sübanallah.
0
dekila olmeka
(23.08.10)
uzun uzadiya tasvirlere gerek yok.

+1 @svarte daue
0
gunlerin kopegi
(23.08.10)
Yönlendirmek gibi olmasın ama oruç açları anlamak için tutulmaz. Aynı şekilde tüylerinizi diken diken eden kadınlar da erkekler tahrik olacak korkusuyla başlarını örtmez.

İslam inancında herşey Allah istedi diye yapılır. İslamda teslimiyet vardır, yani "bu doğrudur" ön kabulü ile başlarsınız, ve sizden bunlar istendi diye yaparsınız. Evet oruç tutarsanız açları anlarsınız, namaz kılarsanız daha zinde olursunuz vs. Allah'ın bu ibadetleri istemesindeki amaçlar arasında bunlar da vardır elbet.

Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra deizme yakınsadığınızı söyleyebilirim. Ama ikircikli bir durumdasınız, üzerinde düşündüğünüz halde bir tanrının varlığına tam inanmadığınız için adını koymak mümkün gibi görünmüyor.
0
johan sebastian
(23.08.10)
allahın varlığını kabul etmek ve buna inanarak yaşamak tabii ki şu anki hayatınızdan daha huzurlu bir hayat sunacaktır size. ama bence varlığı %100 kabul edilemeyen bir şeye inanıp huzurlu yaşamak mı sizin tarzınız yoksa sorgulamak, araştırmak ve belkide ölene kadar hiçbir zaman cevabını bulamayacağınız ve anlayamayacağınız sorularla meşgul olup stress'li bir hayat mı sizin tarzınız.. buna karar vermelisiniz. bu çok ince bir nokta ve sen daha çok başındasın. en ufak örneğiyle; daha allah ile din arasında bir bağlantı kurmandan bunu görüyorum. yani allah'ın varlığına inanmayıp ta din'i kurallara uyabilirsin. bu kuralların çoğu (hatta belki tamamı) doğru şeylerdir. mesela oruç tutmak denilen şey; bedeni ve ruhu disipline eder. sadece açları anlamanı sağlamaz. iyi birşeydir yani. bunun gibi bi dünya örnek.
0
daglien
(23.08.10)
geç bir cevap veriyorum ama bence ;

din ile ilgili(bilhassa islam) yazılmış kaynakları okuyun araştırın , fakat kesinlikle imana gel türünden şeyler söylemiyorum , eğer yeterince okudum ben , yine de bana göre değil dersen topuna inanma .
ama çok iyi araştır bence , yazılmış kitapları falan.
0
slymene
(08.09.10)
islamiyeti kabul etmek-etmemek meselesi değil bu. din konusu belli dönemlerde sorgulanır. ben zamanında namaz kıldım beş vakit, oruç tuttum vs vs sadakamı da veririm falan falan.. sonraları bir şeylerin içimi doldurmadığını farkettim ve türkçe meal kuran okuyup sorguladım: d vitamini ihtiyacımızı islamiyetin gereksinimlerini yerine getirirken (örtünürken) nasıl giderebiliriz? ya da şimdi saçlarım açık diye bütün erkekler tahrik mi oluyor ve günahı benim boynuma mı? allah insanı yazın sıcağında aç hele ki susuz bırakır mı? yazın 17-18saat aç ve SUSUZ oruç tutulur mu? namaz mesela: neden günde beş kere en az on dklık tapınmalarda bulunayım ki kendimi affettirebilmek için? yani kendimi affettirmek için günde en az bir saat ona yalvarmam mı gerekiyor? temiz bir vicdanımla bunu kabul etsem daha iyi olmaz mı? bir kere söylesem olmaz mı? namaz duadır derler. benim bir duamın etkisi diğer namaz vaktine kadar mıdır ki bu yüzden günde beş kere aynı şeyi söyleyip duruyoruz? hele bir de temizlik kavramı var: günde beş vakit sürekli ağzını burnunu çalkalıyorsun? mileti boşver ben beni yaratanla konuşabilmek için illa ki sümüklerimi mi temizlemeliyim/grip nezle haricinde kim burnunu siler ki? yaratıcı gerçekten fiziki şeylere bakıyor mu? yoksa önemli olan kalbimiz mi? vs vs

beni yaratan bu kadar insafsız olamaz diye düşündüm. ve ona inanmayı bıraktım. şimdi çok çok huzurluyum. çünkü farkettim ki insanı yargılayan şey vicdanıdır. bir insana özür dileten şey kitapta yazması değil vicdanına dokunmasıdır.

sonuç olarak burada yazanları yine kendin sindirecek, sorgulayacak ve bir sonuca varacaksın. inancını kaybetmeye başlamanla hiçi bir şeye (yaratıcı kavramı/kendisi dahil) inanmamak arasında fark vardır. şimdilik deist olarak kabul görürsün.
0
bıdıbıdı
(17.05.11)
@freeze, fizik ile dini karşılaştırman anlamsız. işte kendin diyorsun, imtihanın sırrı işaret olmadan da inanabilmek diye. bilimde böyle bir şey yoktur, din kanıta değil inanca dayalıdır, bu inancı destekleyecek pozitif/deneysel/bilimsel hiç bir temeli yoktur.

madem ki hiç bir kanıt yok, kendi dininin hıristiyanlıktan, musevilikten ya da ne bileyim, bahailikten daha "doğru" olduğunu nereden biliyorsun? ben şu dakika bir tanrı uydurup ona inansam, islamiyet'in ondan üstün olduğunu nasıl kanıtlarsın? ya da eski dinlerin, roma tanrılarının olmadığından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ve daha ötesi, 2000 yıl sonra senin tanrın da mitolojiden farklı mı olacak sanıyorsun?
0
dekila olmeka
(23.05.11)
bir dost tavsiyesi;
biraz kuran ve incil okuyarak ateist olabilirsin evlat
0
Her Yer Kara
(23.05.11)
yol gösterme gibi algılama ama okumaya araştırmaya devam et derim. tam oturmamış gibi herşey.
0
necipnba
(23.05.11)
(8)

Interrail sırasında namaz

kardeşler kasap
Avrupa topraklarında, tren yollarında..Müslüman kadının namaz kılması için şartlar nelerdir? Var mıdır namaz kılacak yerler?
Avrupa topraklarında, tren yollarında..
Müslüman kadının namaz kılması için şartlar nelerdir? Var mıdır namaz kılacak yerler?
0
kardeşler kasap
(23.07.10)
hiç zannetmiyorum
0
little miss sunshinee
(23.07.10)
seferi sayılır trende kılsın
0
byzgms
(23.07.10)
boşuna uğraşmasın, kılınacak kimse yok
0
Nesrin.Yolcu
(23.07.10)
Valla ne yalan söyleyeyim gülmekten yerlere yattım.
:-)
Her neyse güzel kardeşim;
Senin de bildiğin gibi seferi olma durumun var, bu durumda ibadet yükümlülüğün değişiyor.
Tren istasyonlarında ve tren isyasyonlarına yakın yerlerde pek cami yok. Bu durumda kendi imkanlarınla ki burada pusula önem arz ediyor, ibadet etmen gerekecek.
Bu arada Ramazan ayı geliyor malum, onun için de seferi olunuyor. Sonra kaza edebilirsin.

Hayırlı yolculuklar.
0
apc
(23.07.10)
avrupa içinde heryer birbirine yakın. çok uzun yolculuklar yapmayacaksın muhtemelen. yani namaz kılmak için yer mutlaka bulursun. otelde, pansiyonda, kilisede, kenar köşede, kimse sana ne yapıyosun demez. hatta avrupanın çok yerinde mescitler, camiler var zaten. ama çok kolay olmaz tabi. daha bunun abdesti var. sen muhtemelen bir sabah bir yatsı kılabilirsin. gündüz kalacağın yere dönme şansın olursa belki öğle..
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.07.10)
Seferi olduğun zaman namaz ibadetinden muaf olmuyorsun, sadece 4 rekatlı farzlar 2 rekat kılınır. Ayrıcı ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünneti sünneti-gayri müekkede olduğu için onları da kılmayabilirsiniz.
0
zazas
(23.07.10)
seccadeni yanından eksik etme trende bi alan buldugunda-yada durduğunda kılarsın,seferilik istemiyosan kaza yaparsın-kılmak istedikten sonra herturlu kıllınır.
0
jamswety
(23.07.10)
(bkz: seferi)
0
metal revolution
(24.07.10)
(7)

kıbrıs freeshop getirebilme sınırı

andorei
kıbrısa gitmek gibi bir planım var.ankaradan kıbrısa en ucuza nasıl varabilirim ilk sorum budur?orada harcayacağım parayı biletlerin parasını falan çıkartmamın bir yolu varmıdır?yani alkol sigara alsam kaç karton sigara kaç tane şişe alabilirim?güçlü kuvvetli adamım bıraksınlar 50 şişe jack taşırım
kıbrısa gitmek gibi bir planım var.

ankaradan kıbrısa en ucuza nasıl varabilirim ilk sorum budur?

orada harcayacağım parayı biletlerin parasını falan çıkartmamın bir yolu varmıdır?
yani alkol sigara alsam kaç karton sigara kaç tane şişe alabilirim?
güçlü kuvvetli adamım bıraksınlar 50 şişe jack taşırım türkiyeye olayın bi sınırı varmıdır?

kaçakçılıktan suçlanmak ve tertemiz sicilimi kaybetmek istemem..

free shoptan örnegin kaç karton sigara, alkol alabiliriz?
kıbrıstan bavulumuzun içine kaç karton sigara, alkol koyabiliriz?
0
andorei
(23.07.10)
Şöyle oluyor:
1 Litre alkol, 2 karton sigara ve 1 kg. çikolata.

Yamuluyorsam düzeltin.
0
apc
(23.07.10)
bu işin bir cinliği varmıdır peki?

1 litre alkol yerine 3 numaralı taktikle 5 litre alkol sokamazmıyız?
0
🌸andorei
(23.07.10)
Valla muhakkak bir yolu vardır, elde poşette taşımak yerine sırt çantanıza ya da el bagajınıza yerleştirin.
6-7 Litre'lik dev şişelerle votka satılıyordu, onu da millet bir şekilde sokuyordur.
0
apc
(23.07.10)
bavulların içine alabildiğine şişeleri koysam sırt çantasınada full sigara sonrada feribotla gelsem türkiyeye..
herhangi bir aramaya tabi tutcak yer varmı istikamet üzerinde?
0
🌸andorei
(23.07.10)
Kıbrısta okudum 1 sene öncesine kadar yasal olarak 3 Litre alkol 2 karton sigara geçirebiliyordun...Değiştiğini sanmıyorum.
Evet Feribotla geldiğin zaman (Arabayla gelirsen arabanın içini bavullarının içini arıyorlar) Araçsız gelirsende ara sıra arıyorlar belli olmuyor..
0
JK
(23.07.10)
pasaport numarana işliyorlar sanırım. yani alamazsın ki saklayasın. birden çok pasaport olmalı yanında. onlara işleteceksin. sen de sonra saklamadan geç alabildikten sonra sorun değil. fazlasını istanbul'da kesinlikle alamıyorsun kıbrıs'ta da durum değişmez sanırım.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.07.10)
kıbrıs gümrüğünde daha kolay olduğunu söylüyorlar. pek kilo sınırın takmıyorlarmış. sıvı kontrolü de yok uçaklarda. yani bu durumda iyi saklarsan getirebilirsin. sözde insanlar sırtçantalarını dolduruyorlarmış...
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.07.10)
(9)

Hangi mühendislik dalı ?

jonturk
elimizde lys'ye giren bir gencimiz var.gencimiz mühendislik düşünüyor fakat hangi dalı istediği konusunda kararsız.mf4 başarı sırası 31400.kılavuza göre ytü inşaat,makine müh. falan tutuyormuş. nasıldır inşaat ya da makine mühendisliği okuması bitirmesi zor mudur,bitirince iş imkanları nasıldır?ya d
elimizde lys'ye giren bir gencimiz var.gencimiz mühendislik düşünüyor fakat hangi dalı istediği konusunda kararsız.mf4 başarı sırası 31400.kılavuza göre ytü inşaat,makine müh. falan tutuyormuş. nasıldır inşaat ya da makine mühendisliği okuması bitirmesi zor mudur,bitirince iş imkanları nasıldır?ya da bu ikisinin dışında önereceğiniz başka mühendislikler var mıdır?
0
jonturk
(20.07.10)
öncelikle hangi mühendislik dalına yatkın onu bilmek gerekli, çok mu teknik okumayı seviyor, matematikle, fizikle uğraşmak mı istiyor, yoksa daha insan ilişkilerine mi yatkın, çizim mi seviyor?

bunlar çok önemlidir, evet mühendislikler ilk iki sene benzer programlara sahiptirler, genel olarak matematik ağırlıklıdır, ancak temelde çok ciddi farklılıklara sahiptirler.

bir endüstri mühendisinin kafasının çalışma şekli ile makine mühendisinin kafasının çalışması çok farklıdır.

bir de yıllık kaç mezun verildiğine bakın bölümlerin, endüstriciler diğerlerine nazaran daha rahat iş buluyorlar, bunu da eklemem gerekli.
0
gurur
(20.07.10)
okuyacam ben yaa diyosan makine yaz.
0
hacı
(20.07.10)
peki elektrik mühendsiliğine ne dersiniz baktım da sadece 3 ünide varmış heralde(itü-ytü-kou)
0
🌸jonturk
(20.07.10)
okul değil bölüm seçsin. elektrik elektronik, inşaat ve makine mühensdislikleri okuması çok dertli bölümlerdir. ömrü boyunca taşıyacağı ünvana odaklansın. istediği bölüm istanbul'da tutmuyorsa kocaeline, sakarya'ya gitsin gerekirse. 4 yıl her türlü geçiyor ama 40 yıl boyunca taşıyacağı ünvan ve çalışma koşulları düşünülünce meslek seçimi açık ara daha önemli. genelde insanlar itü'de yıldız'da okuyayım, hangi mühendislik tutarsa o oluruz artık diyorlar ama etraf mutsuz mühendis dolu. bene elektrik elektronik okuyup bilgisayarda master yaptım. bilgisayar mühendisliği elektronik mühendisliğine göre okuması daha basit ve daha zevkli. ama ben elektrik-elektroniği de severek okumuştum. yıldız'da elektrik mühendisliği var ama onun daha sonra hangi dallara ayrıldığı konusunda fikrim yok. sadece elektrik, sadece elektronik ve elektrik elektronik dalları arasında 3. sınıfta fark oluyor, ona bile dikkat etmek lazım.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(20.07.10)
bilişim sistemleri mühendisliği okusun. ITU'de gayet mevcuttur.
0
LordofDrinkzz
(20.07.10)
kontrol, sistem, mekatronik mühendislikleri nispeten temiz işlere sahip. bunlara da göz atın derim.
0
sttc
(20.07.10)
Gencimizin neler yapmaktan hoşlandığını, ileride nasıl bir iş yapmak istediğini (masabaşında, fabrikada işçilerin arasında, bina tepelerinde, akademik kariyer) yazarsanız daha tutarlı konuşabilirim ama YTÜ olacaksa makine en iyi bölümlerinden biri.

Bölümle birlikte okul da seçmek iyi olur puan yetiyorsa. Okul iyiliği/istenilen bölüm oranını iyi kurmak lazım. Uyduruk bir okulun istenilen bölümünden pek bir şey öğretilmeden mezun olabilir.
0
sourlemonade
(20.07.10)
kendisini tanısın önce, tamam mühendis olacak da yelpazenin bir tarafında elektronik mühendisi var, diğer tarafında endüstri mühendisi. yelpaze bu kadar geniş olursa araya tıp bile girer. üniversite sınavına girmiş bir birey hala kendini tanımıyorsa çok da kasmasın derim ben. hele iş imkanına göre seçim yapmasın lütfen. ha şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim, eğer seçimini şu an yapamıyorsa Sabancı'da Mühendislik ve Doğa Bilimleri seçsin, 2 sene sonra hem kendini tanır, tanımıyorsa da notlarına göre en iyi seçimi yaptırırlar kendisine.
0
bykush
(21.07.10)
o derece ile yapacağı en iyi tercihler.

1)dokuz eylül inşaat 2. öğretim
2)kocaeli endüstri 2. öğretim(tutar mı ?)
3)kocaeli makine
0
raki masasinin degismez adami
(21.07.10)
(18)

Üniversite Tercih Ne Dersiniz?

jassinpera
İkiz kuzenlerim üniversite sınavından istediği puanı aldılar. Şimdi tercih zamanı, ancak benim pek de bilgim olmayan bazı bölümlerle ilgileniyor.Bir tanesi; Matematik; Fizik; Moleküler Biyoloji; Telekomünikasyon Mühendisliği , Bilişim Sistemleri Mühendisliği aralarında kararsız. İlk tercihi Matemat
İkiz kuzenlerim üniversite sınavından istediği puanı aldılar. Şimdi tercih zamanı, ancak benim pek de bilgim olmayan bazı bölümlerle ilgileniyor.
Bir tanesi; Matematik; Fizik; Moleküler Biyoloji; Telekomünikasyon Mühendisliği , Bilişim Sistemleri Mühendisliği aralarında kararsız. İlk tercihi Matematik; ikincisi Mühendislik bölümleri. Bildiğim kadarıyla en iyi matematik bölümü ODTÜ'de. Başka hangi okulları önerirsiniz? Mühendisliklerde ise ODTÜ ve İTÜ'den başka bir yer yazılabilir mi?

İkinci kuzen ise sözelci; Galatasaray Sosyoloji ve Galatasaray İletişim yazmak istiyor.Sırası yeter gibi duruyor. Ancak işi sağlama almak için İstanbul Sosyoloji; Mimar Sinan sosyoloji de yazacak; ancak İstanbul içinde başka hangi okulları önerirsiniz. Sosyoloji; Psikoloji; İletişim bölümlerini göz önüne alırsak.
0
jassinpera
(18.07.10)
Fizik için: ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi, İTÜ (fizik mühendisliği), Koç iyidir (Bu sıralama da iyi bence).

Bir de matematik ve fiziği deli gibi sevmiyorsa kesinlikle yazmasın. Mühendisliğe girip, iyi bir temel yapıp, sonrasında da mühendislik yapmak istiyorsa İTÜ ve ODTÜ'den şaşmasın.
0
sourlemonade
(18.07.10)
matematik konusunda çok başarılı, çok da seviyor ilk tercihi de matematik. ancak mezun olunca iş meselesinde aklı karışık. zira abileri boğaziçi kimya mezunu, istediği bir işe yakın birşey bulamadı beş senedir.
0
🌸jassinpera
(18.07.10)
işte tam orada da esneklik denen hadise devreye giriyor. istediğim şey diye kasarsam iş bulamamak ama zayıf bir ihtimalle bulmak mı, yoksa fırsatlara bakıp de yine bölümle alakalı - olmadı sağlık olsun - herhangi bir iş yapmak mı? nereden çıkıyorum yola; yakın arkadaşım Bursa Kimya son döneminde. Hatta daha mezun bile değil. 26 yaşında. Başvurmuştu part time için, kabul ettiler. Ve şu anda Novartis'in bi taşeronunda, represantlık yapıyor..Okul bitince tam zamana alacaklarmış.
0
jesterdvine
(18.07.10)
matematikte ali nesin altında bilgi de iyi diye duydum.
0
rainel
(18.07.10)
peki bilgi burslu matematik yazarsa odtüden daha mı iyi eğitim alır diyorsunuz?
buradaki durum esneklik değil bence, duruma şükretmek, elbette kötü değil; ama eşşek gibi kasıp kimyayı bitirip lise mezunlarının yaptığı bir işi yapmak çok mu iyi?
ya da başka bir örnek, bir sene arayla istanbul veterinerliği bitiren iki kız arkadaşımdan biri; ulusta ortalamanın çok üstü bir veteriner kliniğine ikinci hekim olarak girdi ve haftada 4 gün çalışarak ( 10-18.00 ve ayda iki gece nöbet tutuyor sabah ona kadar) ayda dört bin lira+ kardan yüzde alırken; başka bir kız arkadaşım bir ilaç firmasına represant olarak çalışıyor eline geçen rakam komik.
0
🌸jassinpera
(18.07.10)
bunlar nasi tercih yahu hic biri birbirine yakin bolumler degil ki , ozellikle birinci kuzenine soyle puanina gore tercih yapmasin . bi 40 yil hangi meslek te caliscagina karar vermek bu kadar kolay olmamali . o piti piti yapsin daha hayirli . ikinci kuzen biraz daha mantikli gibime geldi benim.

sorunuzun cevabi olmadi pek . . . ^_^
0
busuta
(18.07.10)
bence türkiye şartlarında iyi bir üniversitede matematik, fizik, kimya gibi bir bölüm seçmektense, anladığım kadarıyla da puan sıkıntısı var, denizli, kocaeli, trabzon gibi illerde elektrik elektronik, bilgisayar, makine mühendisliği gibi meslekleri seçsin. itü ve odtü mutlaka ki çok iyi üniversiteler ama türkiye şartlarında mühendislerin çoğu zaten ar-ge, ür-ge işi yapmıyor, yani iş hayatında okul farkı ortadan kalkıyor. ve mühendislik iş hayatına başlayınca öğreniliyor. sonuç: odtü fizik yerine, ktü elektrik elektronik mühendisliği derim. zaten bir de odtü de itü de ya da başka bir üniversitede bir mühendise gelecek 5 yılda kendini nerde görmek istersin diye sor, hepsi uluslararası bir şirkette müdür der. sanki mühendisin görevi müdürlükmüş gibi. işletme okusaydın ya o zaman...fog the system diyen okan bayülgen'i anmak istiyorum burada.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(18.07.10)
sözel sıralaması nedir acaba?
0
sen git ben geliyorum
(18.07.10)
kuzenlerinizin ilgi alanlarını bilemem ama ben olsam İTU Telekomünikasyon Mühendisliği bölümü oluyorsa diğerlerini düşünmezdim.
0
royalty
(18.07.10)
sevmesi cok guzel matematigi ancak is imkanları gercekten sınırlı , yanı muhendıslıge ıstınaden extra extra caba harcaması gerekecek maalesef...
0
kennym
(18.07.10)
Mimar Sinan sosyolojiyi aklından bile geçirmesin! ben mimar sinan edebiya öğrencisiyim ve sosyoloji öğrencileriyle aynı binadayız. dikkat edersen bina dedim yani kampüs falan değil bildiğin apartman. bomontiye taşınma diye bir durum var ancak 10 yıldır taşınacağız diyiyorlarmış. taşınacağız lafını duayn çoğu kişi o binada mezun oldu:D
0
kacak89
(18.07.10)
Matematik bölümünün aslında iş imkanları geniş ve esnek bir bölüm. Şöyle ki, mühendislik ve iibf bölümleri için gerekli temel matematik & fizik altyapısını aldığınız için geçiş, çift ana dal, yan dal yapabilirsiniz, tabi yüksek başarı şart. Kendi mensubu olduğum üniversitede bilhassa bilgisayar mühendisliği, iktisat ve işletmeden bu işleri yapanlar oldu. Yüksek lisanslarına da o şekilde devam ettiler, bu alanlardan doktora yapmaya hazırlanıyorlar.

Matematik bölümünün esas hedefi Matematik alanında akademisyen yetiştirmek tabi ki. Bunu istiyorsa sorun yok ama diğer türlü 2. sınıftan itibaren ekstra çaba sarf ederse, çok güzel yerlere gelir.

Mühendisliklerde ve Matematik bölümünde Bilkent kesinlikle düşünülmeli, akademik kadro olsun, lablar olsun, arkadaş ortamı olsun, her sene abd'nin en iyi okullarına gönderdiği onlarca doktora öğrencisi olsun, oldukça üst düzey olduklarını düşünüyorum.
0
Lethe
(18.07.10)
sana matematikte cok basarili olup, matematigi cok seven ve bu yuzden odtu matematik bolmunu secen bir arkadasimin, bolume girdikten 1-2 yil sonraki dusuncelerini aktarayim:

"ben matematigi degil rakamlari seviyormusum. ama biz a b c t z x y den baska birseyle ugrasmiyoruz. lisede bize matematik diye ogrettikleri sey cok farkliymis meger. bir iki secmeli ders disinda buyuk hayal kirikligi oldu benim icin.."

boyle bir travma yasayabilir kuzenin eger ayni durumdaysa ve farkinda degilse.
0
ozza
(18.07.10)
mühendislikse eğer hiç düşünmeden ODTÜ yazsın, Matematik istiyorsa eğer, ilerde ne yapacağını ve asıl istediği şeyin matematiğin bir hobi olarak kalması mı ya da bölümün ta kendisi mi? buna karar versin. zira matematik biraz da piyasaya hitap eden bir bölüm, mesela idealleri vardır kuzeninin fakat günümüz Türkiye'sinde saati 150-200 tl'ye ( daha da fazla) ders veren ad yapmış matematik hocaları var ve paraya para demiyorlar.

sözelci kuzenin ise GALATASARAY'dan başka birşey düşünmesin derim ben.
0
tarjeta roja
(18.07.10)
sözelci kuzenin boğaziçi'ni de düşünsün. çok iyi tübitak bursu alıyorlar.
0
sen git ben geliyorum
(18.07.10)
@sen git ben geliyorum
Tübitak bursunun okunan üniversiteyle direkt bir alakası yok, sıralamayla alakalı. Geçen sene ilk 5000'den veriyordu Sosyoloji'ye burs. Fakat bu sene Tübitak lisans bursu vermeyecek bildiğim kadarıyla.

Sadece Galatasaray, İstanbul ve Mimar Sinan Sosyoloji'yi mi düşünüyor? Puanı daha az olmasına rağmen Galatasaray'dan daha iyi ODTÜ var. Arkadaşım okuyor ve çok memnun. Ayrıca Koç da yazılabilir. Koç, Sosyoloji bölümüne az öğrenci aldığı için puanının oynaması muhtemel. Bence İstanbul ve Mimar Sinan'ı es geçsin.

İletişim'e gelecek olursak ben de Galatasaray'ın İletişim bölümünü geçen sene tercih öncesinde epey araştırmıştım. Çok memnun olan da var, memnun olmayan da. Teknik imkanları çok iyi değil diye biliyorum. Aynı ayarda bu sene Koç bir bölüm açtı: Medya ve Görsel Sanatlar. İlk defa öğrenci alacak, bence düşünülebilir. Ayrıca Bilkent'te İletişim ve Tasarım bölümüne eskiden yetenek sınavıyla öğrenci alırken bu sene TS1 puan türünden alacak.
0
idntknwanythng
(18.07.10)
çok teşekkür ederim yorumlar için, ben de sözel için galatasaray yaz diyorum, en yakın arkadaşlarımdan ikisi iletişim mezunu, biri de sosyoloji çok memnunlar, hemen iş buldular. çok da güzel eğlenerek okudular.
ancak diğer fenci kuzencağzımız hayatın gerçekleriyle istekleri arasında sıkıştı, öncelikle matematik istiyor, telekomünikasyon mezunları süper kazanıyor diyorum aklı karışık. ne biçim sistem bu ben gireli on sene oldu,iyice boktanlaşmış.
0
🌸jassinpera
(18.07.10)
bu eski posttan sonraki gelişen olaylar:

biri itü matematik mühendisliğine girdi. çok memnun. köpek gibi çalışıyor. kriptolojiyle ilgileniyor, ingiltereye gidiyor seneye.

diğer şaşkın gaza gelip 16 tercih yapıp abuk subuk şeyler yapmıştı. arkadaş gazı, dershanedeki rehber gazı derken haliç üniversitesi psikolojiye girdi tam burslu olarak. ek burs falan aldı bi de. okuldan, hocalardan memnun ama bölümü beğenmiyor, bitirdikten sonra çalışırken iletişim okuyacağım diye tutturdu. neyse :)
0
🌸jassinpera
(04.02.13)
(7)

içimi döktüm öyle

msne
merhabalar herkese. şu sıkıntılı günlerimde içimi döküp tavsiye alabileceğim tek yer burası. etrafıma dertlerimi anlatabilen biri değilim pek. neyse uzatmayayım. öss'ye gireli 3 yıl oldu. ilk tercihime yerleştim, fakat sağlık sorunları nedeniyle orası olmadı ve salak ben, sonraki tercihlerimi nasıl
merhabalar herkese. şu sıkıntılı günlerimde içimi döküp tavsiye alabileceğim tek yer burası. etrafıma dertlerimi anlatabilen biri değilim pek. neyse uzatmayayım.

öss'ye gireli 3 yıl oldu. ilk tercihime yerleştim, fakat sağlık sorunları nedeniyle orası olmadı ve salak ben, sonraki tercihlerimi nasıl olsa ilk tercihe yerleşeceğim diye çok önemsemedim ve ailemin istekleri doğrultusunda yaptım. ve malesef hiç istemedim bir yerde -ankara- hacettepe - elektrik elektronik müh. okumak durumunda kaldım. ilk dönem hazırlık okudum -ki onu da bütün devamsızlık hakkımı okula başlar başlamaz bitirdim ve mecburiyetten dönem sonuna kadar biraz da hocanın esnek davranmasıyla biraz fazladan devamsızlık yaparak a2 yle bitirdim-. sonra hazırlığı yarım dönemde bitirdiğim için ikinci dönem nasıl olsa bir daha öss'ye gireceğim düşüncesiyle hiç ders almadım ve öyle malak gibi yattım. ikinci sene ilk dönem hiç okula gitmedim ve devamsılıktan kaldım bütün derslerden, ikinci dönem de dondurdum, fakat öss istediğim gibi geçmedi ve yine buraya kaldım.

şimdi 1. sınıftan devam ediyorum okula, ilk dönem notlerım hiç de fena değildi -maşallah nazar değmesin:)- fakat ne olduysa bu dönem oldu. ilk dönem yavaştan ısınmaya başlamış gibiydim okula. bu dönem başladı ve kıytırık dersler olduğundan pek uğramadım okula ve ilk vizeler sonucunda dersler içimde patladı diyebilirim. ha düzeltebilir miyim? elbette çalışırsam düzelir, fakat işte bende o istek yok. yine okuldan soğudum, okula gitmek işkence oldu benim için. başarısızlıklar da eklenince iyice moralim bozuldu. gerçi biliyorum çalışmadığımdan kaynaklanıyor.

artık kafayı yemek üzereyim, asıl beni üzen de anne ve babamın bu halime üzülmesi. onlara da açılamıyorum, çünkü sizin yüzünüzden bura okuyorum gibi bir muhabbet olacak daha da üzülecekler.

ben ne yapayım? nasıl edeyim? benim durumum nedir, ne değildir? her türlü yorumunuzu sabırsızlıkla bekliyorum. buraya kadar okuduğunuz için de ayrıca teşekkürler. sıkmamışımdır umarım.
0
msne
(28.04.10)
Okulunuz kötü bir okul değil. Hangi mesleği istiyorsunuz bilmiyorum ama elektrik-elektroniğin üzerine yüksek lisansta o mesleğe yaklaşabilirsiniz. Okula gidip arkadaşlarınızla birlikte çalışmayı deneyin. Bu durumunuzda tek başına motive olup çalışmanız zor görünüyor, topluluk çalışması herkes birbirine gaz verdiğinden iyidir.

Bu arada üniversite sınavını tekrar denemek için geç değil. Millet 40 yaşında afla dönüp okuyor, sizin daha yaşınız kaç başınız kaç.
0
sourlemonade
(28.04.10)
@cosmicstring
doğru söylüyorsunuz öss için geç değil, fakat dediğim gibi ikinci sefer okulu dondurup tekrar hazırlandım yine olmadı. o dönem kimseye kulak asmamıştım hatta babama bile karşı gelmiştim. fakat artık hem yüzüm kalmadı, hem kendimde artık o cesareti bulamıyorum hem de zaten 1 yıl uzattım daha fazla uzatıp aileye iyice yük olmak da istemiyorum. artık iyi kötü bitirip eğer hala mutlu değilsem o zaman öss'ye girerim diye düşünüyorum. ama şu an için çok uzak bir ihtimal. teşekkürler bu arada ilginize.
0
🌸msne
(28.04.10)
elektrikle ilgili şeylere yönelmenizi tavsiye ederim.yani biraz lablara girip çıkın, netten basit devreler bulun ve onları kurmaya çalışın eğer bölümünüzü sevip devam etmek istiyorsanız...
böyle daha da hevesleniyor insan.
ben de tamamen aynı olmasa da buna benzer bir şeyden dertliyim.hiç okula gidesim derslere giresim yok.ama bu yöntem işe yarıyor.
netten elektrikle ilgili şeyler araştırıp okuyun derim ben
0
voodoo 007
(28.04.10)
gaza gelmeniz gerekiyor, derslere çalışmanız gerekiyor =)

arada sosyalleşme gibi şeyleri de ihmal etmeyin, çözülür her şey..

elektrik-elektronik mezunu olursanız illa hayatınız boyunca devre çizecek değilsiniz, eğer meslekle ilgili sıkıntınız varsa..
0
kveldulv
(28.04.10)
notlariniz iyi olursa, yatay, dikey veya capraz gecis ile istediginiz herhangi bir bolume kapagi atarsiniz. boylece bir tasla iki kus vurmus olursunuz.

yani derslere asilin ki baska bir bolum/okula transfer imkaniniz olsun.
0
yirtik foto
(29.04.10)
ele-elo müh.liği zevkli bölümdür. şimdi bir kere şunu aklına iyice koymalısın. edebiyata tutkun bir arkadaşım vardı, edebiyat öğretmenliğini kazandı, ve edebiyattan nefret etmeye başladı. yani adı ders ise, sınavla geçiliyorsa elbette sıkıcı olacaktır. hangi bölüme geçersen geç bunu yaşayacaksın. elektrik elektronik çok fazla dala ayrılıyor. haberleşme veya biyomedikal bence ilgini çekebilir. kesinlikle kendine çalışkan arkadaşlar edin ve bu bölümü bırakma derim ben.
dersleri elinden geldiğince toparlamaya çalış. battı balık yan gider durumu oluşmuş sende, ki buna bence hiç gerek yok...yine ne demişler, üniversite yan gelip yatma yeri değildir:P ve unutmaki dersler de her zaman sıkıcıdır, bölüm ne olursa olsun...
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(29.04.10)
bence okulu boşver, gir bir işe çalış gez toz. sonra 6 senemi heba ettim diye üzülürsün. okul illa ki biter. bence zaten çok da önemli değil. ben üniversiteye gidip vakit kaybettiğim için çok pişmanım. 5 sene ticaret yapsam şimdiye parayı vurmuş olurdum.
0
let the game begin
(29.04.10)
(9)

Sürekli sinir hali, biranda mutsuz olma problemi

nex
mesela sabah kalkıyorum bir şey yok ama gün içinde ne oluyorsa sinir küpüne dönüşüyorum ve bir anda mutsuz oluyorum ve bu yaklaşık 2 senedir böyle. hayır benim için sorun yok ama kız arkadaşım artık gerçekten bıktı. sürekli gereksiz yere bazı şeyleri büyütüyorum kavga çıkarıyorum ama 10 dakka sonra
mesela sabah kalkıyorum bir şey yok ama gün içinde ne oluyorsa sinir küpüne dönüşüyorum ve bir anda mutsuz oluyorum ve bu yaklaşık 2 senedir böyle. hayır benim için sorun yok ama kız arkadaşım artık gerçekten bıktı. sürekli gereksiz yere bazı şeyleri büyütüyorum kavga çıkarıyorum ama 10 dakka sonra hiç bişeyim kalmıyor falan delirdim mi ne oldu?

bu gibi durumları çözecek ankarada iyi,gerçekten iyi bir psikiyatris varsa gide bilirim.bi yardım edin deliye..
0
nex
(28.04.10)
gün içinde çok fazla vaktini bilgisayar başında geçirenlerde olur bu durum. çık gez. sevgilini de al pikniğe git doğaya açıl oh mis.
0
numbernine
(28.04.10)
geçmişte yaşanmış birşey patlak veriyor olabilir.
ya da basit psikolojik bir sorun vardır, git psikoloğa çözülür sorun kanımca.
0
dieselsingle2
(28.04.10)
seks eksikliği
0
bryan fury
(28.04.10)
pristiq haci ondan ic hic bisin kalmaz.
0
tezek
(28.04.10)
spor yap elektirigini at-gerçi ben olsam anakradan kurtulmakla başlardım,deniz olan bi yere git.
0
jamswety
(28.04.10)
dengesiz beslenme. vitamin, mineral ve tahıl takviyesi lazım bence sana. bak burda bir yazı da buldum:

www.goncaguzel.com

gelelim psikolojik boyutuna. bu halinin farkındaysan ve rahatsızsan bu iyi bir durum. kavga hali geldiği zaman git bir dışarda nefes al, sus, başka birşeyle ilgilen ve bu durumu kontrol etmek için elinden geleni yap. birkaç kez başarınca o rahatlığı farkedince otomatikman azalıyor bu durum. insanoğlu rahata çabuk alışıyor. yenebilirsin bu durumu çok zor birşey değil.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(29.04.10)
psikiyatriden önce bi kan tahlili yaptırıp tiroid hormonlarının aşırı çalışıp çalışmadığını ekarte etmen lazım. organik bi neden dışlandıktan sonra psikiyatrik desteğe ihtiyacın olabilir.
0
willy wonka
(29.04.10)
willy wonka +1
0
pyro clustic flow
(29.04.10)
tşk pyro clustic flow! elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. :)
0
willy wonka
(30.04.10)
(4)

başarı yöntemleri...vol. 2

kob
ey engin bilgili sevdicekler...herhangi bir konuda çalışma isteği eksikliği yaşayanlar için çözüm yöntemleri arıyorum. bir konuda azimli olmak için bildiğiniz yöntemler (düşünce tarzı, ilaç vb. ) var mı?pek cevap verilecek bir soru gibi olmadı bu; ama sorun burada zaten. etkili bir cevap bulmak zor
ey engin bilgili sevdicekler...

herhangi bir konuda çalışma isteği eksikliği yaşayanlar için çözüm yöntemleri arıyorum. bir konuda azimli olmak için bildiğiniz yöntemler (düşünce tarzı, ilaç vb. ) var mı?

pek cevap verilecek bir soru gibi olmadı bu; ama sorun burada zaten. etkili bir cevap bulmak zor sanki...?

edit:
1) kişisel gelişim kitaplarının %99'dan fazlasını aptalca ve aptallara yönelik buluyorum (hayır bu bir önyargı değil ).
2) yaptığım işin hastasıyım, soru daha çok tembellikle ilgili :)
0
kob
(28.04.10)
haco ya bir sürü kitap var bunlarla ilgili, işe yararlar mı bilmem, bir tanesini okumaya kalktım sayfalar boyunca gaza getirmeye çalışıyordu, belki sende etkili olur bilmiyorum.
0
dieselsingle2
(28.04.10)
sevdiğin işi yap, yaptığın işi sev(meye çalış en azından), sevemiyorsan başka iş bul.
0
sui
(28.04.10)
aslına bakarsan cozumun nasıl olacagını biliyorum sanırım ama daha bunun patentini almadım o yüzden yazamayacagım patent ne kadar tutar orasını da bilmiyorum haliyle ögrenciyim burs niyetine patent almamda yardımcı olursanız bende bilgilerimi sizinle paylaşabilirim

saka degildir gayet ciddiyim
0
henrywigly
(28.04.10)
çağımızın hastalıkları: unutkanlık, konsantrasyon eksikliği ve çalışma isteksizliği. bunlar herkes de var. bunu aşmak için sayfalarca kitap okumaya gerek yok. gerçekçi planlar yapıp uygulayacaksınız; çaresi yok bunun. ilgimizi dağıtacak çok şey var etrafımızda bu da çalışma isteğimizi kırıyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(29.04.10)
(4)

kendini dinlettirebilmek

bluewhale
kendini dinlettirebilmeden kasit: hani bazi insanlar vardir ya havadan sudanda konussa yada size cok ters gelen biseyde anlatsa kendini dinletir hatta gorusunu benimsetir.. bu konuda yazilmis kaliteli kitap tavsiye edermisiniz..d&r a baktim onlarca var ama eminim yuzde doksanı ya anlatimdan kaybeder
kendini dinlettirebilmeden kasit: hani bazi insanlar vardir ya havadan sudanda konussa yada size cok ters gelen biseyde anlatsa kendini dinletir hatta gorusunu benimsetir.. bu konuda yazilmis kaliteli kitap tavsiye edermisiniz..d&r a baktim onlarca var ama eminim yuzde doksanı ya anlatimdan kaybeder ya icerikyten..
0
bluewhale
(21.04.10)
belagat kelimesinin manasini biliyor musun? bi gece yatip, ertesi sabah belagati kuvvetli olarak kalkmak mumkun degil. senelerce emek isteyen bir is. sirri da okumayi cok sevmek. cok okuyacaksin. kafan dolu olacak ki, soylediklerin de dolu olsun. (aksi halde konusursun ama bos bos konusursun). cok cok okursan, bi gun gelecek, sen de iyi konusabildigini goreceksin. montaigne'nin denemeler'ini okudun mu? okumadiysan, iyi bir baslangic.

edit: simdi aklima geldi. dogan cuceloglu da oku. engin genctan da oku. aziz nesin de oku. bi de atasozleri ve deyimlere cok onem ver. kendini dinleten insanlar, genellikle, aralara, cuk oturan atasozleri ve deyimler serpistirirler. (dogan cuceloglu'nun bir seminerine katilmistim. zig ziglar'den bahsetmisti. adam iyi konusabilmek icin cok okumaya karar vermis ve tam 20 sene okumus. sonunda da ulke capinda sohretli, profesyonel "motivational speaker" olmus.)
0
compadrito
(21.04.10)
birincisi çok okumak. ikincisi okuduklarını düşünüp kafanda neden sonuç ilişkilerini elinden geldiğince çözmek. anlattığın şeyde hiç bir boşluk, hata olmadığına önce kendin inanacaksın ki, kendine güvenin olsun anlatırken. inandırıcılığı da bu güven verecek. yani çok okuyup, çok çok düşünmek - kafanda doğru ve mantıklı yorumlar kurabilmek.

bir kitabı okurken bilmediğin bir olay varsa içinde pas geçme mesela. elinde internet var, git detaylıca birden fazla görüşten araştır. ne kadar okuduğun değil, ne kadar iyi anladığın önemli. biri birşeyi iyi anlatıyorsa o konuya gerçekten hakimdir.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(21.04.10)
tesekkurler ama aslinda sordugum sorunun cevabinı tam olarak alamadim.montaigne nin denemelerini okudum aziz nesini de dostoyevskiyide :)bir profesor kadar bilgili olmaktan bahsetmiyorum. konusurken yapılan vurgu ve tonlamalarla, sozcuk oyunlariyla ve beden diliyle insanlari ikna etmekten bahsediyorum.ornegin tayyip erdogan nın 20 sene okudugunu dusunmuyorum.. ama bir sekilde etkileyciligi var.bunu saglamama yardim edicek amaca yonelik kitaplar arıyorum..
0
🌸bluewhale
(22.04.10)
tayyip erdoğan aynı zamanda bir sürü insanı da sinir ediyor. bence o çok önemsenecek bir başarı sayılmaz. onun hitap ettiği kesim o neyi nasıl söylese onu onaylıyor. o da bunu bildiği için onların dilinden konuşuyor. yani o kendi gibi onu dinleyenler de onun gibi. uyum sorunu yok arada. karşınızda sizinle aynı düşünceyi paylaşan insanlar varsa başarmanız çok kolay. ben tayyip erdoğan'ı iyi bir konuşmacı olarak görmüyorum şahsen. birşeyi gerçekten biliyorsan konuşurken kendine güvenmen, olayı mümkün olduğunca özümseyerek o heyecanla anlatman kafi. biraz tecrübe işi bu. yıllar içinde otomatik olarak gelişiyor. 30lu yaşlardan önce zaten kimseyi hatipten sayıp dinlemiyorlar.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(22.04.10)
(15)

Ev arkadaşı sorunu? Tamam mı devam mı?

loralynn
Şöyle ki bir adet ev arkadaşım var. Kendisi uzaktan akrabam, aile dostunun kızı, çocukluk arkadaşım vs vs olur. Buraya kadar iyi, hoş. Ancak çocukluğumda yakın arkadaşı olan ben 10 yaşında farklı bir şehre taşındıktan sonra tatiller de görüşürüz olmuştuk. İkimiz de İstanbul'da okumaya başlayınca sev
Şöyle ki bir adet ev arkadaşım var. Kendisi uzaktan akrabam, aile dostunun kızı, çocukluk arkadaşım vs vs olur. Buraya kadar iyi, hoş. Ancak çocukluğumda yakın arkadaşı olan ben 10 yaşında farklı bir şehre taşındıktan sonra tatiller de görüşürüz olmuştuk. İkimiz de İstanbul'da okumaya başlayınca sevinip aynı eve çıktık geçen ekimde. Şu an farkettim ki ayrı kaldığımız yıllarda çok fazla değişmişiz, çevremiz çok farklı olmuş, birbirine aşırı zıt karakterler haline gelmişiz. Benim doğrum onun yanlışı. Zevklerimiz de acayip farklı ve zıt. Mesela o Türkçe Pop Müzik sever Serdar Ortaç falan, bense rock, metal dinlerim; pop dinleyen adamı da adam yerine koymam hatta ya :S böyle de önyargılıyım, evet. O böyle hanım hanımcık kız, bense dağınık, gerektiğinde küfür eden (onun yanında edemiyorum, kızıyor...), rahat takılan bir insanım. O dine inanır, hafif muhafazakar; ben dinden nefret ederim, inanan insanlara şaşırırım, onları anlayamam. Yani oturup konuşamıyoruz, konuşsak da onun söyledikleri şeylere uyuz oluyorum. Derdimi anlatsam, anlayamayabiliyor, sinir olunacak yorumlarda bulunabiliyor. Erkek arkadaşlarımı hiç bir zaman beğenmez, olumsuz yorumlarda bulunur hep... Çok yakın arkadaşım da olmayınca onunla konuşma ihtiyacı duyuyorum ama işte hata oluyor...

Uzun lafın kısası sene bitmek üzere, yeni bir eve çıkılacak, o beraber çıkarız yine diye düşünüyor her şeye rağmen, bense yeni ev arkadaşı arayayım diye düşünüyorum; ancak hazırda yok öyle bir insan da... Aslında her ne kadar anlaşamasak da severiz birbirimizi. Ancak kafa dengi bir insanla ev arkadaşı olmak daha mantıklı değil midir? Napayım ben şimdi bu durumda? Yeni ev bakalım falan diyor, tamam olurum diyorum hep; ancak aklımda başka birini bulmak var. Ama bu düşüncemi ona söyleyemiyorum da... Başka birisiyle çıkmam daha mantıklı değil midir? Öyleyse ayrılacağımı nasıl söylerim? Ortada yeni bir ev arkadaşı yokken??
0
loralynn
(14.04.10)
zıtlıkların ötesine geçin :) yaşınız ve kız olmanız dolayısı ile ortak bir çok noktanız var aslında. geçmişteki birliktelik de buna bir artı. birbirine kazık atma olasılığı düşüyor. bence bu durumdan çok sağlam dostluk çıkabilir. bilmem benim hoşuma gitti.
hayat tarzının, zevklerin farklı olması bana göre iki insanın anlaşmaması için çok önemli bir neden değil. sonuçta tutup da zimbabveli bir genç kızdan bahsetmiyoruz. erkek arkadaşlar da zevk konusuna girdiğine göre orada da problem yok...
bence durumu avantaja dönüştürmek çok mümkün, nasılsa kafa dengi arkadaşların olur okuldan.

trt'de bir dizi vardı ya o aklıma geldi valla :) böyle üç kuzen bir evi paylaşırdı filan..
0
kediebesi
(14.04.10)
Kız olmak ortak nokta olamıyor işte, ben erkek gibi hissediyorum bazen kendimi onun yanında. Aslında gayet dişiyim :p Ama dediğim gibi o çok klasik Türk Kızı. Yaşlarımız aynı sadece. Okuldan da öyle çok kafa dengi falan yok, pek arkadaşım yok aslında... Neyi hoşuna gitti ki anlamadım...
0
🌸loralynn
(14.04.10)
ayrılırsanız arkadaşlığınız temelli bozulabilir. ki şu da var... sana fiziksel/manevi olarak büyük hasar vermiyorsa herkes kendi istediği gibi yaşasın. mesela inanmama konusunda aslında baya hoşgörülüymüş; çünkü islamda zıt fikirliler kabullenilmez değil arkadaşlık kurmak, o insanlarla konuşulmaz bile... bunu tartışmak veya seni küçümsemek için söylemiyorum.. insanlara saygı duymayı hatta kabaca insanları hazmedebilmeyi becerebilecek tek zamanlar bu öğrencilik zamanlarıdır...

hayatının başka döneminde arkadaşlık bile yapmayacağın insanla ayı evde yaşıyorsun, görünmeyen sınırları çizer her şeyine karıştırmazsan aynı evde kalmak kötü sayılmaz sanırım..
0
rubiks cube
(14.04.10)
bence söyleyin düşüncenizi gitsin. ben onun gibi biri olsam sizinle aynı evde kalmak istemezdim, o da en az sizin kadar kendini sizinle kalmak zorunda hissediyor ve söylemiyor olmalı söylediğin gibi birbirinizi sevdiğiniz için. sanmıyorum sizin gibi biriyle kalmaya can attığını, resmen aşağılıyorsunuz dini, kültürel demeden arkadaşınızın değerlerini :) bir ergenlik havası sezdim ama küçük de değilsiniz gibi.
0
anoktak
(14.04.10)
Aslında her ne kadar anlaşamasak da severiz birbirimizi...
benim hoşuma giden bu oldu.
çünkü seninle aynı şeyleri seven, aynı tarzda takılan insanlardan hem daha çabuk bıkarsın, hem birbirinizi yeni tanımış olacağınız için sorunlar olur, ailesini, arkadaşlarını hiç bişeyini bilemezsin, bir bilinmeyen insan yani tartının bir tarafındaki. bu tip insanlarla önce güzelce arkadaş olunur sonra eve-hayata dahil edilir.

diğeri ise gelmişini geçmişini bildiğin bir insan. nolmuş serdar ortaç seviyorsa? hayatına renk katar böyle insanlar. sana farklı bakış açıları sunar, her ne kadar salakça diye de düşünsen :)

sen beni hiç anlamıyosun diye kızmak yerine lan hiç anlamıyosun haa diyip gülmek de var yani. :) sen kendine bak diyip takılmak da var...
ayrıca her insanın en az bir ortak noktası vardır, çünkü insandır.
böyle bişiler.
0
kediebesi
(14.04.10)
'..herkes kendi istediği gibi yaşasın. mesela inanmama konusunda aslında baya hoşgörülüymüş; çünkü islamda zıt fikirliler kabullenilmez değil arkadaşlık kurmak, o insanlarla konuşulmaz bile..' ne demk bu yaa, hiç mi bilmiyosunuz islamı be kardeşim; islam dünyanın en hoşgörülü dinidir, az biraz doğru kaynaklardan araştırın da doğrusunu öğrenip konuşun.
Loralynn; bence maddi gücün varsa tek başına bi stüdyoya çık, bu kadar zıtlık arasında arkadaşlığınız zedelebilir ilerleyen zamanlarda. hem en güzeli ve rahatı tek kalmak öğrencilikte, ben bunu bu yıl keşfettim:)
0
nameofrose
(14.04.10)
Doğrusu ben de İslam'ın hoşgörülü olduğunu hiç sanmıyorum :). Kaynağa gerek yok, içinde yaşıyoruz zaten. Din konusunda konuşmamaya çalışıyorum bu sebepten. Zaten ucuz bir ev bulsam biraz birikmiş param olsa direkt stüdyo daireye çıkarım da... İstanbul yani... 400'e bile düzgün stüdyo daire yok!
0
🌸loralynn
(14.04.10)
Bence ideal ev arkadaşı kendisi. Diyelim kafa dengi diye bulduğun ev arkadaşın her hafta başka bir eleman getiriyor eve ya da ne idüğü belirsiz tipleri getiriyor, eşyalarından bazıları yok oluyor. Kendi evinden rahatça çıkıp ortalıkta dolaşamıyorsun...

"mülayim" ev arkadaşı her zaman iyidir, bence iki taraf da saygı duyarsa birbirine problem kalmaz.
0
kimlanbu
(14.04.10)
ben de şu saatlerde aynen senin derdinden muzdarip girdim ekşi duyuruya. ancak bizimki de metalci bilmem ne falan. ama fazla duygusal ya da bu aralar öyle ya da bilmiyorum. ama psikolojisi iyi değil ve cok fazla stres yaratıyor bende. acık acık bir şeyleri konuşmak yerine bir laf batırma ile karşılaşıyorum arkadaslarıma burun kıvırıyor falan ha bunları sallamıyorum aslında ama bu böyle de gider mi bilmiyorum sonucta benim de kontratım haziranda bitiyor. evimde ot bok kullanılması dışında geri kalan noktalarda muhafazakar değilim. ona batacak aşırı bir olayım da olmadı hiç ama ben sanırım ona hafiften ifrit olmaya başlıyorum ve bunu istemiyorum.. yanına cıkabilceğim birisini bulursam dakika duracağımı ve onun istediği gibi kontrat yenileyeceğimi de zannetmiyorum.

içim karardı. hayat enerjim emildi.
0
okyanustaki depresif ruzgar
(14.04.10)
Kafadengim olabilecek insan her hafta ne idüğü belirsiz adamlar getirecek, eşyalarımı çalacak biri olduğunu sanmıyorum.
0
🌸loralynn
(14.04.10)
Bir de ben çok açık sözlüyken, o hep rol yapıyor kibar olmak adına bu da beni sinir ediyor yani bunun gibi ufak ufak bir sürü şey var. Bunların dışında onun da alttan aldığı şeyler illa ki var; ancak huzurlu hissetmiyorum bir çok şeyden ötürü. Ancak bundan önce abimle kalıyordum, şimdi akrabamla; tanımadığım biriyle nasıl olur emin olamadığımdan kararsız kalıyorum...
0
🌸loralynn
(14.04.10)
Anladığım kadarıyla ciddi sen zaten kararını vermişsin destekleyecek insan arıyorsun. Tamam destekleyeyim ben seni ama ev arkadaşı nereden bulacaksın? Elinde alternatifler var mı? Tanımadığım biriyle nasıl olur bilmiyorum demişsin, tanımadığın insanın kafa dengin olduğunu nereden bileceksin? Her 3 ayda bir ev arkadaşı değiştirmek pek mümkün ve mantıklı bir hareket değil malesef.
0
cgen
(14.04.10)
Bence tamam asdasd:d Ancak şu da var. Senin bahsettiğin şeyler sana aslında zararı olucak şeyler değil gibi geldi? Şunu demek istiyorum, kafa olarak uyuşmuyorsunuz, çok farklısınız anladım da, senin tek başına eve çıkmaya lüksün yok, başka eve çıkıcak da yakın bir arkadaşın yoksa yapabileceğin çok fazla birşey yok gibi. Kaldı ki ben birlikte eve çıktıktan sonra kedi köpek gibi olan yakın arkadaşlar biliyorum=) Diyelim birisini buldun çıktın ama sonra pişman olup kuzenini arama ihtimalin de var=) Bol şans(Y)
0
stroyaa
(14.04.10)
ayrilmaniz gerekli bence. ama is evi ayirmaya geldi mi bi akraba, aile dostu vs.. ile, az da olsa bi kuskunluk kirginlik olacak. ailelerin iliskileri bile etkilenebilir. bunu goz onunde bulundur.

kuzenini begenmeyen, onu istemeyen sensin gibi gorunuyor. bu yuzden eline tasin altina koy, herseyi goz onune al git konus adam gibi. onun sadeti icin evi ayirmaniz gerektigini soyle. adam gibi konusma kismi yas dersen taktiksel davranabilirsin. misal kendi daginikligindan, metalikaciligindan, deistliginden, kufurbazligindan ve bunlarin ona ne kadar ters oldugundan, olabilecginden bahset. sen kesinlikle daha iyilerine layiksin de. boylece gucenme kismini da minimuma indirirsin. ozet olarak sorun "sen" ol. "o" olmasin da isler kolay olsun senin icin. boylece mazeret bulamaz.

bu arada kimlanbu'nun dedigi gibi mulayim ev arkadasi zor bulursun bi daha. kafa dengin olacak insan da daginik olursa, belki de pis, o zaman aglarsin iste. pismanliktan degil, metan gazindan..
0
ozza
(14.04.10)
adı üstünde ev arkadaşı. evlenmiyorsunuz bu yüzden kafa dengi olmasına hiç gerek yok.
ev arkadaşlığında en önemli şey ortak kullanım alanlarında yaşamayı başarabilmektir. tuvaleti, koridoru, salonu, banyoyu, mutfağı temiz bırakıyor, faturaları ve kirayı aksatmıyorsa, ders çalışmanıza mani olmuyorsa, siz sormadıkça erkek arkadaşınız hakkında olumsuz konuşmuyorsa o ideal bir ev arkadaşıdır. ev arkadaşı her zaman samimi arkadaş olmak zorunda değildir. bir de erkek arkadaşınız varken zaten ondan daha samimi arkadaşınız olamaz. ne sorununuz varsa erkek arkadaşınızla çözmeniz gerekir hiç bir zaman böyle sorunlar samimi arkadaşlarla çözülmez. hepsi tecrübeyle sabit..
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(15.04.10)
(2)

nokia n97 (mini veya mini olmayanı)

kibritsuyu
eşim çok beğendi bu telefonu. internette de çok beğeneni de var, hiç beğenmeyeni de var. aslında iphone 3gs almak istiyorum ama çok pahalı. 3gs olmayanı da içime sinmiyor.ne düşünüyorsunuz nokia n97 ile ilgili? kullanan beğenen, beğenmeyen, tavsiye eden, etmeyen?
eşim çok beğendi bu telefonu. internette de çok beğeneni de var, hiç beğenmeyeni de var. aslında iphone 3gs almak istiyorum ama çok pahalı. 3gs olmayanı da içime sinmiyor.

ne düşünüyorsunuz nokia n97 ile ilgili? kullanan beğenen, beğenmeyen, tavsiye eden, etmeyen?
0
kibritsuyu
(11.04.10)
ben n97 nin dokunmatik teknolojisini çok beğenmedim(aslında appledan başkası bunun için yalan) eğer touch screen olayı çok önemli değilse n97 güzel bir telefon, kullanılabilir.

3gs ile aralarındaki fiyatta çok farklı tabii..
0
kobretti
(12.04.10)
n97 yi almayın derim. çok yakınım 2 kişi kullanıyor. akşam hava azıcık karardıktan sonra veya ev gibi ışığın az olduğu ortamlarda fotoğraf çekemiyor. fotoğrafın yarısında flash yanığı oluşuyor. tek bir telefona has bir hata değil tüm n97ler böyle. ikindiden sonra fotoğraf çekme özürlü.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(12.04.10)
(2)

Neden dolayi yenildigi bilinmeyen trafik cezasi

entrapmen
bugun el aliskanligindan garantiden trafik cezasi sorgulamaya baktim, o da nesi 45,80 lira ceza yemisim, yetinmemisim 13,74 gecikme tutari olmus. (gecen ay bi bok yoktu orada eminim)cezanin seri sira no sunu veriyor garanti ama bu numarayla ya da baska nasil bir sekilde sorgulayacagimi bilemedim.bir
bugun el aliskanligindan garantiden trafik cezasi sorgulamaya baktim, o da nesi 45,80 lira ceza yemisim, yetinmemisim 13,74 gecikme tutari olmus. (gecen ay bi bok yoktu orada eminim)

cezanin seri sira no sunu veriyor garanti ama bu numarayla ya da baska nasil bir sekilde sorgulayacagimi bilemedim.

bir de 45,80 lik ceza ne cezasi olabilir ya? 6 aydir araci kullanmiyoruz bile, deli oldum.
0
entrapmen
(07.03.10)
yanlıs yere park olması lazım o tutarın.
0
bryan fury
(07.03.10)
45.80 YTL (45 milyon 800 bin TL): Hız sınırının çok altında gitmek, emniyet kemeri kullanmamak, araçta huzuru bozacak şekilde müzik dinlemek, özel izin alınmadan araçlarda işaret bulundurmak, 11 yaşını bitirmeden bisiklet, 13 yaşını bitirmeden motorsuz taşıt kullanmak, ışıklı cihaz bulunmayan kavşaklarda ilk geçiş hakkına uymamak, park yasağı olan yerlerde park etmek, sadece park lambalarıyla seyretmek, taşıma sınırı üzerinde yolcu almak, karayolunda, park yerlerindeki araçlar için yetkisiz olarak park ücreti almak, trafiği tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yürümek, geceleri veya sisli, karlı ve yağmurlu havalarda yakını gösteren ışıkları yakmamak, sis ışıklarını diğer farlarla birlikte kullanmak, dönüş ışıklarını geç anlamında kullanmak, öndeki aracı geçişlerde, uzağı gösteren ışıkları sürekli yakmak.

www.boluolay.com

bir ceza kodu vardır onun: 61/b gibi mesela. burdan anlaşılır
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(07.03.10)
(2)

Viyana'da kalacak yer tavsiyesi

sophrosyne
Arkadaşlar,Yaklaşık bir ay sonra Münih'e sevdiceğimin yanına gideceğim bir müddet. Bu arada fırsattan istifade Viyana'ya da gidelim dedik bir kaç günlüğüne. Acaba daha önce gitmiş olanlar merkeze ve müzelere yakın, ucuz yollusundan otel ya da pansiyon tavsiye edebilir mi?
Arkadaşlar,

Yaklaşık bir ay sonra Münih'e sevdiceğimin yanına gideceğim bir müddet. Bu arada fırsattan istifade Viyana'ya da gidelim dedik bir kaç günlüğüne. Acaba daha önce gitmiş olanlar merkeze ve müzelere yakın, ucuz yollusundan otel ya da pansiyon tavsiye edebilir mi?
0
sophrosyne
(22.11.09)
şurda kalmıştım 2 sene önce. güleryüzlü bir sahibi vardı. fiyat, konum vs şu linten inceleyebilirsiniz
tinyurl.com
0
sttc
(22.11.09)
www.booking.com 'u kullanabilirsin. pansiyon bilmiyorum ama... viyanada ulaşım çok kolaydır. mesafelere pek takılma. yine de merkezde güzel yerler var tabi. booking.com da bazen son dakika avantajları oluyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.11.09)
(3)

Muhendislik bitirdikten sonra yurtdisinda koleje gitmek

ermanen
Turkiye'de 4 yillik muhendislik bitirmis bir insanin, yurtdisinda kolej okumasi mantikli mi sizce? (cunku master'a kabul edilmek zor ve pahali diye boyle dusunmus)edit: evet college :)
Turkiye'de 4 yillik muhendislik bitirmis bir insanin, yurtdisinda kolej okumasi mantikli mi sizce? (cunku master'a kabul edilmek zor ve pahali diye boyle dusunmus)

edit: evet college :)
0
ermanen
(22.11.09)
Hayir degil. 4 sene universite okumak da cok pahali.

Bu arada kolej diye cevirmemek lazim college'i, kafa karistirir.
0
wpi
(22.11.09)
turkiyede universitesi bitirmissin hala disarida niye lisans derecesi yapiyorsun? enayilik bence. turkiyede universitede hakikaten hicbirsey ogrenmediysen bilemem tabi
0
traktor
(22.11.09)
yurtdışı derken? yeni zellanda, canada, avustralya da yurtdışı. amerika'da. norveç'te..

yeni zellanda'yı araştır bi.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(23.11.09)
(5)

domuz gribi aşısı?

BloodGroove
nedir bu aşının numarası? yaptırmalı mı yaptırmamalı mı? bende alerjik astım var ve normal gripte bile çok zorlanıyor bünyem, zor nefes alıyorum, olmayı düşünüyorum aşıyı. öte yandan herkes farklı bir şey söylüyor, tabipler birliğindeki açıklamada aşıda adjuvan ve civa olduğu, bunların abdde yasak m
nedir bu aşının numarası? yaptırmalı mı yaptırmamalı mı? bende alerjik astım var ve normal gripte bile çok zorlanıyor bünyem, zor nefes alıyorum, olmayı düşünüyorum aşıyı. öte yandan herkes farklı bir şey söylüyor, tabipler birliğindeki açıklamada aşıda adjuvan ve civa olduğu, bunların abdde yasak maddeler olduğu yazıyor ancak avrupada hep kullanılıyormuş bu maddeler... tabiri caizse ne poh yicemizi şaşırdık, son üç serinin bozuk olduğu ve farelerde karın zarı iltihabına neden olduğu iddiası mı dersiniz, anaflaktik şoka girdiği iddia edilen doktor mu dersiniz, farklı kalitelerde aşılar olduğu gerçeği mi dersiniz... sevdiğimin hükümeti dağdan teröristi çiçekle karşılarken her türlü siyasal riski almaya hazırız diyor ama iş domuz gribine gelince kaçak güreşiyor hınzırlık yapıyor. siz neler düşünüyorsunuz?

domuzgribitv.com
0
BloodGroove
(20.11.09)
Hic bir aşı %100 guvenli degil. Alerjisi olan insanlar normal grip asisina bile reaksiyon gosterebiliyor. Onun disinda domuz gribi asisi, domuz gribi hastaligindan daha az riskli su durumda. Domuz gribi asisinin riski ise, asi olan 1 milyon kisiden 1 ya da 2'sinde Guillain–Barré sendromu gorulmesi imis.

(bkz: guillain barre sendromu)
0
ermanen
(21.11.09)
dün ntv'de canlı gaste'de tartışıldı bu, özet olarak risk grubundaysanız (ki anladığım kadarıyla risk grubundasınız, ya da evhamlısınız ya da ben tam olarak bişi bilmiyorum), aşı olmanız gerekiyor. yan etkiler de aşı olanlarla olmayanlarda hemen hemen aynı sıklıkta görülüyormuş ve de bu spekülasyonların hiçbiri bilimsel deneylere, kanıtlara dayanmıyormuş.
velhasıl kelam, bence olunuz.
0
insert coin
(21.11.09)
daha başka riskler de var verdiğim linkte yazıyor. risk grubundayım ancak spekülasyonlar çok fazla, kararsızım. bazı doktorlar aşı olan da olmayan da aynı sürede atlatıyor hastalığı, aşının doğru antikorları oluşturduğuna dair yeterli çalışma yok çünkü virüs aşıda kullanılan virüs değil artık diyorlar. o zaman aşı olarak boşa risk almış olurum ve açıklama da mantıklı gibi. öte yandan aşı faydalı arkadaşım diyenler de yan etkileri verdiğim linkte sıralamışlar ama sorumluluk almıyorlar. en kötüsü de son 3 serinin deneylerde bozuk çıktığı ama bakanlığın iade etmekle uğraşmadığı, suyu bulandırmak istemediği iddiası. aşı olmak bir risk, olmamak bir risk, aşının faydasız olma ihtimali de ayrı bir risk. sınırlı tıbbi bilgimizle tüm riskleri biz alacaksak sevdiğimin hükümeti ne iş yapar. neyse ben biraz daha düşüneyim, cevaplar için teşekkürler...
0
🌸BloodGroove
(21.11.09)
orada olası yan etkilerden bahsedilmiş, ağır yan etkileri konusacak olursak anaflaktik sok vücuda yapılan enjeksiyonlar sonucu ortaya nadir de olsa cıkabilen bir durum, sadece domuz gribi asısında ortaya cıkıyor gibi bir durum yok.ani ve şiddetli bir alerjik reaksiyondur temelde ve acil müdahale ile hastalara müdahale edilir.ki bu asılar zaten hastanelerde yapılıyor, müdahale anında yapılabilir bu yerlerde.
guillain barre sendromuna dair su anda domuz gribi asısıyla alakalı bir vaka cıkmadı bildiğim kadarıyla, fakat görülmeyecek diye bir olay da yok.ama yapılan acıklamalarda ermanen in de dediği gibi risk milyonda 1 lerle ifade ediliyor.
herseyi bir kenara bırakırsak bu konuda söz sahibi olan en yetkili kurum who(world health organization)'dur ve who risk gruplarını belirlemiş durumda ve bu grupların asılanmasını tavsiye ediyor.
www.who.int buradan ayrıntılı bilgilere bakabilirsiniz.ki bakın sunları demiş özetle adjuvanlı ya da olmaması hususunda:
"Campaigns are using nonadjuvanted inactivated vaccines, adjuvanted inactivated vaccines, and live attenuated vaccines. No differences in the safety profile of severe adverse events among different vaccines have been detected to date"

risk konusunda da bakın burada istatistik vermişler birtane:
"In China, for example, where more than 11 million doses of pandemic vaccine have been administered, health authorities have informed WHO of 15 cases of severe side effects and two deaths that occurred following vaccination. Thorough investigation of these deaths, including a review of autopsy results, determined that underlying medical conditions were the cause of death, and not the vaccine."

hükümete güvenmeyin eyvallah ama bunlar who'nun söyledikleri.kararı siz verin
0
keah
(21.11.09)
ben oldum. çünkü sık sık seyahat etmem gerekiyor. hastalığa yakalandıktan sonra birde iyi doktor hastane peşinde koştur. gittiğimde yerde bunu bulmakta zorlanabilirim dedim. işlerim çok yoğun tut ki ölmedim, haftalarca yatmak zorunda kalırım dedim. yaptırdım. kolum uzun süre tutuldu, oluyormuş bu.

ben bu işin bu kadar siyasi bir hale gelmesini kınıyorum. alt tarafı aşı ve her ilacın, her aşının riski - yan etkisi vardır. başlarsak yan etkilerini incelemeye hiç tedavi olamayız. insanlar uzun süre ilaç kullanmaktan böbreklerini kaybediyor ama ölmektense böbreği ikinci plana atıp ilacını yine kullanıyor. yani böyle... yan etkisiz ilaç yoktur. çokta etkilemek istemem ama yakın tanıdığımızın 3 yaşındaki çocuğu domuz gribi oldu. her yerden mikrobu alma riskiniz var. riskleri çok iyi değerlendirmek gerekiyor. olduğum için daha rahat tavsiye edebiliyorum.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(21.11.09)
(2)

Ajdar ve türevleri

burbat
selamlar herkese. az önce facebook'ta dolaşan bi videosu var bu adamın ona denk geldim izlemeye çalıştım ama yarısında kapattım. hani güleyim, dalga geçeyim falan diyorum ama olmuyor izlerken ben utanıyorum ve kapatıyorum yarısında. ben bu durumdayken bu insanlar -ajdar ve türevleri- nasıl oluyor da
selamlar herkese. az önce facebook'ta dolaşan bi videosu var bu adamın ona denk geldim izlemeye çalıştım ama yarısında kapattım. hani güleyim, dalga geçeyim falan diyorum ama olmuyor izlerken ben utanıyorum ve kapatıyorum yarısında. ben bu durumdayken bu insanlar -ajdar ve türevleri- nasıl oluyor da kendilerini bu kadar rezil edebiliyorlar? bu insanların günlük yaşamı falan nasıldır ki, çok merak ediyorum. yani hadi kendilerine saygıları yok ailelerini falan da utandırıyorlar bunu hiç mi düşünmüyorlar? nasıl insanlar bunlar yahu? ne yaşamışlar, nasıl bir travma atlatmışlar da bu hale gelmişler? içimi dökmek istedim, başka insanların bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istedim. bu saçma konuyla burayı meşgul ettiğim için de kusura bakmayın.
0
burbat
(20.11.09)
şunu bilmen yada anlaman yeterli bence "o" ve onlar senin düşündüğün gibi düşünmüyor.Bambaşka bir düşünce yapıları var ,sana abuk gelen hareketler ona nefes almak kadar doğal geliyor.
0
suser adayi
(20.11.09)
günlük hayatlarında gayet normal, akıllı olduklarını düşündüğüm bu insanlar paranın tadını almışlar. yakın çevreleri onların akıllı olduklarını ve bir oyun oynadıklarını biliyor. bu durumda yakın çevresinde "bazı saf insanlar oğlumun aptal olduğunu düşünüyorlar fakat sadece onun para kazanmasına sebep oluyorlar" diye düşünüyorlar bence. bu durumda biz onların salak olduğunu düşünüyoruz onlar da bizim. bence böyledir.

ajdar bu aptallık oyunun hep sürdüremez mesela. bir gün çıkar işte o dönem böyle oynadım para kazandım. benimkisi bir nevi oyunculuktu diyebilir.

onları birer aktör gibi izlemek lazım demeye çalışıyorum yani.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(21.11.09)
(8)

Amsterdam (ve Hollanda) Fatihleri, size bir şey danışcam.

vejeteryan vampir
Şimdi efenim, bayramda ansterdan yolcusuyuz. Turla gidiyoruz aslında ama tura pek bağımlı kalmayacağız, biz turdan ayrı daha güzel zaman geçiririz diye düşünüyoruz (malum coffee shoplar falan)Yine de gittiğimiz firmanın ekstra turlarından "kaçırmamamız gerekenler" var mı, öğrenmek istiyoruz. Liste ş
Şimdi efenim, bayramda ansterdan yolcusuyuz. Turla gidiyoruz aslında ama tura pek bağımlı kalmayacağız, biz turdan ayrı daha güzel zaman geçiririz diye düşünüyoruz (malum coffee shoplar falan)

Yine de gittiğimiz firmanın ekstra turlarından "kaçırmamamız gerekenler" var mı, öğrenmek istiyoruz. Liste şöyle:

1) Arzu eden konuklarımız ile rehberiniz tarafından ekstra olarak düzenlenecek yarım günlük Volendam Kasabası ve Marken turu (45 Euro). Eski balıkçı kasabası olan Volendam’da tarihi evler ve liman, küçük bir ada olan Marken’i ziyaretimiz sırasında dünyaca ünlü peynir fabrikası görülecek yerler arasındadır.

2) Arzu eden konuklarımız rehberiniz tarafından ekstra organize edilebilecek olan tam gün Grand Holland turuna katılabilirler (75 Euro).Bu turumuz sırasında Den Haag, maket şehir Madurodam, Rotterdam, Schevningen, ve çinileri ile dünyaca ünlü Delft Blue görülecek yerler arasındadır.

3) Arzu eden misafirlerimizle ekstra olarak düzenlenecek olan Bruges turuna katılma imkânı.(30 euro). Bu turumuzda Batı Avrupanın 1. ve 2. Dünya savaşlarından en iyi korunmuş kenti olan Bruges, 1000 yıllık geçmişini size esintili ve kanalları barındıran dar sokakları,köprüleri tarihi yapıları ve meydanları ile yaşatacak. Kendinizi ortaçağda hissedeceğiniz bu kent Belçikanın en çok ziyaret edilen şehri ünvanını elinde bulundurmaktadır.


Napalım? Bir de tur fiyatları nasıl? Yalnız gitsek daha uyguna çıkarabilir miyiz? Hangi tur "oralara kadar gitmişten gezilmesi gereken yerler" listesinde kaçıncı sırada?

hadi bir el atıverin cancağızlar.

teşekkürler şimdiden.

öptüm.
0
vejeteryan vampir
(20.11.09)
doğrusu bence bir yerden sonra bütün yerleri birbirine benziyor Hollanda'nın. birincinin peynir fabrikası çekici olsa da ben olsam 3. seçerdim, hem artan parayla trenle gidip gelebilirsiniz bile diğer yerlere, eğer isterseniz.
0
whoosie
(20.11.09)
Bu uc yere de kendiniz gidebilirsiniz daha ucuza mal olur. Ben de tur ile gidecek olsam 3. secenegi secerdim. Turun tek ayricaligi size o yerin tarihcesini A dan Z ye anlatiyor olmasi. sordugunuz sorunun da cevabini alabiliyorsunuz. Ama genelde Amsterdam'a gezmeye degil de eglenmeye gidildigi icin pek tercih edilmiyor.. ama gorulmesi gereken yerler...
0
yilmazyildirim
(20.11.09)
Toplam 4 gun mu tur? O zaman ben de sadece 3'e katil diyecegim. Diger gunler Amsterdam'da gecer. Ben kanal turu yapmadan ve muzeye gitmeden sadece yiyip icerek 3 gun gecirdim mesela.
0
wpi
(20.11.09)
yok, 4 gece 5 gün ama ilk gün akşamüstü 19:30'da varıyormuşuz, şehir turu yaptıracaklarmış ondan sonra da. muhtemelen başka bir şey yapmaya vakit kalmaz o gün. o nedenle 4 gün olarak sayabiliriz.

bu arada sadece yiyip-içerek geçirdiğin 3 gün ile ilgili "muhakkak gidin"lerini de yazabilirsen bombastik olur. :)
0
🌸vejeteryan vampir
(20.11.09)
gezilesi yerler:
escher müzesi
van gogh müzesi
rembrant'ın evi
red light
kanal gezisi

müzeler dışında amsterdam benim için hayal kırıklığı olmuştu, aşırı turistik yapısı sıkıyor bir yerden sonra
0
whoosie
(20.11.09)
Leidseplein'de guinness, benim de favorim, beni de an..
0
nooneatall
(20.11.09)
2 numaralı turu 40-45 euroya almıştım ben. turun çoğu otobüste geçiyor. yine de güzel, pişman olmadım. 75 euro biraz çok geldi ama. merkezde bir tur bürosu vardı oradan almıştım.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(21.11.09)
Yemek:
Cafe Loetje - biftek
Barbeque Castell - domuz kaburgasi
vleminckx sausmeesters - patates kizartmasi
Pancakehouse upstairs - pancake

Bar:
Cafe Gollem - Belcika biralari
Beer Temple - Amerikan biralari
herhangi bir barda jenever

Eglence:
Melkweg - canli muzik
Trow - club

Bunlarin hepsini Google Maps'te bulabilirsin. Iyi eglenceler.
0
wpi
(23.11.09)
(5)

2. birliktelik yıl dönümü

racing2
selamlar odunun tekiyim 2 senelik bir birlikteliğimde bir adet jest bile yapamamış bi kalas olarak (doum gunu ve yıl dönumu kutlamadım mesela hiç) kız arkadasım 2. yıldönumunun özel olmasını istiyor ve bunu acıkca dile ghetiriyor artık bahane uretmiyim diye. istiyorda istemesine aksam 16:00dan 22:00
selamlar odunun tekiyim 2 senelik bir birlikteliğimde bir adet jest bile yapamamış bi kalas olarak (doum gunu ve yıl dönumu kutlamadım mesela hiç) kız arkadasım 2. yıldönumunun özel olmasını istiyor ve bunu acıkca dile ghetiriyor artık bahane uretmiyim diye. istiyorda istemesine aksam 16:00dan 22:00 a kadar vakti var istanbuldayım ne yapmamı önerirsiniz romantik mekan olarak tavsiyeniz var mı?
0
racing2
(09.11.09)
nereye gidersen git, minikte olsa bir takı, aksesuar vs. bişeyler al. bu kalpli kolye olmasın ama, güzel bir tasarım olsun. çanta olabilir, üzerinde görmekten hoşlanacağın birşeyler olabilir. çok pahalı olmasına gerek yok ama birşey al. accessorize dan bir şeyler çıkabilir. websitesinde ürünlerin fiyatları da yazıyor.

odunluk yapma, insan sevdiği kişiyi mutlu etmek ister. tabi tersini de bekleyebilirsin. yani bu sadece erkeklere has bir duygu olmamalı. yıldönümleri iki tarafında birbirini mutlu etmek için bahane olan günler olmalı.

mekan önerim yok. ama 20'li yaşlarda taksim her türlü gider. buralarda taksimde mekan soran biri olmuştu. o duyuruyu bulursan bir oku.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(09.11.09)
karşılıklı olarak taksimi sevmiyoruz bu arada yardım için teşekkürler:)
0
🌸racing2
(09.11.09)
hocam istanbul üni.nin baltalimanı'nda yeri var. orada bir yemek ayarla, bide kız arkadaşının sevdiği bişilerden feyz alarak şık bir hediye al bence güzel olur. hem üni.tesisi olduğu için fazla tuzlu olmaz hemde boğaz kenarında yemek yemiş olursunuz.
0
icemanr
(09.11.09)
galata kulesinde yemek ayarlayabilirsin.gezmek ayağına oraya çıkartıp süprizde yapabilirsin
0
sonradangeldim
(09.11.09)
yardımlar için çok teşekürler kafamda hiçbir plan yoktu ama suan somut fikirler oluştu saolun:)
0
🌸racing2
(09.11.09)
(3)

yurt dışı telefon getirme

Athlon
duyuruda ve netde aradım lakin sorularıma cevap bulamadım. belki de ben bulamadım herneyse..-arkadaslar yurt dısından kac adet telefon getirebiliyoruz?-telefon 300 avro üzeri olunca ne oluyor aşagı olunca ne oluyor.-telefonu pasaporta işlemek havaalanında mı yoksa herhangi bir bayiide mi oluyor?-akl
duyuruda ve netde aradım lakin sorularıma cevap bulamadım. belki de ben bulamadım herneyse..
-arkadaslar yurt dısından kac adet telefon getirebiliyoruz?
-telefon 300 avro üzeri olunca ne oluyor aşagı olunca ne oluyor.
-telefonu pasaporta işlemek havaalanında mı yoksa herhangi bir bayiide mi oluyor?
-aklıma gelmeyen ne gibi sorunlar çıkabilir???

not: daha once yurt dısından telefon getirilmedi...
0
Athlon
(04.11.09)
ben farklı zamanlarda n95, n80 ve n73 getirdim. pasaport memuru ülkeye girdiğinize pasaportunuza damga vuruyor ya, işte o yetiyor. pasaportunuzu alıp hangi hattı kullanıyorsanız o bayiye gidiyorsunuz. bayide pasaportun o sayfasının fotokopisi çekiliyor, cüzi bir işlem ücreti alınıyor ve hat bir kaç güne açılıyor. başka bir ekstra para vermiyorsunuz. her pasaport yılda bir telefon getirebiliyor sanırım.
pasaport, gümrük memuruna ekstradan ben telefon aldım diye bir bilgi vermenize gerek yok. telefon aldığınız sadece hattınızın bayisini ilgilendiriyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(04.11.09)
2 yılda bir telefona çıktı o kanun. Fiyatla pek alaka yok.
0
ataturkiye
(04.11.09)
2 yil icinde 1 adet getirebilirsin ne getirirsen de getir farketmiyor
0
thefin
(04.11.09)
(6)

hangi dil ? nerede ( istanbul )

ceks
şimdi burada yazılanları okudum ama sen haksızsın asjkldjaslkdja.. sorum su ; şimdi ingilizce iktisatta okuyan biri ( kısmen ingilizce bilen ) , bankalarda ya da ne bileyim hangi sektorde calısacaksa artık 2. dil olarak hangisini secmeli ? ( yasayacagın yerin neresi oldugu onemli , su kolay vs olara
şimdi burada yazılanları okudum ama sen haksızsın asjkldjaslkdja.. sorum su ; şimdi ingilizce iktisatta okuyan biri ( kısmen ingilizce bilen ) , bankalarda ya da ne bileyim hangi sektorde calısacaksa artık 2. dil olarak hangisini secmeli ? ( yasayacagın yerin neresi oldugu onemli , su kolay vs olarak değil de olması gerekeni ogrenirsem makbule gecer )
0
ceks
(02.11.09)
Rusça çok sık söz ettirmeye başladı bu konuda kendinden. Benim naçizane tavsiyem sana Çince olabilir.
0
alkolik imam
(02.11.09)
kesinlikle ispanyolca.
0
bugungunlerdenisyan
(02.11.09)
İşin açığı Türkiye'de İngilizce hariç geçerli diller Almanca ve Fransızca'dır. Bankacılık sektöründe de bu durum böyledir, bazı bankalar Almanca ve Fransızca dil bilgini belgelendirmen durumunda dil tazminatı ödemesi yapar. Ne İspanyolca ne Rusça ne de başka bir dil henüz piyasada aranan dillerdir.. Rusça ve Arapça gibi diller, en fazla inşaat mühendislerine yarayabilir ama bence senin işine yaramaz. Özellikle Çince'nin fazla şişirildiğini düşünüyorum, Türkiye'da kaç kişi kurslarla vs İngilizce öğrenebildiği kadar Çince biliyor? Bu bilgisiyle çok önemli bir iş için tercih edilen insan olmuş? Bence "kısmen" bildiğin İngilizce'yi daha da ilerletip, yüksek bir toefl skoru ile belgelendirebilirsen, kariyerin için çok daha faydalı olur.

Ek Not: Kendim bir süre İspanyolca öğrendim, sonra gördüm ki bir işe yaramıyor. Eğlencelidir o ayrı tabi.
0
Lethe
(02.11.09)
zamanını ingilizce telafuzunu ve gramerini ilerletmeye harcasan kesinlikle daha iyi olur. gün içinde cnn international izleyebilirsin. bir yandan da arada ingilizce gazeteler al. kesinlikle çok iyi bir ingilizce daha çok işine yarar.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(02.11.09)
bankacılık özelinde almanca en gecerlisi, fransızca da işe yarayabilir. ama profosyonel amaçlı bir dil öğrenmek istiyorsaniz ve kolayligi onemli bir kriter degilse kesinlikle cince ögrenmelisiniz. ticari ve toplanti vs amaçlarla çin'e gidip gelen herkes aynı şeyi söyleyecek. Bi vadede kamunu bile çince ilen adam istihdam etmek isteyeceğini düşünüyorum
0
purpurum
(02.11.09)
tesekkur ederim herkese .
0
🌸ceks
(02.11.09)
(8)

düşüncelerinize ihitiyacım var

imparatorolmayikolaymisandin
öncelikle herkese iyi günler..benim derdim, öğrencilikte sevgili ile aynı evde kalma ve ilişki yaşama, son beraber olduğum kişi aradan 1 sene geçmiş olmasına rağmen hala unutabilmiş değilim ama artık unutmak istiyorum ve şimdi üniversitede okuyorum bilen bilir öğrencilik hayatı falan filan güzel
öncelikle herkese iyi günler..

benim derdim, öğrencilikte sevgili ile aynı evde kalma ve ilişki yaşama,

son beraber olduğum kişi aradan 1 sene geçmiş olmasına rağmen hala unutabilmiş değilim ama artık unutmak istiyorum ve şimdi üniversitede okuyorum bilen bilir öğrencilik hayatı falan filan güzeldir, önüme fırsat çıktı hoşlandığım kişi ile beraber olmaya başladım, birazda artık bunu unutmak istediğim eski sevgili dolayısıyla bu ilişkiyi yaşamak istiyorum ama aklımda cevaplamanızı istediğim bazı sorular var..

not: aynı sınıftayız.

1} bu ilişki derslerime nasıl yansır. kendimi dağıtmaktan çok korkuyorum [dersleri salmak gibi] neler yapmalıyım ?
2} daha önce böyle [öğrecilik hayatında sevgili ile aynı ev] ilişki yaşıyanlar ne tavsiye ederler?
3} bu ilişki eminim birşeyler bana birşeyler katar.şimdilik isteğim, öyle haftalık uzun süreli ilişki olmasıdır , bunlar sonra bana geri dönmesin sonuçta ne kadar derin ilişki o kadar hatıra ve derin yara bırakır
aslında aklımda çok soru var ama cümlelere şuan dökemiyorum aklınıza gelen farklı düşüncelerinizi de yazarsanız sevinirim teşekkürler..

bağımsız soru : berlin metrosu başlığı yazılmamışmı yoksa ben mi göremedim?
0
imparatorolmayikolaymisandin
(17.02.09)
1- sevgilinle konuş durumu. ben derslerime önem veriyorum de. bunu bildiği vakit sizi zorlamaz. hatta beraber çalışırsınız vs. güzel şeyler olur=)

2- tecrübeli değilim ama nacizane düşüncem asla sevgilinle eve çıkmamanız öğrenciyken. kaçınılmaz bir şekilde evli hayatı yaşamaya başlarsınız. bunun için daha çok erken.

3- ilişkiler zordur. paylaşmak zordur. çok karışık konular ben çekindim=)

bağımsız soruya bağımsız cevap: ben de göremedim berlin metrosu başlığı ama berlin metrosunun özel bir adı varsa o başlık olabilir.
0
dambil
(17.02.09)
1- aynı sınıfta olduğunuza göre aynı derslere girdiğinizi varsayıyorum. beraber ders çalışırsınız, olur bu iş. iyi de olur aslında.

2- heyecanı öldürür ancak ilişkinin daha uzun sürmesini sağlar. ara ara bir birinizden bağımsız aktiviteler yapmayı da unutmayın tabii.

3- bir yastıkta kocayın inşallah.

bağımsız cevap: (bkz: bvg)
0
co2s2
(17.02.09)
aynı evde kalma, sosyal çevren azalır. derslere bir şey olmaz, yaşa gitsin.
0
izaleisuyuu
(17.02.09)
2) üniversitede iki sene bunu tecrübe etmiş birisi olarak diyorum ki: çıkmayınız, gerek yok.
0
coffee and cigarettes
(17.02.09)
içimde ''bunları yaşa sonradan pişman olursun'' gibilerinden duygular var, gençlık bidaha gelmez bu zamanlar.. gibi düşünceler geçiyor.

@dambil, @co2s2 bağımsız cevaplarına istinaden : paris metrosu , bruksel metrosu gibi neden böyle başlıklar atlında incelenmıyor. bildiklerimizi bvg başlığı altında mı yazalım.
0
🌸imparatorolmayikolaymisandin
(17.02.09)
samanliktaki zuhtu
(17.02.09)
kesinlikle çok erken. ayrıca sevgilinle ilişkinin başında 2 şeyi mutlaka netleştir. benim için derslerim önemli de ve gerçekten önemse. çünkü okulum yarım dönem uzamıştı da ne kadar sıkıcı gelmişti. ekstra yıllar çok sıkıcı oluyor. aktivitelerinizi ona göre ayarlayın.
mutlaka sevgilin dışında bir sosyal çevren olsun. aksi durumda ayrılık çok koyar. ha biz ayrılmayız diye düşünebilirsin, bu da olası ama çok çok düşük bir olasılık. birde aynı sınıfta olup aynı evde yaşamak kabus gibi. 24 saat hiç ayrılmayacaksınız. ayrılsanız ayrı dert. hiç gerek yok. ne olursa olsun sevgilin dışında sosyal çevren, hobilerin olsun emin ol uzun süreli ilişkinin sırrı bu. aynı eve çıkmayı ilişkinizin 1. yılından sonra düşünebilirsin belki. herşey yolunda giderse. 24 saat gördüğün kişiyle çok boktan sebeplerden bile kavga edersiniz. hele de aklında bir de eski sevgilin de varken...

ama 2 erkek arkadaşın da ev arkadaşlıkları mükemmel olmuyor. en güzeli kız arkadaşının evi olacak, sen de özel yurtta kalacaksın (nispeten daha temiz ve sakin olur herhalde) canın istediğinde kız arkadaşında kalacaksın.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(17.02.09)
bağımsız sorunun bağımsız cevaplarına bağımsız yeniden soruya bağımsız yeniden cevap: ne bileyim?
0
co2s2
(27.02.09)
(12)

uçakta sıkıntı yaşıyorum

head
selam,geçen ağustos ayında ankara'ya yarım saatlik bir uçak seyahatim olmuştu ancak ufak sağa sola hareketlerde bile terledim resmen. şimdi mart'ın 3. haftasında antalya'ya gidiyorum iş sebebiyle, toroslardan aşağı inerken yukarı çıkarken baya sallıyor diyorlar. gözüm korktu lan. nasıl çözeriz? vapu
selam,

geçen ağustos ayında ankara'ya yarım saatlik bir uçak seyahatim olmuştu ancak ufak sağa sola hareketlerde bile terledim resmen. şimdi mart'ın 3. haftasında antalya'ya gidiyorum iş sebebiyle, toroslardan aşağı inerken yukarı çıkarken baya sallıyor diyorlar. gözüm korktu lan. nasıl çözeriz? vapurda bile çok yattı mı "ananı" diyorum içten içe :/
0
head
(12.02.09)
passiflora hakkında; ilacı yanınızda uçağa sokabiliyorsanız sokun. bünyeye göre etki eder. 5-6 kaşık içtiğim halde etki etmediği olmuştu. bıraktım zaten sonra. çok hafif ilaç
0
hia
(12.02.09)
uçmadan önce alkol. uçarken de alkol.koridor koltuğu iste (bir nebze fayda eder), olabildiğince önlerden iste (daha az sallanıyor), yanında dergi gibisinden birşeyler götür bol resimli olsun.
0
cinematography
(12.02.09)
kusmayayım sonra?
0
🌸head
(12.02.09)
çeyrek dramamine de alabilirsiniz. otobüs tutanlar ya da bi şekilde rahatsız olanlar genelde bunu içer. işe de yarar. sersemleştirir de. oh mis.
0
oceano
(12.02.09)
havaalanında bir duble rakı çözer işi.

yok içmem ben dersen ayetel kürsi öneriyorum.
0
trocero
(12.02.09)
doğrudur, kışları biraz sallar o toros semaları, hava açıksa hiçbir şey olmaz ama.
ben de tırsıkımdır, ödüm kopar uçaktan , ayağımın yerden kesilmesinden. uçuştan önce havalimanında kırmızı şarap alıyorum; küçük şişeden iki kadeh çıkıyor nerdeyse. özellikle aç karnına alıyorum ki, uçakta hem yemekten başka birşey düşünemiyorum (ikrama yumuluyorum) hem de daha çok rahatlatıyor. sonra bir bakıyorum inmişiz bile :)
0
freefroglet
(12.02.09)
durumun ciddiyetine bakar. rahatsız oluyorum ama binmemi engellemez kıvamındaysanız hafif yatıştırıcılar işinizi görebilir ama durum ciddiyse daha ciddi bi'şeyler yapmanız gerekir.

örneğin ömrü hayatında korkusu yüzünden uçağa binmemiş babam en sonunda tamam binicem deyip 3 saat öncesinden içmeye başlamış. içtikçe ayılmış adam. binememiş yine neticede.

olmayınca olmuyor yani.
0
insensitive
(12.02.09)
yok yok kusturmaz bir bira altı üstü. olmadı bir kadeh bişiler işte. kusmazsın. ama bu otobüslerdeki gibi sadece midem bulanıyorsa o zaman alkol alma tabi. antiemetik al binmeden o sorununu çözer. ama fobi cinsinden birşey ise o zaman alkol en ideali çözümü.
0
cinematography
(12.02.09)
bildiğim kadarıyla atatürk havaalanı'nda doktor var, ona gidip sakinleştirici iğne yaptırabiliyorsunuz uçuştan önce.
0
r12
(12.02.09)
kendinizi uyuşturmanız, bir dahaki uçak yolculuğunda aynı sıkıntıyı belki fazlasını yaşayacağınızın biletidir.

apaydınlık kafayla giriniz. kendinizi telkin edici bir metin hazırlayınız belki de. uçuş sırasında duygularınıza konsantre olunuz. korkuyorsanız iyice üzerine gidip kendinizi en kötü senaryoları hayal ederek daha da korkutunuz.

eğer başarabilirseniz bu anksiyeteniz yavaş da olsa geçecektir.
kalıcı olarak.

ha böyle tırsak kalmayı kabulleniyorsanız evet yarım şişe rakı, hayvan sakinleştiricisi, ot, nutella... kafa yapan ne varsa tüketiniz.
0
lhun
(12.02.09)
hiç ilaca gerek yok bence... istanbul'da yaşıyorsanız ölüm riskiniz daha fazla. dünyada dakikada kaç tane uçak kalkıyor, yılda kaç tane kalkıyor onu bir düşünün.. bununla birlikte 1 tane düşüyor veya düşmüyor.. çoook çok düşük bir ihtimal uçağın düşmesi. istanbul'da olan trafik kazalarını, patlayan bombaları, adamın psikopat çıkıp sizi öldürmesi ihtimallerini düşünürsek risk kat kat yüksek. ayrıca işe yarar mı bilmem ama 3 paraşüt atlayışım var benim, ve 6 tane gidiş dönüş 11 saatlik uzak doğu uçuşum var. hatta her ay yurtdışındayım baya bir uçak seyahatim oluyor. bana sorarsanız çok keyifli geçiyor benim için uçak yolculukları. yiyorum, içiyorum, okuyorum vs.. uzun yolculuklarda film izliyorum. bence rahatlatmalısın kendini... ilaçlarla değil de ömrünün uzun olması ihtimaline karşı olayı kökünden çözmeyi dene.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(13.02.09)
uçağa ilk binişlerimde lost izliyordum, accaayip keyifli oluyor :p
(bkz: bir cirpida 24 bolum lost izleyip ucaga binmek)
0
hicazkar
(13.02.09)
(7)

faiz sorusu

fdegir
onceki sorulari/cevaplar da okudum ama verilen cevaplardan birsey anlamadim. sorum belli. sayet 20,000 euro isbankasi doviz tevdiat hesabina yatirirsam, aylik ne kadar getirisi olur.is bankasi web sitesinde oran 100,000 euro'ya kadar 2.10 denmis. http://www.isbank.com.tr/content/TR/FiyatOran.aspxbu
onceki sorulari/cevaplar da okudum ama verilen cevaplardan birsey anlamadim.

sorum belli. sayet 20,000 euro isbankasi doviz tevdiat hesabina yatirirsam, aylik ne kadar getirisi olur.

is bankasi web sitesinde oran 100,000 euro'ya kadar 2.10 denmis.

www.isbank.com.tr

bu orana gore soruyorum. sayet bunu yaparsam aylik gelen faizi kullanabilir miyim anaparaya dokunmadan?

hayatimda faizle isim olmadi ama merak ettim belki isim olabilir.

cahilim be duyuru.

soruya ek: is bankasi dolara daha yuksek faiz veriyor, 2.25. bu yoroyu dolar yapip faize koymak mi iyidir yoksa nedir? tl mi olsa acaba?
0
fdegir
(11.02.09)
(20000*0.021)/12 = 35 euro aylık getirisi olur. Bunu ana paraya dokunmadan kullanabilirsiniz elbette.
0
crown
(11.02.09)
hayallerim vardi be abi.
0
🌸fdegir
(11.02.09)
dolara çevirirseniz alış satış farkından zarar edersiniz. euro olarak kalsın.

20.000 euro %2,10 faizden yıllık 420 euro faiz alır. bu da aylık 35 euro yapar. faiz oranı değişmedikçe her ay 35 euro faiz alırsınız.
0
kibritsuyu
(11.02.09)
şu an eur ve usd mevduata para yatırmak pek akıllıca değil. hem kur riski alacaksın hem de düşük faiz. faizler tl bakımından da inişte, tavsiyem bir süre tl b tipi anapara korumalı fonlarda (likit gibi) tutman. ya da %12-14 arası aylık tl mevduat veya 08.04.09 vadeli dibs alman. ama işbank dibs lerde diğer bankalara göre 0,25 puan kadar az faiz veriyor.başka bankada hesabın var mı?
0
modesttiago
(11.02.09)
Direk cevap olarak değil de, banka sitelerinde sadece verilen faizler listesi olarak değil "Hesaplama Araçları" gibi bir bölümünde sorunun yanıtını direk kuruşu kuruşuna alacağın sayfalar vardır. Oraları kullan bu gibi durumlar için...
0
delikan76
(11.02.09)
aylık 35 öronun %15'i stopaj,kkdf,bsmv olarakda kesilir. yirmidokuz öro kalır geriye
0
trocero
(11.02.09)
tl ye çevirip hazine bonosu filan alsan ne getirir acep. %15-16 gibi bir getirisi oluyor. bono uzun vadede iyi kazandırıyor diye biliyorum.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(12.02.09)
(5)

Yolda kitap okumak, sesli kitap, v.b.

goksuyu
Arabadayken kitap okuyamama gibi bir rahatsızlığım var. Ciddi anlamda midem bulanıyor. Diyorum ki acaba sesli kitabı mp3 çalara neyin atıp oradan dinlesem de böylece mal mal yola bakarak zamanımı yitirmesem. Elinde sesli kitap gibi bir şeyleri olan varsa bana yardımcı olmak ister mi? türkçe ya da in
Arabadayken kitap okuyamama gibi bir rahatsızlığım var. Ciddi anlamda midem bulanıyor. Diyorum ki acaba sesli kitabı mp3 çalara neyin atıp oradan dinlesem de böylece mal mal yola bakarak zamanımı yitirmesem. Elinde sesli kitap gibi bir şeyleri olan varsa bana yardımcı olmak ister mi? türkçe ya da ingilizce olabilir. hatta anlamam ama fransızca bile olabilir. umduğumu değil bulduğumu dinleyim.

Tabii 3 kaşık limona, iki kaşık un katıp bir bardak zeytin yağıyla karıştır iç gibi bir çözüm önerisi sunarak "sorununu kökten çöz, kendi kitabını kendin oku" diyen varsa şüphesiz ki onlara cennet kapıları sonuna kadar açılacak.
0
goksuyu
(10.02.09)
www.karakutu.com

dünya klasiklerini .mp3 uzantılı bulabilirsin.
yukaridaki linkler ölmüş bir de şunu dene..

korler.bilkent.edu.tr
0
artikbenimdebirvolvomvar
(10.02.09)
orayı ben de bulduydum ama habgisine tıklasam "Server Error in '/' Application." diyor malesef. eğer garezi bana değilse linkler ölü, banaysa çok kırılırım.

edit: yukarıdaki karakutu içindi. bilkenten bi ftp client yardımıyla buradan indirebilirim heral
0
🌸goksuyu
(10.02.09)
valla hocam bu konuda trt'nin övmek için kelimelerin yetmeyeceği bir programı var.


bir roman bir hikaye..

geceleri 22.45'de trt radyo 1'de..


www.trt.net.tr

üstelik okuyan da mehmet atay veya diğer bir deyişle bizim evin halleri'nin peyami'si :D

internette kayıtları olabilir diye söylüyorum :D
0
edgenabby
(10.02.09)
bende hayatta kitap, gazete okuyamam. hatta 2 satır not bile okuyamam. birde böyle karşınıza bişey okuyan insan oturmuşsa size ay zamanını boş geçiren insan modunda bakarlar, ya da bana öyle geliyor okuyup okuyamadığım için, daha bir sinir olurum. ama ben otobüste genelde müzik filan da dinlemiyorum. tamamen hayal kuruyorum, yazılar yazıyorum zihnimde, iç sesimle konuşuyorum:) yine vakit geçiyor.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(10.02.09)
arabada bişey okuyamayan bi insandım. kitabı, gazeteyi gördüğüm an midem bulanıyordu. bi de, normalde de araba tutardı beni küçükken. çok fena bi haldeydim.
şu anda arabaya, otobüse binmeye can atıyorum, çünkü boş vakit oluyor ve deli gibi okuyorum. peki nasıl oluyor? aslında çok basit, tamamen şans eseri bulmuştum, eminim aynı şekilde yapan bissürü insan vardır. hatta bahse girerim birmilyon tane toplarım ondan.
kafanızı asla öne doğru eğmeyin, şöyle arkanıza güzelce yaslanın rahat oturun önce. kafanızı dik tutun, sakın öne doğru eğmeyin. kitabı, dergiyi de göz hizanıza ya da biraz daha yükseğe doğru tutun. öndeki koltuğun kafa yaslama zımbırtısı seviyesinde ya da biraz daha yukarısında olsun. biraz zaman geçtikten sonra size en uygun pozisyonu bulursunuz ve rahat okumaya başlarsınız. ben öyle yaptım oldu, yıllardır negzel kitap okuyorum yolculuklarımda. geçen yıllarıma da epey üzülmüştüm bu kadar basit bi olay için
0
ip atlayan dana
(11.02.09)
(7)

Sevgililer Günü Hediye

fundamental
sevgililer günü yaklaşıyor malum kız arkadaşa ne alınır?
sevgililer günü yaklaşıyor malum kız arkadaşa ne alınır?
0
fundamental
(10.02.09)
sevgilin neleri sever, nası bir tarzı vardır. bundan bahsedersen biraz daha iyi yardımcı olunur bence.
hoşuna gidebilecek bi takı alabilirsin; deniz kabuklu olur ne biliyim el yapımı (pahalı olmayan) hoş bir şey olur.
hediye almazsın ama romantik ve eğlenceli bir gün planlıyabilirsin.
bazıları için bi buket çiçek bile yeterlidir.
mesela çok izlemek istediği bir oyun vardır ona götürebilirsin, sürpriz olur... oyunun biletlerini hediye paketi yapar verirsin ona...
başta dediğim gibi biraz daha özgülleştirmek daha iyi.
0
turunun son ornegi
(10.02.09)
kirmizi gullerle dolu bir ucak gemisi diyecem abes kacacak, pelus ayi diyecem klise olacak, altin buda heykeli diyecem sacma gelecek, yuzuk alsam yanlis anlayacak yersiz bir umutla dolacak, resminin yapbozu desem ayaga dustu o da oeh diyecek icinden, plaket yaptir diyecem, bu ne benle sevgili oldun diye odul mu veriyorsun diyecek, cicek hele hic olmaz onu yorum bile yapmiyorum, araba al diyecem butceni bilmiyorum ki, kitap alsam okumayacak, tozlanacak o raflarda, telefon olmaz, saat olmaz, parfum, makyaj, ayakkabi, canta, kiyafet hic olmaz. arsa alim desem kendime alirim, ne diyorum yahu, unut burayi, gokyuzunden yildiz ya da okyanustan tropikal ada alsak ikimizin parasi bile yetmez ama orjinal fikir yine de hmmm, bence sevgililer gununu al sen, yerine de normal bir gun koy, yok bunu da begenmez, is zor vallahi, neyse uzatmayim asagidaki (veya bunu yazarken biri benden once yazmissa yukardaki) cevaplardan birini begenirsin heralde, benden bu kadar, sevgili gunler...
0
ermanen
(10.02.09)
diğer klasik sevgililer gibi hediye almak yerine sevgililer gününü görmezden gel.sevgili olma olayını kalıp haline getirme.

illa da hediye dersen ; www.miktarz.com 'a bak bi
0
bugax
(10.02.09)
valla bir ara yıldız satın almak modaydı. burç grubuna göre falan. hatta o yıldızın adına kayıtlı tescil belgesi, yıldız kolye tarzı bir şeyde gönderiyorlardı da adres neydi onu hatırlayamadım.

edit yapmadan bulurum arkadaş adres şu; (git: www.yildizal.com)
0
phonex
(10.02.09)
wolkymus
(10.02.09)
takı, çanta, basit aksesuarlar bence mutlu eder. ama mutlu olmasını garantilemek için bir gün öncesinden onu şaşırtacak birşeyler yapabilirsin. böylelikle onun büyüsü kaçmadan 14 şubat gelir, sen ne alsan o sevinir. şaşırtacak derken hani böyle insan beklemediği anda dolabında bi ufacık gofret bulur, şeker bulur, bir de not bulur sevinir filan ya, bu mantıkta bişey. sen geliştir artık. böyle ay aşkıııııııım dedirtecek birşey...
kızlar genel olarak maddi değeri olan bir hediye beklerler. mesela başka bir arkadaşın bir deniz kaplumbağasını evlat edinin fikri de güzeldi. ama bir kız tek hediye olarak bir deniz kaplumbağasının kendi adına evlat edinilmiş olmasına çok sevinmez, azcık sevinir. özel bir hediye de bekler. ne bileyim 20 liraya bir takı 10 liraya da bir kaplumbağa evlat edinmiş olursan o zaman mutlu olur.
böyle diyorum ama ben pek sevgililer günü hediyeleşmelerini sıcak bulmam. prensip olarak sevgilimin beğendiği bir şeyi ay bu sana çok yakıştı bunu sana ben alayım der, garantili alırım. ama bu kısa süreli ilişkilerde işlemez. özellikle ilk yıl hediyelerin biraz önemi oluyor. ya zaten hediyeleşmek güzel birşey. olaya bir de bu açıdan bakmak lazım. başka bir insanı mutlu etmek filan?
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(10.02.09)
bi desen ya da figür çiziktir. onu kolye olarak yaptır. emek desen emek, özel desen özel, değer desen değer ;)
0
frtsglm
(11.02.09)
(19)

nefes alamıyorum. içim yanıyor. ne yapacağımı bilmiyorum.

seytanmelek
şuan konuşabileceğim kimse yok. çaresizim. kendime güvenimi kaybettim. berbat haldeyim.1 yıldır hayatımda biri var. evli. yaş farkı çok. ilk başta her şey güzeldi. sonrasında ben ona kimi yanlışlar yaptım, onu aldattım. sonrasında bunu bir şekilde telafi edeceğimi söyledim. çevremdeki herkesten uzak
şuan konuşabileceğim kimse yok. çaresizim. kendime güvenimi kaybettim. berbat haldeyim.
1 yıldır hayatımda biri var. evli. yaş farkı çok. ilk başta her şey güzeldi. sonrasında ben ona kimi yanlışlar yaptım, onu aldattım. sonrasında bunu bir şekilde telafi edeceğimi söyledim.
çevremdeki herkesten uzaklaştım. kendi -erkek- arkadaşlarımdan korkar oldum. o da yaşananlardan sonra paranoyaklaştı, çevremde yakın-uzak herkesi sorun eder hale geldi, telefonu geç açsam sorun etti, yani her adımım sorun oldu. ben de panik hale büründüm. neredeyse kronikleşti. her saniyemi anlattım, her arkadaşımı açıkladım. her şey düzeliyor derken.. ondan önceki sevgililerimden biri bir akşam bi iş için aradı. ama gerçekten iş içindi. bu da sorun oldu. akşam araması başka bir şeye işaretmiş vs. sonra ondan önceki sevgililerim ve onu aldattığım kişiyle tekrar görüştüğümü iddia etti. aslında yok öyle bişi. kafasında senaryolar yazıp onlara inandı. şimdi de onları arayıp olayı anlatıp gerçeği öğrenecekmiş.
bir yandan hakaretler.. küfürler.. ne kaltaklığım kaldı, ne şerefsizliğim. ama ben kaç aydır onunla yeniden bir şeyler kurmak için çabalıyordum. dışarı bile çıkmıyordum arkadaşlarımla. herkesten korkar hale geldim. her gün bi kavga yüzünden gözlerim şiş zaten. şimdiyse tamamen kopma noktasındayız.
oysaki işin bir de başka boyutu var. evli ve her akşam düzenli olarak eve gidiyor, o görevlerini hiç aksatmıyor. karısını aldatmadığını düşünüyor çünkü karısı ona sevgi ve şefkat vermiyormuş. eve karşı çok dikkatli. belki tırsıyor karısından belki de başka bir şey ama aralarında aşk yok en azından onu biliyorum. karısına ne kadar açık vermemeye çalışıyorsa ne kadar özen gösteriyorsa bana o kadar saldırgan davranıyor.
"sen bana şunu yaptın bunu yaptın sen artık geçmişim bile değilsin. kimse senin kadar iğrenç davramnmadı" diyor ama ben son aylar için söylediği şeyleri yapmadığımı bi şekilde kanıtladım. ama sallamadı bile.

korkunç haldeyim. gözlerim şiş. ağlamaktan helak oldum. yemek yiyemiyorum. bir işim var ama kafamı toplayamıyorum.
o bana her küfrü edebiliyor ama ben en ufak bişi desem sen görürsün deyip saldırıyor.
ben korkunç bir haldeyim.
ailem bile bana böyle davranamazken, ben.. bazen allahım öldür beni diyorum. dayanamıyorum sanki. nefes almak bile zor geliyor.
ben naptım bu kadar? ben napıcam şimdi?
0
seytanmelek
(08.02.09)
evli birisiyle bir senedir ilişki yürütüyorsunuz, zaten yeteri kadar yanlış. işin içinde fiziksel şidet ve hakaret var bir de. bunları da tolere ediyorsunuz. ağlamaya devam edin bence.

aşk falan deyip tüm bunlara meşruiyet yaratmayın bir de.
0
coffee and cigarettes
(08.02.09)
kendi yazdıklarını bir kez okuman bile ne yapman gerektiğini gayet açık gösterecektir. eğer yapman gerekeni yapamıyorsan bu konuda doktor yardımı almanı tavsiye ederim.
0
principia
(08.02.09)
bizim işimiz sizi yargılamak değil, orası net. herkes yaşadıklarından kendi mesuldur. ancak sadece şunu sorabilirim; bu kadar sağlıksız bir şeyin içerisinde bulunmayı nasıl reva görüyorsunuz kendinize? adam evli, evine gidiyor, karısı var, kadıncağızın haberi yok ve onlar "birlikte uyuyorlar" ve aynı adam kendi yaşadıkları son derece normalmiş gibi sizin hayatınıza yoğun müdahele içerisinde.

her şeyi bırakın hadi, bu adamın bekar olduğunu varsayalım, ee? hala her şey berbat ve sağlıksız?

bunu buraya yazmaktaki amacınızı da anlamadım, burada yapılacak tek bir şey ver bu ilşkiyi acilen ve sonsuza dek bitirmek, başka bir cevap verebilecek olan olduğunu düşünmüyorum.

şimdi başa dönelim, evet biz sizi yargılayamayız, ama bence siz kendinizi yargılayabilirsiniz, tekrar düşünün en adil olanı bu olacaktır bence.
0
desidire
(08.02.09)
insan yargıladığı, karşı çıktığı, olmaz dediği durumlarla karşılaşabiliyormuş. anafor gibi içine çekince çıkamıyorsunuz işte.
ben vicdanen hiçbir zaman zaten doğru olduğunu savunmadım. karşımda da her zaman karısı çocuğu bilmemnesi vardı ister istemez.
ister buna sevgi deyin ister bencillik ister alşkanlık isterseniz de zayıflık. bırakamadım, yapamadım, duramadım.
şimdi öyle noktaya geldik ki benden iğreniyor, bana karşı hırslanıyor. ama ben bu kadar kötü bir şey yapmadım ki..
iddia ettiği şeylerin çoğunu çürüttüm. her akşam saatinde eve gitmesine göz yummak zorunda kaldım. her gün onunla uyumasını sindirmek zorunda kaldım.

ben bu kadar hakareti nefreti küfrü hak edecek ne yaptım?

ben ne yapabilirim şimdi?
ne beraber ne ayrı olabildik biz bugüne kadar. ama özellikle son aylarda hep ağladım hep yalvardım hep kendimi anlatmaya çalıştım.
yaşım genç olmasına rağmen 50 yaşında gibi hissediyorum. hayatımı daha yeni kurmam gerekirken hayatım bitmiş gibi hissediyorum..
ben napıcam şimdi? yokluğu o kadar korkutucu o kadar garip geliyor ki. alışamam gibi sanki. o hayatını yaşarken ben onsuz yaşayamam gibi.

benden nefret etmesini, beni hayatından çıkarmasını ve sevgi dolu ilk günlerimizden bu noktaya gelmemizi sindiremiyorum. sindiremiyorum.sindiremiyorum.

ailem durumu bilmiyor. profesyonel yardım alacak param yok.
çaresizim. savaşmak zorundayım.
çıkmaz bir sokakta gibiyim. kuyunun dibinde gibiyim.
kendime güvenim sıfır. onun dediği gibi kendimi iğrenç, kanıbozuk, aşağılık gibi hissediyorum. güvenimi sıfırladı yani. gerçekten bu kadar iğrenç olup olmadığımı düşünmeye bile başladım.

ben ne yapmalıyım?
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
tamamen o adamı hayatından çıkartıcaksın. en fazla bir yıl daha ağlarsın. o adamı, o adamın arkadaşlarını, yani onu görme konuşma ihtimallerini tamamen kaldıracaksın, 2 yıl sonra ağlamayı bırakıp bana dua ediceksin. seni düşünmeyen karısına değer vermeyen insandan sineğe bile fayda gelmez.

kendine sosyal hobiler edin, tamamen yeni bir hayat kur. hayatının bu kısmını hiç yaşamamış gibi düşün. hayat o kadar kısa ki, hiç gurur yapmaya değmez. sana kaltak, şerefsiz, töbe töbe, ne demişse halt etmiş demiş, salla gitsin. bak farkındaysan seni yargılamıyorum sadece diyorum ki ne yaşadıysan unut, o adamı da bir daha görme duyma, kendine yeni telefon numarası, yeni çevre vs. edin... herkes hayatında bir kere hata yapabilir, bu çok büyük bir hata da olabilir, ama ölüm olmadıktan sonra dönüşü var. emin ol şuan kafan sağlıklı değil, böyle tavsiyelere sinir de olabilirsin ama hepsi geçicektir. bu konularda fazla da açık vermesen iyi olur. yani çok fazla arkadaşlarına çevrene yaşadıklarından bahsetme. ne kadar çok kişi bilirse, geçmişinden kurtulman o kadar uzun zaman alacaktır. dünyada ne kadar iyi insanlar var yahu, neden kendini böyle hasta ilişkilerle harap edesin ki?
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(08.02.09)
Bana hala ilişkinizi kurtarmaya çalışıyormuşsunuz gibi geldi. Ahlak polisi değilim, olanlardan da hiç hazzetmem ama bırakın aşık olmayı, en başta evli birine yaklaşmanız bile bu yaşananları ve hatta bin beterini kendinize layık görmeniz demektir. diğer hakaret, haksızlık olaylarına değinmeye bile gerek yok. "Bunları hak edecek ne yaptım" diyorsunuz ya, sert bir cevap yazmamak için kendimi zor tutuyor ve burada bitiriyorum.
0
tavsan hummasi
(08.02.09)
hatalı olduğunun farkındasındır sanırım. evli biriyle olman, aldatman, seni aşağılayan biriyle beraber olman öncelikle kendine saygısızlıktır. umarım beni yanlış anlamıyorsundur.

herkes hata yapabilir, herkes kötü zamanları olduğunda yanlış bir şeyler yapabilir. çok normal. bu dakikadan sonra bence onu hayatından çıkar. kendine çeki düzen ver. bir süre hiçbir ilişkiye başlama. kendine meşgul olabileceğin güzel şeyler bul. emin ol bir süre acı çekersin ama ondan sonra hayatını normal bir şekilde devam ettirirsin. yaşının genç olduğunu söylüyorsun, bence gençliğini böyle şeyler için harcama derim.
0
trista
(08.02.09)
git yalvar. "kulun köpeğin olayım" de. seni affetmesi için ne gerekiyorsa yap. bağırsın, çağırsın, vursun, kırsın hiç sesini çıkarma.

dememizi mi bekliyorsun?

ya yaşadığın bunca saçmalığa rağmen hala "ne yapmalıyım ben?" diye kendine soruyorsun ya buna şaşırıyorum ben. çıkar hayatından gitsin. yeni ufuklara yelken aç.
0
cruor
(08.02.09)
o olay biteli çok olmuş.
"zamanında böyleydim, şimdi böyleyim" numaralarını ancak gariban halk yer, onu da tayyip'ten yer. erkek 1 kere yer, ikinci kere yemez.
0
head
(08.02.09)
ben zamanında yalvaracağım kadar yalvardım çabalayacağım kadar çabaladım. gururumu da ayaklar altına aldım, onurumu da kişiliğimi de. her şeyimi.
kendime güvenimin kalmaması da zaten bunların sonucu.

evet yardıma ihtiyacım var. yanlış biriyle yanlış bir ilişki yaşadım ve sonucunda yapmadığım şeylerden dahi suçlandım. o kendine toz kondurmadı ama ben her şeyin sorumlusu oldum.

evet yardıma ihtiyacım var. toparlanmam lazım. depresyona girmek bütün gün mal gibi oturup durmak sürekli ağlamak istemiyorum. kurtulmalıyım. bu ruh halinden bu hayattan bu başağrılarından bu aşağılamalardan kurtulmalıyım.
yardım istiyorum sadece. nasıl barışmalıyım ne yapmalıyım değil ki sorduğum.

sakinleştirici mi alayım, bitki çayları içip bitki mi yutayım ne yapayım..
evet korkunç bir bir yıl yaşadım ama bunu en sağlıklı şekilde atlatmalıyım. ve kendimi çok güvensiz çok kötü hissediyorum bu yüzden de yardıma ihtiyacım var.
çünkü bir hayatım bir işim bir ailem var. hayatımda bir şeyleri geç de olsa kurmam lazım.
hatalarımın da farkındayım yapmadığım ama suçlandığım şeylerin de..
içinde bulunduğum ruh halimin de..

bu yüzden yardım istiyorum.
tabi ki bu adamı hayatımdan atmam lazım "bir kavanoz recel bunlarda gecer" ne güzel yazmışsın. evet bir süre ağlıycam içim yanacak ama sonra unutucam değil mi? beim buna inanmaya ihtiyacım var. hayattaki tek umudum, şuan o var dediğin iyi insanlarla da karşılaşabilmek ve yaşayabilmek. eskisi gibi, ondan öncekinde olduğu gibi yaşayabilmek.
ama ne yapacağımı bilmiyorum.

güvensizlik ve umutsuzluk işte en kötüsü. ve ben şuan tam da bunları yaşıyorum. ama toparlanmam lazım.
toparlanmam lazım.
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
1-telefonunu değiştir.
2-evini değiştir.
3-mümkünse işini değiştir.
4-bu adamdan (adam olduğunu var sayıyorum) koşarak kaç!
5-arkadaş çevreni değiştir.
6-düşüncelerini değiştir.
7-ne yaptım ben diye sor; ne yapacağına, bir önceki soruya verdiğin cevaba göre karar vereceksin!
0
fempusay
(08.02.09)
git karısıyla tanış konuş hatta 3'ünüz buluşun..iyice boqa sarsın ilişkiniz..bakarsın boşanma davaları falan açılır, mahkemeler..ailen olayı öğrenir..

ya da henüz bu duruma gelmemişken hazır, eski arkadaşlarını geri kazanmaya bak..tek başına kalmamaya çalış çok fazla..istiyorsan dua et, soğuk suyla duş al sürekli..

en önemlisi bu olaydan bi ders al..
0
noctiluca
(08.02.09)
onunla bağlarını tamamen kopardıktan sonra,

otur 1 ay ağla. ama emin ol geçer. geçmeyen hiçbir aşk acısı yoktur. böyle diyorum çünkü ona gerçekten aşık olduğunu sanmıyorum. sadece ilgiye ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. içinde bulunduğun boşluk senin hata yapmanı sağlıyor sanırım. mantıklı düşünmeye çalışırsan çabuk atlatırsın. unutma ki aşk çift kişilik bir mutluluktur; tüketebileceğin acı çekeceğin bir şey değildir.

hayvanları seviyorsan barınaklara git, kedilere köpeklere mama dağıt, onlarla vakit geçir. onların mutluluğunu görmek inan seni çok rahatlatır. biraz spor yap, hayata pozitif bak, bir kursa yazıl. ücretsiz kurs dolu etrafta belediyenin. aşkla ilgili hiçbir şey düşünme. veya al bir arkadaşını beraber atla trene, türkiye'yi dolaş. yapabileceğin o kadar çok şey var ki...
0
trista
(08.02.09)
vah yazık sen ikinci olmayı kabul ederek baştan bu yolu kendin çizmişsin, ne kadar ağlasan da faydası yok.
0
alkolikfedai
(08.02.09)
dur madem pas atmışsın cevaplayım yine. unutursun kardeşim, garantisi benden. unutmazsan ikinci yıl bana dua etmezsin (beddua filan aman aman, sakın:)), hadi izin verdim adam tutar dövdürürsün. ne diim ben sana daha ya. bu kadar garanti verdim. yeter ki kurtul o adamdan.

bak şunu unutma ki, her normal ilişki de sorunlar olur. ama bu sorunları mantıklı insanlar aşarlar. burda normal ilişki eşiyle adam arasındaki ilişki, seni kastetmiyorum. öyle eşim beni sevmiyor, benimle ilgilenmiyor filan saçmalığına kanma. eşine ilgi gösterse, ilgi görür. yok eğer böyle bir şeyin olmayacağına inanıyorsa da o kadınla neden evlenmiş, evlenmiş hadi sonradan kadın değişmiş diyelim düşük bir ihtimalle, o zaman neden boşanmıyor? bırak o kendi kendini kandırsın, ne yaparsa yapsın, sen kendi hayatını düşün. değmez yavrum değmeeeezzzz, eşini aldatan erkeğe değmez.

inan sen daha iyi birisini bulacaksın, seni daha çok seven birini bulacaksın. şuan öyle zor bir dönemden geçiyorsun. olur böyle şeyler, çok insan bu hataya düşüyor. hayvanları seviyorsan hayvanlarla ilgilenmek ilgini biraz dağıtabilir. bir sürü şey yapabilirsin bu süre zarfında.. çok kısa sürede aklından çıkacak. emin ol sen ona tahmin ettiğin kadar aşık değilsin. kadınlar biraz onları şımartmayan, kovalayan erkeklere ilgi gösterir. bu yıllardır böyledir. bu da normal. yaşadığın şeyleri çok kişi yaşıyor malesef, çoğu insan da atlatıyor. ilaçlara filan bulaşma. en büyük çözüm yine senin beyninde. sakın anti depresan, alkol, sigara gibi ikincil sorunlara bulaşma. kitap oku bol bol. dil öğren, hobi edin. ne bileyim böyle şeyler yap. ağla bol bol açılırsın, ağlamaktan zarar gelmez. ama haplar işine yaramaz, öyle şeylere bulaşma.
bazen bazı şeyleri sindirmek en iyisidir. iyileşmek için bazı ilaçları bitkileri, burnumuzu sıkar yine içeriz ya. bu gibi:S yani idare et bu benzetmemi artık. sindir gitsin. ne demişse ne yapmışsa cehennemin dibine. o senin böyle olacağını bile bile bu işe başladı. onun eninde sonunda sarılacağı bi eşi de var. burda sen çok genç olduğun için aldanmışsın. şimdi ne dediyse ne yaptıysa göm onu bi yere. nereye gömdüğünü de hatırlama bi daha. foto filan varsa notlar başka şeyler yak sil hepsini. biraz ağlarsın belki ama sorun değil. ağlaya ağlaya yok et herşeyi. azcık ağlamayla bişey olmaz. hadi canım güveniyoruz sana bak hepimiz bu kadar yazdık, bildiğini okuma yine emi:)

bu arada dikkatini çekiyorum hiç birimiz git eşine anlat demiyoruz. başına yeni işler açma yani. bir an önce olayı kapatman senin için en güzeli. yoksa toplum önünde suçlu sen olursun. birde onun derdini başına sardığınla kalmış olursun.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(08.02.09)
Yasaman gerkiyormus boyle birsey. Odaklanman gereken sey bu durum icin cektigin uzuntu, bunları haketmedigin halde yasıyor olmandan mı kaynaklanıyor, yoksa zaten olay zinciri icinde icinden cıkmak iztemedigin iliski icinden mi uzuluyorsun?
Daha acık konusayım, kurban mısın, yoksa kutsallastırma cabası icinde misin yasananları?
Yapılacak sey bu konuda ne istediginize karar vermek gibi. Bunu yasamaya devam edebilirsiniz; bir sekilde devam eder sizin tarafinizda.. ya da askiya alır biraz dinlenirsiniz. Etrafinizdaki insanlardan destek alin. Yalniz kalmayin ve bu konudaki yogun dikkatinizi dagıtmaya calısın; anlatmak zorunda olmadan yardım isteyebileceginiz biri yoksa psikolojik danısma talep edin; cozum de en az icinden cıkamadıgınız sorunlar kadar yanıbasınızda duruyordur eminim. Bazen insan zihni kendine boyle oyunlar oynar; sanki acı cekmeyi haketmisiz gibi; ama yasam da kişiler de ve kurdugumuz ilişki degerleri bizim kurdugumuz seyler.
Zor donemecler, iyisi ve kotusuyle hepsi sizin ve degerli deneyimler.
0
eleazenon
(08.02.09)
dışarıdan bir şeyler soylemek baskalarına hep kolaydır. dolayısıyla burada soylıyecegımız pek cok sey sana acımasız ve anlamsız gelebılır. ama sunu bılmelısın kı yasadıgın sey yanlıs, hem evlı bırıyle bırlıkte oldugun hem de bu kısının sana her turlu hakaretı etmesıne ve senı assagılamasına ızın verdıgın ıcın. hala onu ıstemekle ve sana gerı donmesını beklemekle bu yanlısı devam ettırıyorsun. o adamdan sana hayır gelmeyecegını zor da olsa, acı da verse kabul etmen ve kendını ondan uzak tutmaya calısman sart. varsa yakın oldugun bır arkadasın onunla konus, ondan senı bıraz olsun oyalamasını sana destek olmasını rıca et. tek basına ustesınden gelmek cok da kolay olmayabılır. ama oncelıkle bu adamdan uzak dur! calısıyor olman guzel, en azından gun ıcınde oyalanacak bır seyın var. Psıkolojık destek alıp bu donemı ılac takvıyesı ıle belkı daha kolay atlatabılırsın. bence bır psıkiyatrla gorus. herkesın sorunlarla bas etme gucu aynı degıldır, sen ılacsız atlatamayacagını hıssedıyorsan bu konuda yardım alabılırsın. ayrıca her sey zamanla gecıyor ama sımdı, acın tazeyken bunu anlaman bıraz zor. yıne de aklının bır kosesınde bulunsun. yanlıs yolda yurumeye devam etmek ıcın dırenme, acı cekersın falan fılan ama sonra hayatın bır sekılde duzene gırer. obur turlu zamanla daha fazla boka batmaktan baska bır sey yasamazsın.
0
think martini
(08.02.09)
anlık ağlamalar, öfke nöbetleri, geçmeyen asabiyet, sanki bir rüyadaymış gibi hissetme hali. yiyememe, içememe, nefes alamama.. sanki bundan sonra hep daha kötüsü olacakmış gibi hissetme..
allahım noluyor bana diye düşünmekten başımın ağrısı dinmiyor.
beni yargılamadan yorum yapıp halimden anladığınız ve yardımcı olmaya çalıştığınız için teşekkür ederim. gerçekten.

inanın konuşacak bir arkdaşım var başka kimsem yok bu konuda. sanki bir kabusun içindeyim ve uyanamıyorum. yıl dönümü planları yaparken -ki onu da tek başıma yapıyordum gerçi!- şimdi ne haldeyim.
şimdiye kadar bırakacak cesaretim olmadı onu. her şeyi bile bile, göre göre cesaret edemedim. yaş farkını bilmemneyi geçtim de evli olması hep canımı yaktı, hep utandım insanlardan.
ama yapamadım. şimdiyse güçsüzüm. tek başına hissediyorum.
ama toparlanmalıyım bir şekilde.

@eleazenon: haklısın. ben onu ilişkimizi yaşananları hep kutsallaştırdım. tanrılaştırdım. şimdi ise tanrısını dinini yitirmiş biri gibiyim. ne saçma halbuki değil mi? o da bir insan!
@think martini: şimdiye kadar sesimi çıkarmadan her şeye bana her türlü davranışına izin vermem zaten bu şekilde olmamın sebebi bugün. her şey onu hayatıma sokup sokmamamla ilgili di mi? her şey benim iznime bağlı..
@trista: bana ne kadar yardımcı oldun bilsen. barınakların adreslerine baktım. gidip kedi köpek sevicem. iş yerimdeki köpeklerimizi sevicem. minik yeğenimle oynıycam. bu kalbimin üstündeki kocaman ağırlığı atıp rahatça nefes almak için her şeyi yapıcam.
@bir kavanoz recel bunlarda gecer: yok yok eşine anlatmayacağım merak etme. eşi, hayatında biri olduğunu bi şekilde biliyor. en son msn de beni sorgularken eşi yazışmaları gördü. daha önce de kimi şeyler oldu zaten. adımı sanımı bilmiyor ama biri olduğunu biliyor. hiç de bişi yapmıyor. daha önce de yaşamışlar bu tip şeyler.
1 yıl sonra sana mesaj atıcam ya da buraya yazıcam. umarım gülümseyerek yazarım. umarım kalbimin üstündeki bu ağırlık kalkar, nefes alabilmeye başlarım.

bana hala "ben bunları hak etmedim" dedi ya. ya ben? ya ben o kadar şeyi hak ettim mi? of. bu acı nasıl geçecek.
0
🌸seytanmelek
(08.02.09)
yazılacak hemen herşeyi suser lar yazmışlar..tek diyebileceğim rahatlamaya çalış ve bundan bir kaç hafta sonra bu olayı zihninde canlandırdığında şu anki kadar seni korkutmayacağından ve önemli gelmeyeceğinden emin ol...o evli adamdan kurtul.kendini işine eşine dostuna ver.sosyalleş.bir hobi edin....biraz rahatla....
0
rosencruz
(09.02.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.